Uluslararası politika-spor İlişkisi ve Fatih Terim!

Yayın Tarihi: 29/01/24 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Simon Kuper’in ‘’Football Against the Enemy’’ kitabı ‘’Futbol Asla Sadece Futbol Değildir’’ şeklinde Türkçe’ye çevrildi... Kuper’in kitabı üzerine yıllar önce pek çok kez atıfta bulunmuştuk...

Sporu, özellikle futbolu, siyasetten ve ekonomik ilişkilerden bağımsız düşünmek naiflik olacağı kanısındayım...

Futbolun ilk ortaya çıkışından tutun, Franscisco Franco’dan günümüze futbol ve diğer popüler spor dalları siyasetle iç içe olmuşlardır...

Uluslararası politika arenasında da devletlerin dış politika yönelimlerinde ve aralarındaki ilişkilerde sporun araçsallaştırıldığına ve bir kamu diplomasisi görevi gördüğüne yakın tarihimizde tanıklık ettik...

Dış politika belirleme süreçlerinde artık sadece siyasi ve bürokratik elitler değil, çok uluslu şirketler, uluslararası örgütler ve sivil toplum örgütleri de rol oynamaktadırlar...

İtalyan enerji şirketi ENI 1959 yılından itibaren Libya’da enerji yatırımları yapıyordu, ancak İtalyan enerji şirketinin Libya’da yatırımlarının zirveye çıkışı 2000’li yılların başında gerçekleşmiştir. Libya’nın Batılı ülkelerle ilişkilerinin en gergin olduğu 2000’li yılların başında İtalya ile ilişkilerini ekonomik alanda yoğunlaştırması bir süreçti. Bu süreç Libya lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Al-Saaidi Kaddafi’nin 2002 yılında Juventus’un %20’ye yakın hissesini satın almasıyla başlamıştır. Ardından Al-Saaid 2003 yılında Perugia, 2005 yılında Udinese ve 2007 yılında da Sampdoria’ya transfer olmuştur. Al-Saadi Perugia ve Udinese’de sadece 1 kez sahaya çıkarken, Sampdoria’da maç dahi oynamamıştır. Ancak Juventus hisselerinin alınması ve transferler, Libya’da İtalya’ya bakışı etkilemiştir! Tam da bu transferleri takiben, İtalyan enerji şirketleri 2004-05 yıllarında Libya’da enerji alanındaki yatırımlarını zirveye taşımışlardır. Özellikle Wafa ve Bahr Essalam enerji alanları 2004 ve 2005 yılında İtalyan yatırımlarına tanıklık etmişlerdir.

Futbol ve siyaset ilişkisinde diğer bir mevzu da Almanya-İran ilişkileridir. Bizim kuşak için hiç de yabancı olmayan bir isimdir İranlı futbolcu Ali Daei. Ali Daei tam da Almanya-İran ilişkilerinin en gergin olduğu bir dönemde Arminia Bielefeld takımına transfer olur. Ali DaeiBielefeld’te bir yıl oynadıktan sonra ise gerek dünya gerekse İran kamuoyunda daha fazla sükse yapacak olan Bayern Munich transferi gerçekleşir. Bunu takiben Almanya-İran ilişkilerinde tüm sorunlara karşın ticari ilişkilerinde bir patlama olur. Almanya İran’a yaptığı ihracatta rekorlar kırmaya başlar...

Gelelim Türkiye-İtalya ilişkilerine, 1998 yılının son aylarında Abdullah Öcalan’ın İtalya’ya sığınması ve ardından Türkiye’nin talebine karşın İtalya’nın Öcalan’ı Türkiye’ye iade etmemesi iki ülke arasındaki ilişkileri germişti... Özellikle Türkiye kamuoyunda İtalya’ya karşı büyük bir tepki oluşmuştu; İtalyan ürünleri sokaklarda yakılıyordu, ticari ilişkiler gerilemiş ve nihayetinde askeri ihaleler dahi iptal edilmişti. İlişkilerin yeniden düzelmesi için futbol devreye kondu... 2000 yılının ortasında önce Hakan Şükür ve Fatih Terim, daha sonra ise 2001 yılında Okan Buruk ve Emre Belözoğlu İtalya’ya transfer oldular...

Türk futbolseverler artık Inter Milan ve Fiorentina’nın maçlarını takip ediyorlardı... Fatih Terim İtalyanca basın toplantısı düzenliyordu... 1.5 yıl önce başlayan gerilim unutulmuş, ticari ilişkiler yeniden düzenleniyor ve NATO çerçevesinde askeri işbirliğine de devam ediliyordu... Oluşturulan dostluk atmosferi çerçevesinde İtalyan ENI şirketi Mavi Akım projesine dahil ediliyordu... Buna ek olarak Türkiye "deki diğer enerji projelerinde de ENI şirketi boy gösteriyordu... 

Türk-Yunan ilişkilerinde de büyük bir gerilimin eşiğinde olduğu zaman devreye yine spor konuluyor... (öncesinde yaşanan üzücü 1999 depremi de bir dönüm noktası elbette) Türk basketbolunun efsane ismi İbrahim Kutluay 2000 yılında önce AEK Atina’ya daha sonra ise Panathinaikos’a transfer oluyor... Ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin üst düzeyde gelişmesi ve kamuoyu nezdinde yakınlaşmaya verilen destek artıyordu... Kıbrıs’ta Annan Planı, Türk vatandaşları için Yunan adalarına vizesiz günübirlik seyahat imkanları ve bunu takiben Türkiye’deki ‘’azınlık’’ vakıflarının iade süreci vs.

2022 yılında Türk-Yunan ilişkilerinde büyük bir gerilim yaşanırken, 2023 yılının Nisan ayında Türk Basketbolunun en önemli isimlerinden Ergin Ataman Panathinaikos ile sözleşme imzaladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 6 yıl aradan sonra 7 Aralık 2023 tarihinde Atina’ya ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis her iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladılar. Ayrıca Türk vatandaşlarına Yunan adalarına vizesiz seyahat imkanı da tanındı.

Her iki lider de Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde çözülemeyecek sorun olmadığını vurguladılar...

Liderlerin görüşmelerini takiben, Türk futbolunun en önemli isimlerinden birisi olan Fatih Terim 26 Aralık 2023 tarihinde Yunanistan’ın en önemli kulüplerinden Panathinakos ile anlaştı.

Önce Ataman transferi, sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyareti ve ardından Terim transferi...

Sonuç yerine: Bugünlerde Türk futbolseverler Panathinakos’un hem futbol hem de basketbol maçlarını takip ediyorlar...

Bakalım bu transferler ekonomik ve siyasi ilişkilere yansıyacak mı? Yakın geçmişi unutmadan düşünelim!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.