Oyuna devam

Pile'deki Türklerin şikayetleri azalmamakta, artmaktadır. BM ve diğerleri, Rumlar rahata kavuşsunlar diye, Yeşilırmak kapısının açılışını alkışlayıp, desteklerken, Pile Türklerini rahatlatacak Yiğitler-Pile yolunun açılışını gündeme getiren yok. Niye? Kıbrıs Hükümeti – yani Rum tarafı – istemiyor da ondan.

Artık bu saçmalığa son verilmeli, Rum tarafına boyun eğen BM-AB yetkililerine, Kıbrıs'ta eşit haklara sahip bir Türk halkının varlığı ve onun devletinin de hakları olduğu kararlılıkla hatırlatılmalıdır.

Yiğitler-Pile yolunun açılışı kabul edilmeden, Yeşilırmak kapısı açılmamalıydı.

Ancak çok geç kalınmış değildir. Yiğitler – Pile yolu açılıncaya kadar (KKTC hükümetinin yerinde ben olsaydım) Yeşilırmak kapısının açılış çalışmalarını durdururdum. İrsen Küçük hükümetinden bunu beklemek hakkımızdır. Hükümet derhal BM yetkilileri ile temasa geçmeli. Pile halkına, İngiliz üs makamlarının "hükümet emretti" diyerek yaptığı zûlme son verilmesini istemeli ve Yiğitler – Pile yolu açılmadıkça Yeşilırmak kapısının açılmayacağını kararlılıkla duyurmalıdır.

Diğer oyuna gelelim. Rum'a teslim olmamızı bekledikleri günlerde ortaya atılan "oldu - oluyor – olacak" dedikleri bir talebimizi canlandırırlar. Biz Rum'a boyun eğmemişsek, konu, her ne ise, ertelenir. Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda oynadıkları oyun budur.

Bu insanlara Kıbrıs'ta iki eşir-egemen halkın varlığını, iki devletin gerçek olduğunu, Rum'un güzel hatırı için, bunlardan TEK halk ve TEK devlet yaratmanın mümkün olmadığını anlatmak için ayağa kalkmak, diri durmak, dirilmek gerekmektedir. Dünyaya barış, gerçeklere göz kapayan hilekârların, göz boyayan toplantıları ile değil, gerçekleri kabul ederek hak ve hürriyetlerine, karşılıklı saygılı olan tarafların gayretleri ile gelecektir. Yoksa, emperyalistlerin uydularına sahte barış, uydurma uzlaşmalarla gelecek ve kısa sürede bunun yerini, 1963'de olduğu gibi, kan ve can pazarları alacaktır.

Uyanalım.