Eşmen Tatlıcalı: Şiddet içerikli haberler, yaşanan cinayetin etkisini artırmamalı

Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği Asbaşkanı, Uzman Psikolog Eşmen Tatlıcalı, cinayet haberleriyle ilgili medyada kullanılan etik dışı dilin insan psikolojisine etkilerini Kıbrıs Postası’na değerlendirdi.

Uzman Psikolog Tatlıcalı, cinayet, intihar veya şiddet içerikli haberlerin toplumsal algının etkilenmesinde önemli bir rol oynadığını belirtti.

“CİNAYET HABERLERİ ‘TAKLİT ETME’ DAVRANIŞININ ORTAYA ÇIKMASINA NEDEN OLUR”

Cinayet haberlerinde kullanılan dile özellikle dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Tatlıcalı, “Cinayet veya şiddet içerikli haberler bir toplumda ‘taklit etme’ davranışının ortaya çıkmasına neden olur” dedi.

Tatlıcalı, söz konusu haberlerde kullanılan dilin dramatizasyon, magazinsel ve özendirici olmasının cinayetin veya şiddetin normalleştirilmesine neden olduğunu söyledi.

Medyada kullanılan dilin özendirici olmaması gerektiğini aktaran Tatlıcalı, “Haberler hazırlanırken bu hususa dikkat edilmelidir” ifadelerini kullandı.

KIBRIS GAZETESİ’NİN “AŞK CİNAYETİ” BAŞLIKLI MANŞETİ…

Uzman Psikolog Tatlıcalı, geçtiğimiz günlerde Zehie Helin Reessur cinayeti sonrası Kıbrıs Gazetesi'nin kullandığı “Aşk cinayeti” başlıklı manşetle ilgili şu açıklamaları yaptı:

“Cinayetin bir ‘aşk’ olgusuyla verilmesi, olayın romantize edilmesine ve tekrarlanmasına neden olmaktadır. 16 yaşında bir kız çocuğun öldürülmesinden daha çok mahremiyeti ve aşk yaşadığı durumun konuşulması, insanların söz konusu olayı haklı bulmasını sağlamaya yönelikti. Burada öldürülen kızın ailesi ve arkadaşları da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ailenin, yaşadıkları kaybın yanında birde ahlaki olarak yargılanması ve var olan durumun haklı gösterilmeye çalışılması oldukça tehlike yaratan bir durumdur.”

Eşmen Tatlıcalı, basında yer alan haberlerde, yaşanan cinayet olaylarının tüm detaylarıyla verilmesinin psikolojik etkilerini de değerlendirdi.

“HABERDE CİNAYETİN AYRINTILI BİR ŞEKİLDE ANLATILMASI, ‘NASIL BİR İNSAN ÖLDÜRÜLÜR’ SORUSUNA CEVAP VERİR NİTELİKTEDİR”

Haberlerde cinayet veya şiddetin ayrıntılı bir biçimde anlatılmasının tehlikeli sonuçlarını olduğunu kaydeden Tatlıcalı, “ Bu tarz haberler, ‘nasıl bir insan öldürülür’ sorusuna cevap verir niteliktedir” diye konuştu.

Tatlıcalı, şiddet içerikli haberlerin medyada yer almasının, toplumsal farkındalığın ve önleyici programların oluşturulması açısından önemli olduğuna dikkat çekerek, “Fakat bu haberleri verirken basın mensuplarının var olan konuyla ilgili eğitilmeleri gerekir” açıklamasında bulundu.

Cinayetin veya şiddetin haklı bir sebebi ve sonucu olmadığını belirten Tatlıcalı, “Medyadaki haberlerde sebep-sonuç ilişkisini yansıtmak yerine yapılan eylemin yanlışlığı anlatılmalıdır. Diğer türlüsü şiddeti normalleştirmemizi sağlayacaktır” dedi.

“ŞİDDET İÇERİKLİ HABERLER, YAŞANAN CİNAYETİN ETKİSİNİ ARTIRMAMALI”

Tatlıcalı, medyada yer alan şiddet içerikli haberlerin, yaşanan cinayetin etkisini artırmaması gerektiğini belirtti.

Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet gibi kavramların farklı boyutlarda ele alınıp incelenmesi tartışılması gerektiğini dile getiren Tatlıcalı, “Kadınların medyada nasıl temsil edildiği kadına yönelik şiddet /ev içi şiddet haberlerinin medyada nasıl yer aldığı sorgulanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Tatlıcalı, şiddetin toplumdaki güç ve iktidar ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıktığına vurgu yaparak, “Bu ilişkilerde ikincil konumda olan kadın ve çocukları hedef almaktadır” diye konuştu.

“KADINLARIN EN TEMEL İNSAN HAKLARINI İHLAL EDEREK HAZIRLANAN HABERLER VAR”

Bazı basın organlarında kadına yönelik şiddet haberlerinde kullanılan dilin ve görsellerin toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmediğini kaydeden Tatlıcalı, “Kadınların en temel insan haklarını ihlal ederek cinsiyetçi bir şekilde hazırlanan haberler var” açıklamasında bulundu.

Tatlıcalı, toplumsal algının değiştirilmesi ve haberlere yansıyan olayların insan hakları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.