Esas elini taşın altına koyması gerekenler nerede?

Bugün, hükümet, Koronavirüs sebebiyle ortaya çıkan ekonomik sorunlara karşı atılacak önlemleri açıklayacak…

Aldığım bilgiler doğrultusunda...

Adil...

Adil olduğu kadar da, zor bir reçete ile karşı karşıya kalacağız...

Göreceğiz...

Hep beraber takip edeceğiz...

Fakat yine de “yiğidi öldürüp hakkını vermemiz gerek”...

“Devlet değil” dediğiniz...

“ucube” bile dediğiniz...

KKTC...

Halkına, elinden geldiğince sahip çıkıyor...

Yurt dışında kalmış, ülkeye dönmek isteyen öğrencisini, vatandaşını, öyle ya da böyle, ülkeye getirmek için tüm şartları zorluyor...

Getirdiği kişileri, ülkedeki insanlara, eğer virüs varsa, bulaştırmasın diye, organizasyonlar yapıyor...

Eksiklikler olsa dahi, bir çaba sarf ediyor...

Devletimiz, bazılarının beğenmediği KKTC, kendi sorunları ile uğraşırken, bir de, Rum tarafına giden fakat oraya kabul edilmeyen, mültecilere ev sahipliği yapıyor...

Yani KKTC, rüştünü ispat ediyor...

Böyle zamanlar...

Böyle olağanüstü ve öngörülemez zamanlar...

Kendi liderini çıkarır...

Şu anda bu siyasi yarışa girmeyeceğim...

Umarım çok kısa zamanda bu virüs olayını bitiririz, o zaman bu işlerin nasıl yönetildiğine daha ayrıntılı bakarız...

Zaten herkes her şeyi de görüyor...

Evet, biz konumuza dönelim...

Bugün hükümet, elinde olanı...

En adil, en eşit, en sürdürülebilir ve en şeffaf şekilde vatandaşlarına nasıl dağıtacağını açıklayacak...

Kapalı iş yerlerine...

Burada çalışan kişilere...

Ekonomiye...

Bu virüs geçene kadar, hayatta kalması için, gerekli can suyunu vermeye çalışacak...

Fakat ben hep takılıyorum bazı şeylere...

Büyük yatırımcılarımız, büyük şirketlerimiz, yıllarca bu ülkenin kaymağını yiyenler...

Göstermelik değil...

Gerçek hacimleri ve karları doğrultusunda...

Neden ellerini taşın altına yeterince koymuyorlar?

Kıbrıs’ın en büyük zincir oteline sahip...

En fazla personel çalıştıran...

En fazla bu ülkeden teşvik almış...

Bu ülke sayesinde, gücüne güç, nüfuzuna nüfus katmış bir şirketin...

Bu zor günlerde daha kucaklayıcı...

Aldığını, bu ülkeye geri vermesini beklerdim...

Ben bu ülkenin...

Hatta bu ülkeyi çoktan aşmış...

Dünyanın en zengin 6. Türkü unvanına sahip bir kişinin...

Bu ülkede doğmuş, bu ülkede büyümüş, bu ülke sayesinde Dünyanın 6. Zengini olmuş birinin...

Açıkladığı desteklerden, çok daha fazla destek açıklamasını beklerdim...

Ben banka patronlarının...

Yıllardır en fazla kar gösteren şirketlerinin, karlarını, bu sene de kar etmeyelim, hem özel sektöre hem de devlete daha fazla destek olalım demesini beklerdim...

GSM patronlarının sesini duyan var mı?

Ben onların, sesini duymak, 2020’de karımızın yarısını devlete hibe ediyoruz dediklerini duymak isterdim...

Çok şey istiyorum herlade...

Bu liste say say bitmez..

Hükümet bunları görmeli...

Bilmeli...

Bu saydıklarımın üstüne cesurca gitmeli...

Biz de, toplum olarak, hükümeti cesaretlendirmeliyiz...

Bu büyük şirketlerin ellerini daha fazla taşın altın koyması sağlanırsa...

Aldıklarını verme zamanı olduğu hatırlatılırsa...

“Geri ödeme zamanı” olduğu söylenirse...

Hükümet de, normal halktan daha az kesinti yapmak zorunda kalır...

“Yoksa biri yer bir bakar ve kıyamet bundan kopar” atasözü gerçekleşmemesi için...

Hükûmet haklı olarak normal halktan kesinti yapmak zorunda kalacaktır...

Tabi ki yapılsın kesinti...

Fakat çok kazanandan çok..

Az kazanandan, az mantığı ile yapılsın...

Buna da kimsenin itirazı olmaz...

Yeter ki, daha fazla vermesi gerekenlerin, gereğini yaptıklarına inanalım...