Hasan Esendağlı: “Rütbeler takıldıktan sonra tekrar dava açılmak zorunda kalınacak”

Polis Hizmetleri Komisyonu’nda görev yapan ve sınavı gerçekleştiren üç polis müdür muavininden ikisinin, ‘Polis Müdürü’ sınavına girerek terfi etmesi konusu, ‘tüzüğe aykırılık’ ve ‘yansızlık ilkesinin ihlâl edildiği’ gerekçeleriyle yargıya taşınmış, Yüksek Mahkeme de sözlü sınavın tüzüğe uygun yapılmadığı gerekçesiyle idari işlem açısından yürütmesinin durdurulmasına emir vermişti.

Ancak söz konusu yürütmeyi durdurma kararı, geçtiğimiz hafta gerçekleşen Yüksek İdare Mahkemesi tarafından bozuldu; sözlü sınava ilişkin verilen ara emri iptal edildi.

“HUKUKA AYKIRILIK SAPTANDI, BU HUKUKA AYKIRILIK, SONRAKİ İŞLEMLERİ DE ETKİLEYECEK”

Yüksek Mahkeme’nin “açıkça tüzüğe aykırı yapıldığı” yönünde tespitinin bulunduğu söz konusu sözlü sınava giren ve elenen, ardından da konuyu mahkemeye taşıyan Bekir Abatay’ın avukatı Hasan Esendağlı, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamasında, mahkemenin sınava ilişkin hukuka aykırılık saptadığını, bu sınava bağlı olarak yapılacak ileri işlemlerin de hukuka aykırı olacağını ve bu sebeple ileri tarihlerde terfilere takıldığında yeniden bir dava sürecinin başlayacağını, bu durumun da hiçbir tarafa fayda sağlamayacağını ifade etti.

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?

İlk olarak süreci özetleyen Esendağlı, “Bu dava açıldı, çünkü elenen adaylar sözlü sınavda haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar. Ortada, sınavın ilgili tüzüğe aykırı yapıldığına yönelik bir dava sebebi var” dedi.

Söz konusu sınav tüzüğünün ilgili maddesine göre, polis örgütünün sınavdan önce bir soru bankası oluşturması ve şeffaf bir şekilde soru bankasından sorular seçerek tüm adaylara bu soruları duyurması gerektiğini ifade eden Esendağlı, şöyle devam etti:

“Sınav bu prosedürle yapılmalıydı. Ancak Yüksek Mahkeme’de açıkça ortaya çıktı ki, polis örgütü bu yükümlülüğünü yerine getirmedi, soru bankası hazırlamadı, sınavdan bir gün önce Polis Hizmetleri Komisyonu’nun hazırladığı sorular, adaylara gelişigüzel bir şekilde soruldu. Dolayısıyla, ilgili tüzük maddesine uyulmadığı için açıktan açığa bir hukuka aykırılık saptandı, tek yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi de terfi işlemlerini durduran bir ara emri kararı verdi ve terfi sürecini kesti.”

Esendağlı, Üç Yargıçlı Yüksek İdare Mahkemesi’nin istinafı dinlediğinde, Yasaya aykırılıkla ilgili bulguların doğru olduğunu saptadığını ancak terfi alamayan davacı tarafın, daha sonra terfi alabileceğine ilişkin bir saptama yaptığını ve ‘telafisi imkansız zararın olmayacağını’ belirlediğini, bu şekilde de verilen ara emri kararını iptal ettiğini kaydetti.

“İLERİDE BU TERFİLER VERİLDİĞİNDE, TÜMÜNÜN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU ORTAYA ÇIKACAK”

Söz konusu kararın açıklanması sonucunda sürecin devam edeceğini, yazılı sınav kısmına geçileceğini ve son olarak da terfilerin takılacağını anlatan Esendağlı, “Peki, buradaki sorun ne?” sorusunun yanıtını şöyle aktardı:

“Çünkü sınavla ilgili esasa ilişkin bir hukuka aykırılık olduğu mahkemece saptandı. Hukuka aykırılık olduğunu saptıyorsunuz, öte yandan da süreç devam etsin diyorsunuz. İleride bu terfiler takıldığında ve yeniden dava açıldığında, mahkeme hukuka aykırılıkla ilgili bulgusunu değiştirmeyecekse, o zaman takılan rütbelerin tümünün hukuka aykırı olduğu ortaya çıkacak. Bu defa da baştan bir dava ve baştan bir iptal süreci yaşanacak.”

Böylesi bir durumda, ne davacılar için adaletin sağlanmış olacağını, ne de polis örgütü ya da rütbesi takılan diğer adayların yararına bir süreç yaşanacağını ifade eden Esendağlı, “Mahkemenin kararı, hiçbir tarafa yaramayacak olan hukuka aykırı bir işlemi yürürlükte bırakmaya yönelik bir karar oldu” dedi.

“TEKRAR DAVA AÇILDIĞINDA, ATAMALARIN İPTAL EDİLMESİ GEREKECEK”

Davacı tarafın, rütbelerin takılmasının ardından tekrardan dava açmak zorunda kalacağını ifade eden Esendağlı, “Mahkemenin hukuka aykırılık tespit ettiği sınav sonucunda rütbelerin takılmasından dolayı dava açılacak, o zaman da mahkeme kendi bulgusu ile çelişmeyecekse, bu atamaları iptal etmesi gerekecek” şeklinde konuştu. 

“ADALET DUYGUSUNU RENCİDE EDİCİ BİR KARAR”

Mahkemenin, verilmiş olan ara emri kararını iptal etmesini, “adalet duygusunu rencide edici bir karar” olarak niteleyen Esendağlı, kararın, özellikle idari yargının, idari organların hukukun içinde kalmasını sağlamaya ve hukuk devleti ilkesinin gerçekleşmesine yönelik hedefleri açısından değerlendirdiğinde, hukuk ve adalet anlayışıyla örtüşmeyen bir karar olduğunu kaydetti.