Kimi acılar

Yayın Tarihi: 23/02/23 07:00
okuma süresi: 3 dak.

A Tale of Two Utopias (İki Ütopyanın Hikâyesi) adlı kitabında “Yeni bir Toplum Düşü” dediği bölümüne bakalım: “... dünyanın çeşitli yerlerinde, uzun zamanların tutucu içgüdüleri geçmişe gömülüyor, insan kişiliğinin can alıcı bir kusuru, kendini gözlerimizin önünde düzeltiyor gibiydi.” Paul Berman’ın bu yaşadıklarını, yalnızca Özgürlük Kulübünün tek üyesi Unabomber’in ümitsiz dünyasının karşısında değil, ayrıca 90’larda, “bulanık duyarlılıklar” içinde, ama “biz”siz, ama şikâyetçi, ama “Hareket”siz, ama siyasal olanı (insan kişiliğinin can alıcı kusurlarını) her gün biraz daha içselleştirmiş, ama zaplayabilen ve bu yüzden de ne tehditkâr ne de bir devinimin parçası olabilen, olsa olsa sonuna kadar yapı çözümleyici bir konumun karşısında görmemek zor.

Ama 68’i yaşamayanlar bile, bugüne 68’den geçmeden gelmediler ki. Üstelik 68, uzun süre koşulsuz sevildi. Savaşa, devlete, sömürüye, eşitsizliğe, kapitalizme, ırkçılığa, kurumlara ve hatta can sıkıntısına getirdiği eleştiriler bir yana bırakılmadı; gündelik olanı yeniden şekillendirmekle “gösteri toplumu”na sadece görgü tanıklığı yapmak arasındaki fark da unutulmuş değil. 

Yine de, ince bir durum analizine gerek kalmadan, çürümeye devam etmekte olan dünyaya ve bize rağmen, bu Mayıs'ın 68 Mayıs'ını andırmayacağını az çok biliyoruz.

*

Bu sözler Cogito’nun editörü Serra Ciliv’e ait.

1998 yılının baharında yayınlanan derginin 14. sayısına yazdığı ön sözün bir kısmı. Dergi 14. sayısında “Mayıs ‘68”i konu almıştı. O muhteşem isyanı, o temizleyen akımı, o değiştiren devrimi...

Serra Ciliv’in dediği gibi, can sıkıntısına bile isyan eden sokakları ve sokaklarda olup biteni yaşamasak da bildiğimiz Mayıs ’68, dünyada çok şeyin telaffuzunu yapmıştı. 

Sokağa eylemle birlikte sanat, sanatın estetiğinde anarşi, anarşinin yol açıcılığında aydınlık inmişti. 68’i iyi anlamak lazım. Belkide bir daha tekrarı olmayacak bir aydınlanmanın bu denli net mesaja bürünmesi, kabul etseler de etmeseler de çok şey değiştirdi. 

Devam eden yıllar elbette sistemlerin gardını almalarına da neden oldu ama ’68 yaşandı!

Tek gerçek bu. Ruhunun sokaklarda kol gezdiği ’68 şimdilerde unutulmasın diye hatırlatıyoruz yazdıkça, araştırdıkça. Ama içimize almak, ruhumuzda gündelik hayata yenilmek yerine tutmak için bir dürtü olur yeniden okunur, hissedilir, yaşanır diye sahip çıkılır diye yazıyorum.

Şimdi bundan yıllarca sonradayız. 

Şimdi toplum ölçekli acılardayız. Ancak unutmamalıyız ki, kimi toplumsal travmalar, bir değişimin ışıltısına dönüşebilir. Ancak o zaman, yaşanan acılar boşuna yaşanmamış olur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları