İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Kıbrıs Postası’na çarpıcı açıklamalar yapan Birikim Özgür: “Bildiğimiz KKTC’nin sonu gelmiş olabilir”

Kıbrıs Postası’na çarpıcı açıklamalar yapan Birikim Özgür: “Bildiğimiz KKTC’nin sonu gelmiş olabilir”

Kıbrıs Postası’na kapsamlı bir demeç veren eski maliye bakanlarından Birikim Özgür, ekonomik ve siyasal manzarayı geniş bir perspektiften ele alarak Türkiye’nin 2021 yılında da suni teneffüs politikasını sürdürüp sürmeyeceğine bağlı olarak KKTC’de “gerçek anlamda” bir kırılma anına gelmiş olabileceğimizi söyledi…

Yayın Tarihi: 30/01/21 16:14
Güncelleme Tarihi: 30/01/21 16:38
okuma süresi: 9 dak.
Kıbrıs Postası’na çarpıcı açıklamalar yapan Birikim Özgür: “Bildiğimiz KKTC’nin sonu gelmiş olabilir”

KKTC’de pandemi sürecinin sürüklediği ekonomik krize paralel iç siyasal krizler de birbirine iç içe geçmiş bir görünüm sergiliyor.

Bu durum KKTC’de siyaset analizini zorlaştırmakla kalmıyor, yakın geçmişe ilişkin “yaşanmış” ve “verilere yansıyan” gerçekleri de adeta ört bas ediyor.

Her açıklaması gürültü kopartan Eski Maliye Bakanlarından Birikim Özgür, bu konuda hem karamsar düşüncelere sahip hem de “umudu” yüceltiyor…

Kıbrıs Postası’na kapsamlı bir değerlendirme yapan eski Maliye Bakanlarından  Birikim Özgür’ün satır başları ve çarpıcı açıklamaları şöyle;

  • “Uzun yıllar değişim Kıbrıs sorununun çözümüne endekslenmişti… O güne kadar da sistemin geçici bir süreyle dışarıdan finanse edilmesi öngörülmüştü… 2004 yılında değişim hayalleri suya düştü”
  • “Türkiye çözüme kadar Kıbrıslı Türklerin yanında olmaya devam edecek fakat dünden farklı olarak yapacağı desteğin günübirlik harcamalar yerine kalkınmaya yani sistemin güçlenmesine hizmet etmesini gözetecekti”
  • “Kıbrıslı Türkler olarak çözüm olsa da olmasa da sürdürülebilir bir sistemin önemini bir türlü içselleştiremedik”
  • “Ne dış yardım bağımlılığı hastalığımızı ne de tüm sorunların hallini Kıbrıs sorununun çözümüyle ilişkilendirme hastalığımızı yenebildik.”
  • Değişim siyaseti umut olamadı. Haliyle sistem de çökme sürecine girdi. Pandemi bu süreci sadece hızlandırdı”
  • “2020 yılında Türkiye KKTC’yi suni Solunum cihazına bağlayarak ayakta tutmayı tercih etti. Bunun karşılığında ise “Kıbrıs sorunundaki manevralarımızda bize ayak bağı olmayacak bir Cumhurbaşkanı istiyorum” dedi. Hızını alamadı, “UBP’nin başkanını da ben tayin edeceğim” deyiverdi. İşler iyice sarpa sardı.”
  • “Türkiye’nin tavrına bağlı olarak bu yılı da suni Solunum cihazına bağlı kalarak atlatmamız olasıdır. Ancak yurt sevgisi olan her bir bireyin ihtiyaç duyduğu en temel şey değişime inanmak ve geleceğe dair umutlanmaktır. Pandemi nedeniyle oluşan çok zor mali ve ekonomik koşullar bu anlamda bir kıvılcıma da dönüşebilir.”

“2004 YILINDA DEĞİŞİM HAYALLERİ SUYA DÜŞTÜ

Birikim Özgür şöyle konuştu; “İçinde bulunduğumuz koşullar bana Wallerstein’in meşhur bildiğimiz dünyanın sonu kitabını hatırlatıyor. Bu kitap mevcut sistemin meşruiyetini işlerin bir gün iyiye gideceğine dair insanlarda var olan inançtan aldığını anlatıyor. Yazara göre insanlar yakın bir sürede kendisi için değilse bile çocuğu için iyi bir geleceğin olacağına dair inancını kaybedince bildiğimiz dünya düzeninin de sonu gelmiş oluyor… KKTC’de de benzer bir durum gelişiyor. Bildiğimiz KKTC’nin sonu gelmiş olabilir. Sistemleri ayak tutan değişimdir. Değişim siyasetinin motoru ise umuttur. Uzun yıllar değişim yani daha iyi yaşam koşulları Kıbrıs sorununun çözümüne endekslenmişti… O güne kadar da sistemin geçici bir süreyle dışarıdan finanse edilmesi öngörülmüştü… 2004 yılında değişim hayalleri suya düştü. İkamesi için yeni bir hikâyeye ihtiyaç vardı…”

“TÜRKİYE KALKINMAYI GÖZETECEKTİ…”

“O hikâyenin ana fikrini Avrupa Birliği oluşturdu ve bize dedi ki boş oturmayın, sisteminizi çözüme hazırlayın, biz de size destek olalım. Ne var ki AB süreç içerisinde beklenenden çok düşük bir performans sergileyerek değişimin dış dinamiği olma özelliğini kaybetti… Ancak ‘kucağında kalan KKTC’nin’ her yıl artan finansman maliyetlerini de gözeterek Türkiye kendi KKTC politikasını AB’nin çizdiği çerçeveyle uyumlaştırarak dış yardım modelini güne göre düzenlemeye çalıştı… Buna göre Türkiye çözüme kadar Kıbrıslı Türklerin yanında olmaya devam edecek fakat dünden farklı olarak yapacağı desteğin günübirlik harcamalar yerine kalkınmaya yani sistemin güçlenmesine hizmet etmesini gözetecekti…”

AYNI ZAMANDA STATÜKODAN BIKIP USANAN KIBRISLI TÜRKLER…

“Burada bir kazan-kazan durumu oluşmuştu. Türkiye’nin Kıbrıs ile bağları ekonomik anlamında güçlenirken mali anlamdaki yükü hafifleyecek, aynı zamanda statükodan bıkıp usanan Kıbrıslı Türkler de bu değişim momentumundan yararlanabilecekti.

Kıbrıslı Türkler olarak çözüm olsa da olmasa da sürdürülebilir bir sistemin önemini bir türlü içselleştiremedik. Farklı ideolojik bakış açılarıyla ve demokratik olgunlukla toplumsal yapımızın her yönden sürdürülebilirliğini öngörerek tüm sorunlarımıza çözümler üretebilecek kapasiteyi oluşturamadık. Ne dış yardım bağımlılığı hastalığımızı ne de tüm sorunların hallini Kıbrıs sorununun çözümüyle ilişkilendirme hastalığımızı yenebildik.

Değişim yönündeki tüm çabalar statüko tarafından püskürtüldü ve halk UBP tarzı siyasetle Mustafa Akıncı tarzı siyaset arasında bir tercihe zorlandı. Türkiye’den gelen kaynakları günübirlik harcayarak siyasi destek devşiren sağ popülizmle umutsuzluktan beslenen sol popülizm ülkede egemen oldu…”

“PANDEMİ HIZLANDIRDI…”

“Değişim siyaseti umut olamadı. Haliyle sistem de çökme sürecine girdi. Pandemi bu süreci sadece hızlandırdı. Ne var ki 2020 yılında Türkiye KKTC’yi suni Solunum cihazına bağlayarak ayakta tutmayı tercih etti. Bunun karşılığında ise “Kıbrıs sorunundaki manevralarımızda bize ayak bağı olmayacak bir Cumhurbaşkanı istiyorum” dedi. Hızını alamadı, “UBP’nin başkanını da ben tayin edeceğim” deyiverdi. İşler iyice sarpa sardı. Artan finansman maliyetlerine rağmen kendi sistemini güçlendirme sorumluluğu taşımayan siyasetçilere sürekli arka çıkan bir pozisyona hapsolmak Türkiye’ye de bir şey kazandırmıyor…”

GEÇEN BÜTÇEDEKİ VAHİM DURUM…

“Mecliste onaylanan 2021 bütçesinde 1.880 milyon yerel açık öngörülüyor. Daha da vahimi, 2022 ve 2023 yıllarında bu yerel açığın ve doğal olarak Türkiye’nin bütçemize yapması öngörülen katkıların da giderek artacağı ilan ediliyor. Hiçbir sistem sonsuza kadar suni Solunum cihazına bağlı kalarak var olamaz. İlla ki bir değişim momentumuna ve umut motoruna ihtiyaç duyar.

Dolayısı ile Türkiye’nin 2021 yılında da suni teneffüs politikasını sürdürüp sürmeyeceğine bağlı olarak burada bir kırılma anına gelmiş olabileceğimizi düşünüyorum. Başbakanın sağlıkta ve ekonomide yaşanan bu kırılma anında siyasi partilerle yapacağı toplantı son derece önemlidir…”

“YENİ BİR BEYAZ SAYFA AÇILABİLİR, YENİ UMUTLARA KAPI ARALANABİLİR”

“Hem sağlık hem siyasi yapı hem de ekonomi bacaklarını kapsayacak kısa ve orta vadeli programlar, eylem planları oluşturmak üzere tüm siyasi partilerin birlikte çalışma prensibi geliştirmesi halinde önümüzü görebilmek bakımından yeni bir beyaz sayfa açılabilir, yeni umutlara kapı aralanabilir.

Türkiye’ye, “biz birlikte bir karar verdik, toplumsal hareket edip sistemimizi düze çıkaracağız ve güçlendireceğiz” denilebilmesi halinde dış yardımlara ilişkin garabet de ortadan kalkabilir. Dış yardımlar, vilayet görünüme de yol açan suni Solunum cihazı işlevinden çıkarılıp KKTC’yi maratona hazırlayan bir desteğe dönüşebilir…”

KIVILCIM YAKIN…”

Kıbrıs Postası’na değerlendiren Birikim Özgür sözlerini şöyle tamamlıyor;

“Tabi ki önce bizim maraton koşabileceğimize inanmamız ve bunun gereklerine odaklanmamız şart. Bu nedenle ikinci cumhuriyet fikrinin etraflıca tartışılması ve her yönüyle çöken mevcut yapının yerine reformlarını daha hızlı hayata geçirebilecek yeni bir sistem tahayyülüyle yola devam edilmesi gerekiyor.

Bildiğimiz KKTC’nin sonu gelmiş olabilir. Türkiye’nin tavrına bağlı olarak bu yılı da suni Solunum cihazına bağlı kalarak atlatmamız olasıdır. Ancak yurt sevgisi olan her bir bireyin ihtiyaç duyduğu en temel şey değişime inanmak ve geleceğe dair umutlanmaktır. Pandemi nedeniyle oluşan çok zor mali ve ekonomik koşullar bu anlamda bir kıvılcıma da dönüşebilir.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.