İmar Planı ve Tatar'ın zor kararı

Turizm ile ilgili en çok şikayet edilen konulardan biri de, turistlerin her şey dahil sistemi ile ülkeye gelmeleri, otelden çıkma gereksinimi duymamalarında dolayı da, bölgeye ve topluma yeterince ekonomik katkıda bulunamadıkları konusudur...

Bunun çözümü ne olabilir?

Bunun çözümü, ülkeye yurt dışından turistler gelsin, otellerde, büyük sitelerde, apart otellerde konaklasınlar...

Fakat günlerinin çoğunu konakladıkları yerler dışında geçirsinler...

Alışverişlerini, yeme-içme işlerini dışarıda yapsınlar...

Kafelere, restoranlara gidip para harcasınlar...

Toplum ile kaynaşsınlar, beraber vakit geçirsinler...

Kıbrıs Türk halkının kültürünü görsünler, yaşam biçimini tanısınlar...

Esas olması gereken, gerçek turizm budur ve turizmimizi yönetenler bu gerçeği dikkate alıp, pazarlama ve teşvik sistemini buna göre tekrardan organize etmelidirler...

Son yıllarda, bu bahsettiğim turizm örneği, Kuzey Kıbrıs’ta bir bölgede hayat bulmaya başlamıştı...

Başlamıştı diyorum çünkü siyasilerimiz bunu da yüzlerine gözlerine bulaştırmayı başardı...

Evet, İskele bölgesi bahsetmek istediğim bölge...

Halk tarafından “LongBeach” diye bilinen bölge, son yıllarda Kuzey Kıbrıs’ın parlayan yıldızı olma noktasında...

Uzun sahili, park alanları, çimleri, sosyal aktivite alanları ile büyük bir çekim alanı haline geldi...

Sahilin diğer tarafında, yolun karşısında ise, geriye doğru gidildikçe yükselen, modern, büyük siteler mevcut...

Çok büyük oranda yabancıların ev ve daire aldığı bir bölge...

Eskiden sadece yılın 4-5 ayı bölgede konaklayan yabancı turistler, artık yılın büyük bölümünde İskele’de konaklıyorlar...

Bu bölgenin marketini kullanıyorlar, bölgede yiyip içiyorlar, bölgenin kasabını kullanıp, bölgede berbere gidip, bölgede hayatlarını idame ettiriyorlar...

Hatta bölgede olan okullara, çocuklarını yolluyorlar...

Bir cazibe, bir çekim alanına dönüştü İskele’nin bu bölgesi...

Toplum ile bölgeden konut alanlar, iç içe geçmiş durumda...

Bölge esnafına direk olarak katkıları var bu yabancıların...

Hal böyle olunca da bölgeye yatırım arttı...

Daha çok konut, daha organize siteler ve yaşam alanları ortaya çıkmaya başladı...

Talep artınca, arz da ister istemez artmaya başladı...

Bölgenin büyük müteahhitleri, bölgeye yatırımlarını çoğalttı...

Tam da bu noktada, bölgenin Girne gibi olmamasını isteyen İçişleri Bakanı Ayşeğül Baybars, 4’lü hükümet zamanında başlattığı İmar Planını yürürlüğe koymak istedi...

Müteahhitler ile bölge belediyeleri ile görüşerek...

Kâh kavga ederek, kâh tartışarak, kâh anlaşarak, kâh uzlaşarak bir plan ortaya çıkardı. 

Fakat bu işin pozitif yönünün, Baybars’a ve HP’ye kalacağından çekinen, başta Ersan Saner ve onun ikna etmesi sonucu Başbakan Ersin Tatar, bu plana “Dur!” dedi...

Esasında, Cumhurbaşkanlığı seçimi olmasaydı, bu plana hayır demezlerdi fakat bu planın artısının HP’ye yaramaması için, tamamen siyasi bir kararla bu işi engelledi...

Bölge halkını düşünmediler, bölge müteahhitlerini düşünmediler...

Birçok müteahhit bölgede yatırımlarını durdurmak zorunda kaldı, projelerine başlayamadılar, personelleri de kaybetmemek için, bu insanların yatırımlarını ödemeye devam ediyorlar...

İnşaat sektörü bölgede durma noktasına geldi...

UBP ne yaptı, hükümet ortağının bu işten avantaj sağlamaması için bu işi engelledi...

Yani UBP bu, her zamanki UBP...

Kendi nemalanmayacağından dolayı, ülkeyi düşünmeden, toplumu düşünmeden hareket ediyor...

Bölgeye para bırakacak bir sistem oluşmasının önünü kesiyor...

Neden? Çünkü bu işin öncülüğünü Baybars yaptı ve Baybars ön plana çıkacak, bu iş HP’ye yarayacak...

Yılın 6-8 ayını belki de fazlasını bölgede geçirecek...

Direk olarak bölge ve bölge halkı ile ilişki içinde olacak, yurt dışında gelip, bölgede para harcayacak kişilerin önünü kestiler...

Ve dün artık bu duruma dayanamayan müteahhitler eylem başlattı...

Taahhütlerini yerine getiremediklerinden, inşaatların durma noktasına geldiğinden dolayı artık dayanılamaz bir durum ortaya çıktı...

Lefkoşa trafiği darmadağın, fakat artık yapacak biseyleri kalmadı bu insanların da...

Tek istedikleri, sürdürülebilir bir plan, tek istedikleri üretmek, kazanmak ve kazandırmak...

Filler tepişirken, ezilmek istemiyorlar...

Bu yazıyı yazarken henüz bir sonuç alınamamıştı…

UmarımTatar, siyasi oyunlara, parti içindeki dengeleri değil de toplumu ve bölgeyi düşünür ve orta bir yol bulunur...