Sevgili İzmir Filmi (Σμύρνη μου αγαπημένη)

Yayın Tarihi: 01/02/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Türkçeye "Sevgili İzmir’’ diye çevrilen ‘’Σμύρνη μου αγαπημένη’’ filmin çekimleri 2021’de yapılmış ve film 2022’de vizyona girmişti...

Film vizyona girmeden, oldukça sert eleştiriler almıştı...

Filmin Yunanistan devleti tarafından finanse edilmesi ve sadece Yunan (Rum) toplumunun yaşadığı dramı yansıtması nedeniyle, film Türkiye’de özellikle göçmen derneklerinin eleştirileriyle karşılaşmıştı... Filmin dostluğa değil düşmanlığa hizmet ettiğini vurgulayanlar oldu... Aslında film önce tiyatro olarak sahneye çıkmıştı... Hatta Türkiye kamuoyundaki eleştirilerin benzerini Cyprus Mail yazarı George Koumoullis de yapmıştı oyunu Lefkoşa’da 2016 yılında izledikten sonra....  Koumoullis, ilk olarak Yunan askerleriyle yerel Rum nüfusun birleşerek Müslüman nüfusa karşı katliama giriştiğini ve bunun senaryoda atlandığını belirtmişti yazısında (Cyprus Mail, 23 Ekim 2016)

Koumoullis aynı zamanda Yunanistan parlamentosunun  Osmanlı pasaportu taşıdıkları için İzmir’den Yunanistan’a gitmek isteyen mültecilere yasak koyan yasanın yürürlüğe girmesinin bir felaket olduğunu söylüyordu yazısında...

Tiyatro oyununa ve filme dair eleştirileri okudukça filmi izlemek elzem olmuştu benim için...

Yaklaşık 5 ay boyunca filme ulaşmaya çalıştım... Sonunda filme geçtiğimiz gün bir şekilde ulaştım...

Grigoris Karantinakis, filmin yönetmeni, filmin hem senaryosunu yazan hem de başrolünü üstlenen Mimi Denissi göze çarpıyor... Denissi’nin oyunculuk performansı bence oldukça güçlü... Filmde Burak Hakkı ve Özdemir Çiftçioğlu da rol alıyorlar...

Filmde dönemin atmosferini yansıtan dekorlar ve müzikler iyi seçilmiş... İnsanların kıyafetleri de iyi düşünülmüş ve Osmanlı’daki ‘’Millet’’ sistemini anlatır nitelikte... 1920’lerdeki siyasal durumu farklı etnik gruplara ait elitlerin aralarındaki sohbetlerden çıkarmak mümkün...

Filmde hem Yunan milliyetçiliğini hem de İttihat ve Terakki geleneğinin söylemini bazı sahnelerde belirgin şekilde bulmak mümkün... Bunlara ek olarak birlikte yaşanmışlığı da yansıtan sahneler var...

Sınıfsal farklılıkların etnik okumalara nasıl dönüştürüldüğü de filmde iyi anlatılıyor... Kent soyluluk ve İzmirlilik de filmde ön plana çıkarılıyor... Elbette Batılılaşma da!

Filmin son bölümünde  vefanın sadece bir semt olmadığının mesajının verilmesi de önemli...

Yazımın başında bahsettiğim eksiklikler, tek yanlı yansıtma dışında film ağır ilerleyen bir dram niteliğinde güçlü bir yapıt...  Keşke filmin bu eksik-taraflı yanı da özellikle bir bölümünde olmasaydı 

Filmi izledikten sonra etnik kökeni ne olursa olsun sığınmacılığın-mülteciliğin bir insanlık dramı olarak yaklaşık 100 yıl sonra aynı coğrafyada (Ege, Akdeniz) hala daha yaşanıyor olmasına insan olarak isyan ediyoruz !

Ege’nin iki yakasında günümüzdeki sığınmacı-mülteci dramına tanıklık eden halkların bakış açılarını şekillendirirken geçmişte atalarının da birer sığınmacı-mülteci durumuna düştüklerini anımsamaları en büyük dileğimdir...

Eleştirel pozisyonumuzu koruyarak bu filmi izlemeyi öneririm...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.