“One Island, two states”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, malum BM çıkışı ile gündemde...

Uzun dönemdir kafasında olan, bütün benliği ile kabul etmediği BM’nin Kuzey’deki görev tanımı ve görev alma usulü ile ilgili şikayetini, son günlerde önce BRT’de sonra da Hürriyet Gazetesi’ne ifade etti.

Sabahın ilk saatlerinde, “Ya sev ya terk et” türünden manşetten çıkan Hürriyet’in ifadeleri gözümüze takılmış ki, “KKTC, BM ile köprüleri atıyor” başlığıyla kamuoyunun dikkatini bir anda yeniden çekmeyi başardık... 

Sayın bakanda buna şaşırmış...

Dün gazeteyi ziyaret etti sayın bakan...

Uzun süre samimi ortamda sohbet ettik...

Kendisi ile hukukumuz, bakanlık dönemi ile sınırlı değil...

Görevde olmadığı sürede de zaman zaman apolitik çokça sohbetimiz olmuştu...

Keskin, sağ milliyetçi siyasi söylemlerini hiç gizlemez...

Sözünü esirgemez...

Eleştiri alsa da herkesin kendisi için teslim ettiği söz “En azından ne dediğini bilir. Neyi, niçin söylediğini, diplomatik jargon ve verilerle ortaya koyabilir” tanımıdır...

****

Basit bir anlatımla, “BM’nin, Güney’den aldığı izinle, Kuzey’de görev yapmasına karşı” duruyor Tahsin Ertuğruloğlu...

Bunun, “Erdoğan’ın KKTC’yi tanıyın” çağrısının bir adımı olarak görmüyor...

Ama devlet politikasına dönüşen egemen eşitlik temeline dayalı talebini önemli bir adımı olduğunu vurguluyor...

“2017 politikası sonrası izlenen politika tanınma talebidir... Sayın Erdoğan’ın çağrısı, bu talebin resmen duyurusudur” diyor...

Ertuğruloğlu, “Tutarlı olacaksak, eşit egemenlik diyorsak, BM’nin misafirlik hoşgörüsünü sonlandırmak gerekir. Kuzey’de, Rum’un onayı ile BM’nin görev yapmasına izin vermemiz söz konusu değildir” diye ekliyor.

Bu adımın diplomatik değerini sorguladım...

Anladığım kadarıyla, BM Barış Gücü adımı ve ayrı bir SOFA anlaşması talebiyle, BM’nin Kıbrıs politikasını sorgulatmak istiyor Tahsin Ertuğruloğlu...

Bu adımla, statüko haline gelen ve adada çözümsüzlüğü besleyen BM’nin Kıbrıs kararlarını ortadan kaldırmak ve iki devlet gerçeğini ortaya çıkarmak hedefleniyor...

Tahsin Ertuğroğlu bir noktanın altını çiziyor...

“Kıbrıs’ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu Kıbrıs Türk’ü de henüz algılamıyor. Terminoloji de değişmesi lazım. Model tartışmaları da bitmeli. Federasyon, konfederasyon. Artık, hiçbir anlamı kalmadı. Kıbrıs Türkü’nün eşit egemen statüsü kabul edilecek. Ondan sonra, model ya da ortaklık konuşulur. Komşu devlet olarak mı yaşarız. İyi bir iş birliği içinde mi oluruz sonra konuşacağız. Bu kabul edildiği takdirde, BM’nin Kıbrıs politikası da zaten çöker. Tek devlet var ya... Bu ortadan kalkar. BM’nin Rum’un kullanmasına izin verdiği statü ve bize yakıştırılan statü eşitlenmediği sürece, Kıbrıs sorunu devam edecek. Bunlar eşitlenmeli. SOFA talebi de bunun bir gereğidir. Statü eşitlenmesi. Adada iki devlet var. One Island, two states... (Bu sözle gülümsüyor ve söyle söyle dilimizde tüy bitti diyor)

KKTC Dışişleri Bakanı’nın bu adımları kendi başına attığını sanmanın komik olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, Türkiye ile birlikte adım atmaktan gurur duyduğunu söyledi.

Aktörüz, biz özneyiz gibi sözlerin ucuz ve egoya dayalı politika olarak yorumlayan Ertuğruloğlu, “Beğenelim, beğenmeyelim, Kıbrıs sorunu tüm Türk ulusunun bu coğrafyadaki davasıdır. Reel politika budur” dedi.

Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta yan yana yaşayabilecek ve işlevsel iş birliğine dayalı komşuluk kurulabileceği görüşünü sık sık tekrarladı...

“Sınır kapılarını kapatacak” sözlerini ise “ İnsani ihtiyaçlar var... Kesinlikle böyle bir şey yok” diyor...

Metin Feyzioğlu konusunda ise “Hem Türkiye hem KKTC için hayırlı olsun. Dışarıdan atama her ülkede olur. Sadece Maraş anlamı yüklemek  pek doğru olmaz. Maraş, kişilere dayalı konu değildir” diye konuştu.

Off the record pek çok konu hafızamda takılı kaldı...Hele de iç siyaset, siyasi rekabetle ilgili kendisine takıldım ama şimdilik pek bir şey söylemek istemiyor...

Güzel bir dost sohbetiydi...

Samimiyeti için izninizle teşekkür etmek istiyorum...