Kısırlaştıracaklar mı?

Yayın Tarihi: 16/12/10 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Cenevre'ye hazırlık yolunda Hristofyas bir ifşaatta daha bulundu. Sayın Talat ile anlaştıkları şekilde Kıbrıs'ta nüfus oranı devamlı surette "4 Rum – 1 Türk" oranını koruyacakmış! Sayın Talat böyle anlamsız ve ırkçı bir öneriyi kabul edip etmediğini erken bir zamanda açıklarsa çok iyi olacak!

Geçmişte, böyle bir öneriyi sanırım Kipriyanu da gündeme getirmek istemişti. Cevabım şu olmuştu: Bunu nasıl kontrol edeceksiniz. 4/2 olmuşsak, fazlayı kesecek veya sürgüne mi göndereceksiniz, yoksa çoğalmamamız için erkeklerimizi hadım edip, kadınlarımızı kısırlaştıracak mısınız? Konu orada kalmıştı. Şimdi, anlaşılan, Makarios'un izinde yürüdüğünü, EOKA'dan ilham aldığını söyleyen Hristofyas konuyu yeniden gündeme getirmiş ve Talat beyle mutabık da kalınmış. Buna inanmak mümkün değil. BM Temsilcisinin böyle ırkçı bir saçmalığa müdahale etmediğini düşünmek bile istemiyorum.

Kıbrıs'ta nüfus oranı 1571'den bu yana değişken bir rota izlemiştir. 4/1 de ne oluyor? Biz Kuzey'de kendi devletimizde yaşayacağımıza göre nüfusumuzdan Güney'deki Rum'a ne? Hristofyas, her halde bu teorileri "Tek halk, tek egemenlik, tek devlet" formülüne göre üretmektedir. O halde, bu konuda Sayın Talat ile anlaşmış olsa bile "iki eşit egemen halk, iki devlet, iki egemenlik" platformunda durmakta olan Sayın Eroğlu'nu bu da bağlayamaz ve bağlamamalıdır.

Cenevre, dünyaya Kıbrıs meselesini iyice anlatmak için güzel bir fırsattır.

Kıbrıs Yunan (Rum) adası değildir. Rum-Türk'ten oluşan eşit ortakların adasıdır. Ortaklığı Rum ortak, adanın tümüne hakim olmak için yıkmıştır. Böylelikle ortaklar ayrı düşmüşler ve sonunda iki devletli bir hale gelmişlerdir. Bunlardan birinin diğerini idare etmek hakkı yoktur. Her iki tarafa eşit muamele yapılmadığı içindir ki mesele 47. yılını tamamlamaktadır. Eşit muamele istiyoruz. Kuzey Kıbrıs'ın AB üyesi olmadığının ve Türkiye tam üye yapılmadıkça olamayacağının kayda geçmesini istiyoruz. Meselenin hallinde Türk-Yunan dengesinin korunması gereğinin önemi anlaşılmalıdır. Rum tarafının ve Yunanistan'ın 1963-74 yılları arasında Türklere yaptıkları zarar ve ziyanı görüşmeye başlamalarını istiyoruz. Tazminatlarımızı, Kıbrıs meselesi halledildikten sonra vereceklermiş diye yasa yaptılar. Benzeri bir yasa ile, Türkiye'nin bunlara tazminat vermesinin meselenin hallinden sonraya kalması eşitliğin ve mütekabiliyetin bir gereği olduğunun kabulünü istiyoruz. Kısacası, gerçeklerin benimsenmesini ve taraflara eşit muamele yapılmasını, 47 yıllık zulümden ve haksızlıktan vazgeçilmesini istiyoruz.

Bu konularda anlaşmaya varılmadan, elde edilecek bir uzlaşıda, bize verilecek haklar yeniden kum üzerine yazılmış olacaktır. Çeken bilir; geçmişi yaşayan hiç unutmaz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları