El birliği ile Girne Limanını da bitirdik

Yayın Tarihi: 14/12/20 09:00
okuma süresi: 5 dak.

Turizm sektöründe “markalaşma” gün geçtikçe önem ve değer kazanıyor...

Ülkeler, şehirler ve firmalar “marka” olabilmek, “markalaşmak” için milyonlarca dolar harcıyorlar...

Çünkü alıcılar seçimlerini, “marka” üzerinden yapıyorlar...

En bilindik, ülkeyi, şehri, ürünü ve hizmeti seçiyorlar...

Markalaşma konusunda günümüzün en önemli otoritelerinden biri olan Thomas Gad, “4D Branding” isimli kitabında “markalaşmadan” şöyle bahsediyor...

“Ürününüzün, firmanızın “marka” değerine sahip olması, onun bir DNA kadar eşsiz, DNA kadar farklılaştırılmış, evrensel ve güçlü kılar”...

"Yani benzetilemez, taklit edilemez bir ürüne sahip olursunuz" demek istiyor Thomas Gad...

Sevgili Levent Kutay, dünkü köşe yazısında Girne Limanının içler acısı halinden bahsetti...

Ben de ondan esinlenerek, konuyu biraz daha açmak istedim bugün...

Evet, “Markalaşma”, “marka” olmak anladığınız gibi çok zor, meşakkatli ve masraflı bir iştir...

Ve bizim elimizde Girne Kalesi gibi, marka değeri olan...

KKTC’nin yüzü, dünyaya açılan “markası” olarak reklam ettiğimiz bir eser var...

MS VII yüzyılda, Bizanslılar tarafından yapıldığı tahmin edilen, Lusignanlar ve Venedikliler tarafından yapılan eklemeler ile son şeklini almış muhteşem bir eser...

Hakkında birçok hikâyeler barındıran, etrafındaki eğlence alanları, restoran ve cafeleri ile tam bir turistik cennet olabilecek “muhteşem” bir bölge...

Peki, biz ne yapıyoruz?

Böyle bir ürünü atıl halde bırakıyor...

Ne alt yapısına bakıyoruz...

Ne çevre düzenlemesine...

Ne de oradaki işletmelere bir standart getirebiliyoruz...

Ben her zaman “iğneyi önce kendimize, sonra çuvaldızı başkasına batırma” taraftarıyım...

İlk önce, oradaki işletmeler özeleştiri yapacaklar...

Yerli halk, neden acaba Limana artık gelmiyor? diye düşünecekler...

Eskiden Limandan çıkmayan Kıbrıs Türkü, neden Girne Limanını terk etti?

Buna cevap arayacak oradaki işletmeler...

Her şey yolundayken, yabancı turist varken, bunları düşünmedi oradaki işletmeler...

"Ne de olsa turist var, onlar bize gelir ve yeter" diye düşündüler...

Standartlarını yükseltmeye çalışmadılar...

Personellerini, ürünlerini buna göre hazırlamadılar...

Sonra da gün geldi, Covid-19 gibi bir bela çıktı karşımıza...

Ve tüm esnaf, yerli halka muhtaç kaldı...

Özellikle de hizmet sektörü...

Oradaki işletmelerin hatalarına değindik...

İğneyi batırdık önce kendimize...

Şimdi sırada, bunca yıldır Turizm sektörünü yönetenlerde...

Şimdi sıra yıllarca Girne Belediyesini yönetenlerde...

Şimdi sıra siyasilerde yani...

Naptılar?

Koca bir hiç...

Ne mi yaptılar?

Söyleyim size...

Limanda tahrip olan mendireğin olduğu bölgeyi asfaltladılar...

Evet, siyah “gara” asfalt döktüler o tarihi yapının olduğu yere...

Sonra da Girne Belediyesi, iş yapmış gibi “sorumluluğumuz değildi ancak irade koyduk” dedi...

Yazık, budur işte bizim turizmden “markadan” anladığımız...

Limanın içine döktüğünüz asfalt gibi, Turizmi yöneten sizlerin, bilgisi ve becerisi de “kapkara”...

Ne bir vizyon, ne de bir turizm gailesi var içlerinde...

Sadece o makama oturmak, sadece "gara" asfalt döküp, "gara" makam arabalarında gezmek....

Oysa şimdi tam zamanı...

Neden mi?

Çünkü turizm yok ülkede...

Napıyor Turizm Bakanlığı?

Napıyor Girne Belediyesi?

Hepsi boş boş oturuyor...

Mart'a, Nisan’a kadar da, bu ülkede turizm olmaz...

Ta ki aşı dağıtımı tüm dünyada belli bir seviyeye ulaşsın...

O zaman tam zamanı, boş boş oturacağına turizmdeki bürokratlar...

Turizm çalışanları...

Başlasınlar 2021'i organize etmeye...

Edemiyor musunuz?

Çünkü önünüzü göremiyorsunuz...

Tamam bunu da kabul ettik, öngörülemez günlerden geçiyoruz...

O zaman, Girne Kalesi gibi göz bebeğimiz olan yerlerin eksikliğini giderin...

İş yapın biraz iş...

Elinizde olan az sayıda “markaya” sahip çıkın...

Oradaki esnaf da size destek olsun...

Onlar da artık yerli halkın önemini anlasınlar...

Onlara göre de hizmet, fiyat ve ürün yelpazesini hazırlasınlar...

Ancak beraber başarılı oluruz...

Ve ancak şimdi başlarsak yetişiriz Nisan’a...

Ve ancak Esnaf siyasileri "goflar, korkutur, ve zorlarsa"...

Başarılı oluruz...

Elimizdeki değerlerin kiymetini bilelim...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları