Kıbrıs Postası’nın haberi üzerine konuşan Tolga Atakan: “Uçak iniyordu, ihale için zaman yoktu”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, Kıbrıs Postası’nın “Ulaştırmada ihalesiz 1 milyon TL'lik taşımacılık iddiası” haberi üzerine konuştu.

Bakan Atakan, pandeminin patlak vermesinin ardından Nisan ayında, Bakanlar Kurulu’nun sabah saat 06.00’da, yurtdışında mahsur kalan KKTC vatandaşlarının ülkeye geri dönebilmesini sağlamak adına bir karar ürettiğini anımsattı.

“Saat 08.00’de uçak inecek, insanlar Ercan’da olacak, ihale için ne zamanın var ne de şansın” diyen Atakan, şöyle devam etti:

“Kar-İş’i aradık, o dönem otobüsçüler bölünmemişti. Başkanı Bekir Akandere idi. Böyle bir uygulamaya başlıyoruz, 6 tane otobüs lazım dedik, Akandere de bize yönlendirdi. Biz de yönlendirilen otobüslerle o dönemde İngiltere ve Türkiye’den gelen uçakları taşıdık.”

Daha sonra karantina uygulamasının kalktığını, 1 Temmuz itibariyle ise tekrardan başladığını ifade eden Atakan, “Tekrardan başlayan dönemde, yeni bir ayarlama yapılmadı. Hangi otele, kimin, nasıl gideceği meselelerini Maliye Bakanlığı halletti” dedi.

Belgelerde Bakanlık adının yazmasının, yapılanın o bakanlık tarafından yapıldığı anlamını taşımadığını söyleyen Atakan, “1 Temmuz sonrası, Maliye Bakanlığı, Nisan ayında yapılan taşımalara baktı ve aynı listenin devam etmesine onay verdi, böylece bahsettiğiniz rakamlar çıktı” şeklinde konuştu.

Atakan, bir aya yakındır, Maliye Bakanlığı’na “Bu ülkede sadece o iki şirket yok, sadece Kar-İş ya da diğer dernek yok, bir sürü otobüsçü var. Çağırın otobüsçüleri konuşun, teklif alın” diye çağrıda bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Tolga Atakan, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden de konuyla ilgili açıklama yaptı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Herhangi bir iddiayı sorgulamadan, bulunan belgelerin neyi ihtiva edip etmediğine çok da bakmadan net ifadelerle haberleştirmek ??

Sorulsaydı anlatırdım, sorulmadı ben yine de anlatayım;

İlk pandemi dönemi, olağanüstü bir durum yaşanıyor. Saat 17:30-18:00 gibi Bakanlar Kurulu'ndan girişlere karantina kararı çıkıyor. Karardan 2 saat sonra uçak inecek. Hızlı hareket edilmesi gerekiyor. Devlet zaten kapalı, herhangi bir ihale süreci mümkün değil. Toplu taşımacıların temsilcisi konumundaki Kar-İş başkanı aranıyor, durum izah ediliyor ve Kar-İş tarafından yönlendirilen araçlar vasıtası ile yine Bakanlığımıza bağlı İzin Kurulu tarafından belirlenen güncel tarifeler üzerinden Nisan-Mayıs döneminde yapılan tahliye seferleri bağlamındaki havalimanı-karantina merkezi taşımacılığı yapılıyor. Bu konudaki hizmet Kar-İş aracılığı ile onların yönlendirmesi ile alınıyor. Ödemesi Maliye Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu bilgisinde yapılıyor.

Açılım dönemi sonrası Eylül ayı itibariyle son yaşadığımız karantina sürecinde ise Ulaştırma Bakanlığı sürecin herhangi bir yerinde değil. Herhangi bir çağrı, ayarlama, önerme, yönlendirme yapmıyor.  

Ancak karantina uygulamasının devam kararına paralel taşımacılık alanında faaliyet gösteren sektör temsilcileri ile bir araya gelinerek uygulamanın daha da sürmesi halinde sektörün sürece nasıl dahil olacağı hususunda görüşmeler yapılmıştır.

"Belgelerde Ulaştırma Bakanlığı yazıyor".

Evet yazıyor, örneğin hastanede yapılan tadilat işleri için yapılan ödeme belgelerinde de Sağlık Bakanlığı yazıyor. Ödemeleri yapan bakanlığın ilgili ödemenin hangi alanda olduğunu belirtir. Ulaştırma Bakanlığı güncel tarife bilgisini paylaşır. Gelen ve taşınan kişi sayısı zaten bellidir. Karantina merkezleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilip sevk ve idare edildiğinden kim nereye hangi merkeze taşınacak koordinesini de ilgili bakanlık yapar. 

"Bakan Atakan bu şirketlere iş verdi"

Yayımlanan tek bir belgede imzam, onayım, parafım veya herhangi bir şekilde benim direktifimle bu işlerin verildiğine dair bir ibare var mı ? Hayır yok. Ama işi ben verdim öyle mi ?

Ne ilk süreçte ne de şimdi yaşadığımız karantina döneminde herhangi  bir şirkete, kişiye, gruba özel bir iltimas geçilmesi söz konusu olmadığı gibi geride bıraktığımız 2.5 yıllık görev süremiz boyunca sergilemiş olduğumuz genel tutum iddia edildiği gibi birilerini yok sayıp birilerine iltimas geçilmesinin bu çatı altında asla olmayacağının en önemli göstergesidir diye düşünüyorum."

DEBRELİ: “MAĞDURİYET YAŞANMAMASI İÇİN BU İŞİ KABUL ETTİM”

Öte yandan Debreli şirketinin sahibi Salahi Debreli Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada bahse konu taşımacılık işine yolcuların mağdur olmaması için girdiğini belirterek, “O dönem Kar-İş’ten hiçbir üye bu işi almak istemeyince, dönemin Kar-İş Başkanı Bekir Akandere’nin söylemi üzerine bu işe başladım. Müsteşar Kemal Bağzıbağlı ile koordineli bir şekilde, pandemi döneminde yolcuları en güvenli şekilde taşıyabilmek için alnımın teriyle çalıştım. Aldığımız ücretin de tarifesi Ulaştırma Bakanlığı’nın tarifesinde belirtilen rakamlardır” dedi.