Sorumluluk

Birkaç gün sonra, bir yerli Bankamız, insaflı davranmaz, kapitalizmin acı reçetesinde ısrar ederek 8-10 kişinin evlerini (evlerin, üzerinde bina edildiği tarlayı yüzbin sterline ipotek aldı diye) aleni satışa çıkarırsa 80-90 yaşlarında kişiler, bütün varlıklarını yatırdıkları evlerinden olacaklar, kendilerini sokakta bulacaklar.

Bu insanların, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yerleşen yüzlerce ve hatta binlerce İngiliz'den birkaçı olması, sadece bugünün gerçeğidir. Bugün, hükümet açık artırmayı durdurup taraflar arasında adil bir anlaşmaya varılması için araya girmezse bunun arkasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yerleşmiş binlerce yabancının geleceği bahis konusu olacaktır.

Banka, üzerine satış için bina inşa edileceğini bildiği bir tarlayı yüzbin sterlin karşılığı ipoteği alırsa, hem kendi, hem de satılacak binaların alıcılarını koruyucu tedbirler almakla, mal sahibi ile bina alıcıları arasında, haksızlığa hatta sahtekarlığa yol açan hususların olmamasına dikkatle mükellef değil midir?

Banka, "ben nasıl olsa paramın karşılığını, özellikle binalar yapılıp satıldıktan sonra da alabileceğim" diyerek, %80 mürekkep faizi çoğaltarak x yıl sonra "ben satışa gidiyorum" diyerek, milyonlara varan borcu, tarla üzerindeki binaları almak için her şeylerini harcamış olan insanların evlerini de açık artırmaya sürükleyebilir mi? Hele, evlerin bir kısmı henüz satılmamışken ve borç da milyonlara ulaşmamışken bu satışa gitmiş olunsaydı, ipotek karşılığı verdiği parayı faizleri ile bol bol alabileceği zaman hareketsiz kalarak, sadece faizin çoğalmasını ve tüm evlerin "engelsizdir" anlaşmaları ile satılmasını bekledikten sonra bu yola tevessül doğru mudur? Kanunen doğrudur sözü, adildir, adalettir anlamına gelebilir mi?

İnşaat ve ipoteklerle ilgili yasal durumu süratle gözden geçirmek gerekmektedir. Bu tür insafsızlığa ve kapitalist yaklaşıma son verilmelidir. Dünyanın gözü üzerimizdedir.