Herhalde kimse şu anda, Tolga Atakan’ın yerinde olmak istemezdi

Yayın Tarihi: 27/12/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Siyaset yapmak, hele de bu ülkede siyaset yapmak çok zor...

Zaten, neden bir insan siyaset yapma ihtiyacı duyar, o da ayrı bir konu...

Ben de zamanında denemiştim siyasetin içinde bulunmayı, hâlâ daha da isteğim olur bazı bazı...

Hele de, hem mecliste bizi temsil edenleri görünce, bürokratları görünce, daha da istek duyarım...

Bu şekilde yönetilmeyi hak etmediğimizi düşünür ve bir şeyler yapma, bazı şeyleri değiştirme isteği uyanır içimde...

Sonra otur oturduğun yerde, işine gücüne bak derim...

Her neyse, biz konumuza dönelim...

Kim ve neden siyaset yapsın, neden bir insan siyaset ile uğraşsın?

Gelin buna bakalım önce...

Bazen idealist insanlar çıkar, bir şeyleri değiştirmek isteyen, düzenden memnun olmayan, bu şekilde yönetilmeyi kabul etmeyen kişiler, bunlar bir gruptur siyaset yapmak isteyen...

Genelde hayal kırıklığı ile siyasetten vaz geçerler...

Bir diğer ve en büyük grup da, statükonun içinden gelen, bir şeyler elde etmek, nemalanmak ve nemalamak için siyasete giren kişilerdir bunlar, siyaset olmadan, siyasi partiler olmadan, yaşayamaz bu gruptakiler  ve maalesef ülkedeki siyasetçi grubunun çoğunu da bu grup oluşturur...

Güçlerini ve tatminlerini siyasetten alırlar...

Bu grup siyasetçiler, çocukluklarından berri bu işin içindedirler, siyasi partilerin her mertebesinde bulunmuş, siyaseti, statükoyu damarlarının her zerresinde hisseden bir gruptur...

Bir de ticari olarak, ekonomik olarak, statü olarak büyük tatminler yaşamış bir grup vardır, bu kişiler artık ticaretten, ekonomiden tatmin olmazlar, artık başka şeylere ihtiyaçları vardır, buna ego tatmini de diyebilirsiniz, ülkeden aldıklarını ülkeye vermek isterler de diyebilirsiniz, bu da bir diğer gruptur...

Bu gruplar çoğaltılabilir, fakat genellemek gerekirse, bir insanın siyasete girmesinin sebepleri aşağı yukarı yukarıda saydığım kıstaslardan geçer...

Nereye mi bağlıyorum?

Tolga Atakan’a bağlayacağım

Kendisini yakından tanıyan biriyim, hem üniversite yıllarından, hem ticari hayatından, hem de siyasi hayatından iyi tanırım...

Çok büyük ve güçlü markaların yönetimini yapan, ülkesini seven, idealleri olan biridir...

Onun da yolu siyaset ile kesişti ve şu anda ülkede en çok konuşulan ve maalesef en çok da eleştirilen bir kişi...

İstifa etmesi söyleniyor, büyük eleştiriler alıyor, ki ben de bu eleştiriler konusunda, toplumun haklı olduğu birçok yön olduğunu düşünüyorum..

Hele de son talihsiz kazadan sonra başlayan yol çalışması, tamamen “faul"...

Zamanında söylenmiş sözler, yapılmış eleştiriler, döndü ve dolaştı, fazlasıyla kendisini buldu...

İktidara gelmeden önce, bu yaşananlar, hiç kendi başına gelmeyecekmiş gibi düşündü, ve fakat maalesef çok daha büyük şansızlıklar, sorunlar, olaylar kendisini buldu...

Bu yazıyı yazarken hiç Tolga Atakan ile konuşmadım, tanıdığım kadarıyla yazıyorum...

Ve neden istifa etmiyor sorusu da bence...

Bu algı ile anılmak istememesidir...

Ne ekonomik olarak ne de statü olarak siyaset ihtiyacı yoktur...

Ego derseniz?

Tabii ki o vardır...

Tüm siyasetçilerde vardır ego...

Fakat bu kadar eleştiriyi, bu kadar yıpranmayı ego için de çekemez kimse...

En azından bir şeyler değiştirip, bir şeyler yapıp ayrılmak istiyordur diye düşünüyorum...

Bu kötü algıyı biraz da olsun değiştirmek...

Ülkede sadece kazalar ile anılmak yerine, bunları da yaptı, başardı algısını yaymak istiyordur...

Fakat ne kadar dayanabilir, veya ben olsam dayanır mıydım bilmiyorum...

Fakat bu olayların, yaşanmışlıkların tüm sorumlusunun kendisi olmadığını...

Eğer istifa edecekse de, tüm açıklığıyla anlatması, ve bu taşın altında da kim veya kimler kalacaksa kalması gerekir...

Bazen, gemileri yakmak gerek selamete ulaşmak veya en azından taşların yerine oturması için...

Hükümet ortağının, Temmuz ayında nasıl trafik seferberliği başlatıp, neler yapmadığı ile de başlayabilir mesela...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları