DOĞA ve ÇEVRE
okuma süresi: 5 dak.

Prof. Şerife Gündüz: “Su ve iklim güvenliğini, milli güvenlik meselesi haline getirmeliyiz”

Prof. Şerife Gündüz: “Su ve iklim güvenliğini, milli güvenlik meselesi haline getirmeliyiz”

Akdeniz’in 2050 yılına kadar su kıtlığıyla tanışması bekleniyor. Kıbrıs Postası’na konuşan UFÜ Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Profesör Şerife Gündüz, yaşanması olası kıtlık nedeniyle Türkiye’nin 2050 yılında KKTC’ye su gönderecek durumunun kalmayacağını vurguluyor ve ekliyor: “Herkes kendi başının çaresine bakacak. Çünkü bu, yaşamla ölüm arasında geçen bir konu."

Yayın Tarihi: 22/03/22 08:45
okuma süresi: 5 dak.
Prof. Şerife Gündüz: “Su ve iklim güvenliğini, milli güvenlik meselesi haline getirmeliyiz”

22 Mart Dünya Su Günü...

Suyun ‘milli güvenlik’ gibi bir ‘güvenlik’ meselesi halini aldığı günümüzde her yıl, çoğunluğu 5 yaşın altında olmak üzere yaklaşık 842 bin kişi, “güvenli olmayan su tüketimi” kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.

Dünya Su Günü vesilesiyle siyasilerin Anadolu’dan gelen su için minnet belirten açıklamalar yapacak olmasına karşın, Birlemiş Milletler tarafından hazırlanan bir projeksiyona göre, Kıbrıs adası ve Kıbrıs’ın kuzeyine su taşınan Türkiye’nin güneyinin içinde bulunduğu Akdeniz bölgesinin, 2050 yılına kadar su kıtlığıyla tanışacak olması bekleniyor.

“SU KONUSUNDA TÜRKİYE’YE BAĞLANAMAYIZ”

Kıbrıs Postası’na konuşan UFÜ Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Profesör Şerife Gündüz, Türkiye’nin 2050 yılında KKTC’ye su gönderecek durumunun kalmayacağını vurguluyor ve ekliyor:

“Herkes kendi başının çaresine bakacak. Çünkü bu, yaşamla ölüm arasında geçen bir konu. Su krizini kavramamız gerek. Su konusunda Türkiye’ye bağlanamayız.”

Kuzey Kıbrıs, yıllık ortalama 107 milyon metreküp suya ihtiyaç duyuyor.

Bu rakamın 72 milyonu tarımsal faaliyetlere giderken, 23 milyonu kullanım ve içmek için harcanıyor.

10 milyon metreküp su ise gerekli muhafaza işlemleri yapılmadığından buharlaşarak yok oluyor.

Resmi verilere göre 107 milyon metreküp suyun 90 milyonu yertaltı kaynaklarından, 17 milyonu ise gölet gibi yüzeysel sulardan karşılanabiliyor ancak hem iklim krizine bağlı artan kuraklık, hem mevcut suyun korunamaması, hem de çarpık nüfus politikaları nedeniyle ihtiyaç duyulan rakam giderek artıyor.

Bu kapsamda Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a yıllık ortalama 75 milyon metreküp su taşınıyor.

MEVCUT SU KAYNAKLARIYLA KUZEY KIBRIS’TAKİ YAŞAMI SÜRDÜRMEK MÜMKÜN MÜ?

Peki mevcut su kaynaklarıyla adanın kuzey yarısındaki yaşamı sürdürmek mümkün mü?

Prof. Gündüz, doğal kaynakların nüfusa paralel oranda artmadığını, mevcut kaynakların nüfus artış hızına yetişemediğini ve bu nedenlerle Kuzey Kıbrıs’ın en büyük su kaynakları olan Güzelyurt ile Mağusa’daki akiferilere, ‘fazla çekim’ sonucunda tuzlu suyun karıştığını ifade ediyor ve ekliyor:

“Bilinçsiz politikalar ve hızla artan bir nüfus olmasa evet, su konusunda kendi kendimize yetebiliriz. Ama önce mevcut suyu korumayı ve nüfusu kontrol altında tutmayı başarmalıyız.”

Prof. Gündüz, su konusunda kendi kendine yetebilmek için nüfus politikasının düzenlenmesinin yanı sıra yağmur sularının toplanması, atık suların geri kazandırılması, gerekmesi halinde deniz suyundan artırma sistemi kurulması, yeraltı sularının tarım ilaçlarıyla kirletilmemesi konularında çalışmalar yapılması gerektiğini de vurguluyor.

“ÇEVRESEL GÜVENLİK, SU GÜVENLİĞİ GİBİ KAVRAMLARI KONUŞMALIYIZ”

İklim krizi nedeniyle baş göstermesi beklenen kuraklıktan Akdeniz bölgesinin büyük oranda etkileneceğini, bu konuda farkındalık yaratılması gerektiğini söyleyen Gündüz, “Farkındalık yaratıp, geleceğimize sahip çıkmalıyız” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:

“2050 projeksiyonunda Akdeniz kırızmı bölge olarak yer alıyor. İklim krizinin en fazla etkilendiği alanlardan birinde bulunuyoıyz. İklim krzi nedeniyle kuraklık artacak ve su bulamaz hale geleceğiz. 2050 için çizdikleri tablo bu. İşte bu nedenle çevrsel güvenlik, su güvenliği gibi kavramları konuşmalıyız.”

 “Milli güvenlik dediğimizde aklımıza asker gelir. Ama artık ulusları tehdit eden başka faktörler de var” ifadelerini kullanan Gündüz, çevresel güvenliğin, “Herkesin sağlıklı bir çevrede, güvenli bir şekilde yaşaması için oluşturulacak koşullar” anlamına geldiğini ifade ediyor.

“Her bir bireyin, temiz suya erişim hakkı” anlamına gelen su güvenliğinin, Kuzey Kıbrıs’ta politika haline gelmesi gerektiğine vurgu yapan Gündüz, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Akdeniz olduğu gibi su kıtlığı yaşamakla karşı karşıya. Türkiye’nin güney kısmı da bu alan içerisinde. Türkiye’de de kuralıklık baş gösterecek ve kendi su krizini çözmek durumunda kalacak. Oradaki bilim insanları şuralar, raporlar hazırlıyor. Çünkü kimsenin kimseye su verecek gücü kalmayacak. Eko sistem için, oksijen için, toprak için, kısacası yaşamın devamı için su şart.”

“SU VE İKLİM GÜVENLİĞİNİ, MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ HALİNE GETİRMELİYİZ”

Kuzey Kıbrıs’ın, su ve iklim güvenliğini, milli güvenlik meselesi haline getirip bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Gündüz, “acil eylem planlarının” belirlenmesi gerektiğini ifade ediyor...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.