Cafer Gürcafer: Ara emri alınabileceği şehir plancı arkadaşlar tarafından çok iyi biliniyordu

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Canan Onurer’in hazırlayıp sunduğu 'Sabahın Haberleri' adlı programa telefon bağlantısı ile katılarak Şehir Planlama Dairesi tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi Bölgesi Geçiş Süreci 2’ emirnamesinin yürürlükten kaldırılması ile ilgili açıklamalarda bulundu.

“30 YILDIR O BÖLGEDE FAALİYET GÖSTEREN İNŞAAT ŞİRKETLERİ KAÇAK POZİSYONDA GÖRÜNÜYOR”

Gürcafer, üç seneyi geçen bir süredir emirnamenin yürürlükte olduğuna dikkatleri çekerek, "Aslında çok basit olan ama art niyetli bir nedenden dolayı otuz yıldır o bölgeden faaliyet gösteren inşaat şirketlerinin hepsinin kaçak pozisyonda görünüyor" dedi.

“İLGİLİ BÜTÜN DAİRELERİN ONAYI ALINDI”

Çizilen bütün projelerin mühendis ve mimar odaları birliğine bağlı olduğunu projelerin buradan onaylanarak geçtiğini anlatan Gürcafer, Çevre Mühendisleri tarafından da raporlar hazırlandığını, ilgili bütün dairelerin de onaylarının alındığını belirtti.

“BİZİM DEVLET YAPIMIZ 3 AYDA BU İŞLERİ BİTİRME KABİLİYETİNE SAHİP DEĞİL”

Emirnamenin hazırlanırken müteahhitlerin eylem yaptıklarına değinen Gürcafer, emirnamenin içerisinde bu işlemlerin tamamlanması ile ilgili 3 ay süre koyduklarını söyleyerek, “Bizim devlet yapımız üç ayda bu işleri bitirme kabiliyetine sahip değil dedim” diye konuştu.

“Ara emri alınabileceği şehir plancı arkadaşlar tarafından çok iyi biliniyordu” ifadelerini kullanan Gürcafer, bütün inşaatların ruhsat alamadan yarı yolda kaldığının altını çizdi.

Emirnamenin geri çekilmesini talep ettiklerine değinen Gürcafer, Resmi Gazete'de yayımlanmış olan üç belediye tarafından ve birleşik kurul tarafından onaylanmış bir imar planı olduğunu söyledi. Gürcafer, “Şehir plancı arkadaşlar ara emri aldılar, ego inat ben yaparım kabul edersiniz yaklaşımı ile hareket ettiler” dedi.

Gürcafer, Kıbrıs Türk toplumunun yaşadığı olumsuzlukları ise ‘birlikte hareket etmeyi başaramamış’ bir toplum olmaya ve işlerin içine ego girmesine bağladı.