Federasyonun anlamı...

Geçtiğimiz hafta Gökhan Altıner’in Kıbrıs Postası TV’deki programına akademik kimliğimle konuk olmuştum...

Programda Gökhan Altıner oldukça güzel sorular sormuştu... İlgili soruları bir sosyal bilimci olarak cevaplıyordum... Ben soruları cevaplarken Altıner de bir önceki köşe yazıma atıfta bulunuyordu...

İlgili programda verdiğim yanıtların bir kısmı bazı sitelerde yayımlandı... Elbette söylediklerimin tümü yayımlanmayınca, söylediklerimi farklı yorumlayanlar oldu...

Programda söylediklerimin bir kısmı yayımlanınca eksik bırakılan noktalar olduğuna inandım ve öyle ki buna ilişkin sorular da aldım... Eksik noktaların bir kısmını bu köşede tamamlarken federasyonun da ne anlama geldiği ve bugün kurmakta niye zorluk yaşadığımızı anımsatmakta yarar olduğuna inanıyorum...

Programda, federasyonla ilgili söylediklerime başlarken tüm dünyada federasyon idealini savunan bir kişi olduğumu söylüyorum...  Bunu söylerken de ortak tarih yazımı, iki dilli bir yapıyı  sosyolojik olarak ön plana çıkarıyorum; Kanada’daki federasyon örneğini veriyorum... Ortak bir kimliği yaratamadığımızı bu gerçeklik ışığında federasyonun adamızda şu an için zor olduğunu söylüyorum... Güven yaratıcı önlemler üzerinden bir sürecin olması gerektiğini ancak 20 yıldır bunun istenilen noktada olmadığını vurguluyorum. Buna ek olarak müzakerelerin başlaması halinde zorlu bir süreç olacağını, Kıbrıslı Elen liderliğinin psikolojik olarak iktidarı paylaşmaya hazır olmadığını, Kıbrıslı Türklerin de mülkiyet ve toprak konularında benzer bir durumda olduğunu belirtiyorum (mülkiyet sorununun çok karmaşık bir hale geldiğini de örneklerle dile getiriyorum)... Müzakere masasının yeniden kurulması halinde bir takvimlendirme olması ve ortaya çıkacak olan çözüm planının Kıbrıslı Elenler tarafından yeniden ret edilmesi halinde Kıbrıslı Türklerin statüsünün ne olacağına dair olası bir yeni müzakere sürecinde masada yazılı olması gerektiğinin altını çiziyorum...

İki devletlilik konusunda da federasyonu kabul etmeyen Kıbrıslı Elenlerin uluslararası kimliğe sahip bir devleti kabul etmelerinin zor olduğunu ve iki devletlilik hususunda beklenen bir limana da varılmasının bu şartlar altında mümkün olmadığını anlatıyorum... kısacası Sınırlı Tanınma statüsünden öteye gidememe hali! Uluslararası alanda sınıf atlayamama durumu...  Kısacası programda federasyona dair konuştuklarımın özeti bu kadardı!

Federasyon idari anlamda egemenliğin paylaşıldığı-egemenliğin kaynağının federasyonun birimleri (kurucu-parça devletler-kantonlar) tarafından oluşturulduğu bir sistemdir. Bu sistem içerisinde merkezi hükümet ile federasyonu oluşturan birimler arasında uyumlu bir yapı oluşturulması zorunludur. Federal birimler iç işlerinde kendi yetki alanlarına, kimlik ve temsiliyetlerine sahip olurlarken, uluslararası alanda merkezi devletin tek bir kimliği ve temsiliyeti söz konusu olmaktadır.

Bu uyumlu yapının kurulabilmesi ve sürdürülebilir olması için programda da belirttiğim üzere sosyolojik anlamda da bir ortaklığın sağlanması elzemdir.

Katıldığım programda tek mevzu elbette Kıbrıs değildi... Uluslararası ilişkiler sisteminin bugünkü yapısını ve bölgemizdeki gelişmeleri de olabildiğince tartışmaya çalıştık...

Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum...