KKTC’de Gerçeklik Ötesi’nin Gerçeklikler Duvarına Vuruşu…

KKTC’de Gerçeklik Ötesi’nin Gerçeklikler Duvarına Vuruşu…

               Gerçeklik ötesi dönemin (Post-Truth Era) KKTC ayağını 26 Temmuz 2021 tarihinde köşemde irdelemiştim… ( Gerçeklik ötesi dönemin Kuzey Kıbrıs ayağı... (kibrispostasi.com) )…

               Yaklaşık 1 yıl oldu yukarıda linkini paylaştığım yazıyı yazalı…

Bugünlerde maalesef gerçeklik ötesi politikaların gerçeklikler duvarına vuruşuna tanıklık ediyoruz…

Deyim yerindeyse, şaka gibi bir ortamın içerisindeyiz !

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIBTEK) yakıt sıkıntısı nedeniyle üretim yetersizliğinin ve kesintilerinin duyurularını yapıyor… Başbakan yeterli yakıt var diyor her şey normale dönüyor derken, elektrikler kesiliyor…

               KIBTEK resmi olarak kendisinin yaptığı duyuruları  1-2 saat sonra yalanlıyor... Büyük bir yönetim zaafiyeti ve karmaşa söz konusu !

Yaz gecesi ya insanımız kendisini sokağa atıyor, ben de şehir merkezine yani arastaya doğru yol alırken karanlıkta trafik polislerinin denetlemelerde bulunduğuna tanıklık ediyorum !

Elbette denetim yapılsın, ama insanımızın psikolojisi de düşünülsün !

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yaklaşık 2 yıl önce ortaya atılan Azerbaycan’ı ziyaretine ilişkin bir gelişme yok ! Bu konuda sıkıntı ne? Açıklama yok !

Ancak ortada 21 Temmuz 2022 akşamının gerçekliği var…

Azerbaycan’ın Neftçi Bakü takımı 21 Temmuz akşamı Larnaka AEK Arena’da Rus iş insanı Federov’un başkanlığını yaptığı Aris Limasol takımına karşı mücadele edecek….

Azerbaycan ziyaretinden dediğim gibi ses yok… Bakü’ye gidemedik ama Neftçi Bakü takımı Larnaka’ya geliyor...

Bizler ise toplumsal olarak spor alanında uluslararası toplum tarafından izole ediliyoruz…

Bu işin siyasi gerçekliğinin olduğu  Rusya-Ukrayna (NATO) savaşında yeniden kanıtlandı!

Hamaset söylemleri devam ederken, enflasyon bir canavar haline dönüşüyor !

Alt yapı çökerken, turizm adasında servis sektörüne dayalı ekonomi dibe vuruyor…

Küçük ve orta dereceli işletmelerin (esnafın) yol alması artık imakansız bir noktaya geliyor…

Salt kamu personeline ve emeklilere maaş artışıyla bu işler yürümüyor! Kaldı ki 2009’dan sonra çalışmaya başlayan kamu personelinin de işi çok zor!

Özel sektörde çalışanların alım gücü sıfırlanma noktasında !

Temizliğiyle övündüğümüz denizlerimizi de kirletmeyi başardık !

Turizme ilişkin adım atmak imkansız gibi…

Yakın zamanda bir avuç ormanımızın yanmasına tanıklık ettik  !

Karaya oturan bir gemiye benziyoruz ve karaya oturan gemi aynı zamanda su almakta…

Çok garip bir haldeyiz…

Liyakat kelimesinden ürken bir iktidar anlayışı var…

Reform kelimesi ise sadece ara sıra manipülasyon amaçlı kulanılıyor…

Şeffalık denen kelimeden ise çok uzaklardayız…

Michel Foucault’un iktidarlar devamları için bilgi üretir yorumlaması dahi buraya uymuyor… Artık onu dahi üretecek hali kalmadı iktidarın !

Sadece ABD’de Mc Carthy dönemindeki cadı avını andıran bir yaklaşım var, kim ne yazdı, ne yapıyor hali... (sosyal medya üzerinden herhangi bir kişiye hakareti elbette onaylamıyorum) En ufak siyasi mizahın dahi takip ve şikayet edilmesi artık hedef şaşırtma yaklaşımına giriyor sanırım...

               Gerçek ötesi söylemler artık gerçeklikler duvarına vurmuş durumda... Sanırım toplumsal bir silkinişe ihtiyaç var aksi takdirde batan geminin altında kalacağız gibi bir hal mevcut...

Ümit var mı? Nazım Hikmet’in dediği gibi, ‘’Umut İnsanda’’...

İnsan olmanın gerekliliklerini yerine getirdiğimiz zaman geleceğe dair umudumuz vardır...

Herkese iyi bir hafta diliyorum...