Deprem, Kıbrıs fay hatlarını nasıl etkiledi: Uzmanlar farklı görüşlerde

“Asrın Felaketi” olarak nitelenen Maraş depremi sonrası gerek Türkiye medyasında gerekse de Kıbrıs’ta uzman jeologlar, depremin Kıbrıs’taki fay hatları özelinde ne gibi bilimsel etkileri olabileceğine dair farklı görüşler ortaya koyuyor…

Konuya ‘yabancı’ kamuoyunun ise kafası karışık…

Uzmanlar söz konusu depremin Kıbrıs’a etkileri konusunda farklı görüşleri dillendiriyorlar…

Deprem gecesi ilk gündoğumu sonrası özellikle sosyal medyada Akdeniz’de bir tsunami endişesi yaşanmış, konu basına yansımış, paniğe neden olmuş ve ardı ardına Türkiye’deki resmi kurumlardan açıklama gelmişti.

Tsunami endişelerine karşı Türkiye’de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yaptığı açıklama ile Doğu Akdeniz'de kıyıları etkileyecek herhangi bir tsunami tehlikesinin bulunmadığını belirtmişti.

Kıbrıs ve çevresi ile ilgili endişeler tsunami riski ve tehdidi ile sınırlı kalmadı…

Depremin Kıbrıs’a etkileri de gerek Türkiye gerekse de KKTC medyasında konu olarak gündeme gelmeye devam ediyor…

Kıbrıs’ın 1. derece deprem kuşağında olup olmaması konusu bir yana bazı jeologlar Maraş depreminin Kıbrıs fay hatlarını etkilediğini, hatta “uyuyan fay hatlarının kilidinin kırıldığından” söz ediyor…

ÜNLÜ JEOLOGLAR ŞENGÖR İLE GÖRÜR KIBRIS’TA BAŞKA BAŞKA ŞEYLERE DİKKATİ ÇEKİYOR…

Konuyla ilgili Türkiye’de ünlü jeologlardan Prof. Dr. Celal Şengör, Kıbrıs’ın Türkiye’den gelen bir hat üzerinde durduğunu belirtiyor ve Ada’da depremle ilgili esas tehlikenin adanın Güney kıyılarında olduğuna dikkati çekiyor ve “Kıbrıs’a özel bir uyarı” yapmıyor ve Ada’da hareketlerin “yavaş” olduğunu vurguluyor…

PROF. DR. CELAL ŞENGÖR: "KIBRIS’TA HAREKETLER ÇOK YAVAŞ”

Ünlü profesör Şengör, “Afrika Kıbrıs’ın altına giriyor. Bunun hesapları yapıldı. Kıbrıs’taki esas tehlike adanın Güney kıyılarında. Ancak deprem beklentisi ile ilgili süre vermek çok zor. Kıbrıs’ta hareketler çok yavaş. Zemin olarak Mesarya bölgesi ve Girne civarındaki denize yakın bölgeler ve Maraş bölgesi en dikkat edilecek bölgeler arasında.” görüşünde…

Profesör Şengör’e göre Akdeniz’de tsunami riski ise Girit ve İtalya’da gerçekleşecek olası depremler ile Kıbrıs’ı etkileme potansiyeli taşıyor…

Buna karşılık yine Türkiye’de ünlü jeolog Prof. Dr. Naci Görür ise bambaşka bir şey söylüyor...

“KIBRIS'TA 7 VE ÜZERİ BÜYÜK DEPREMLER OLABİLİR…”

Prof. Dr. Naci Görür, Kıbrıs'ta 7 ve üzeri büyük depremler olabilir, görüşünü dillendirerek açıkça Kıbrıs’ta “önlem alınması gerektiğinin” altını çiziyor ve Maraş depreminin Türkiye’deki fay hattının Kıbrıs’a doğru artırımına neden olduğunu söylüyor…

Profesör Görür, bilhassa Maraş depremi sonrası Adana’da beklenildiğini söylediği olası depremin Kıbrıs’a etkisinden söz ederek, “Kahramanmaraş depremleri Türkiye’deki fay hattının Kıbrıs’a doğru önemli miktarda artırımına neden oldu. Dolayısıyla bu depremlerin Kıbrıs’ta belirli ölçüde etkileşime neden olabileceğini düşünüyorum. Anadolu levhasının bu hareketine bağlı olarak, Adana havzasında da deprem faaliyetinin olabileceğini düşünüyoruz. Adana havzası Kıbrıs’a kadar uzanıyor, dolayısıyla Adana’da olabilecek bir deprem, Kıbrıs’ın kuzey kesimlerini belirli ölçüde etkileyebilir. Kahramanmaraş depremi Adana havzasında kimi fayları tetiklerken o havzada olacak deprem Kıbrıs’ın kuzeyini etkiler” diyor.

PROF. DR. NACİ GÖRÜR: “KIBRIS’IN GÜNEYİNDE BİR DALMA BATMA DURUMU VAR BUNA HELEN KIBRIS YAYI DİYORUZ”

Kıbrıs 1. derece deprem kuşağında olduğunu, bunun zaten biliniyor olması gerektiğini vurgulayan ünlü jeolog Prof. Dr. Naci Görür, şöyle diyor;

 “…Kıbrıs’ın güneyinde bir dalma batma durumu var Buna Helen Kıbrıs yayı diyoruz. Kıbrıs yayı Kıbrıs’ın güneyinden geçer ve Kıbrıs’ın altına kadar gelir. Şimdi Kahramanmaraş’ta gerçekleşen 7 şiddetinin üzerindeki iki depremin de bu dalma batma durumunda da belirli bir etkileşime neden olduğu anlamına gelir. Yani Kıbrıs, ilerleyen levha üzerindedir dolayısıyla olası dalma batma durumunda olan olası bir deprem Kıbrıs’ı etkileyebilir”.

Benzer farklı dikkati çekmeler KKTC’de de uzmanların görüşlerine yansımaya devam ediyor…

Örneğin KKTC Cumhurbaşkanlığı Ekonomi-Doğal Kaynaklar Komitesi Başkanı, Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Salih Saner, Kıbrıs’ın 1. derece deprem hattı üzerinde olmadığını ifade ederek, “Kıbrıs’ta 1. derecede deprem hattı üzerinde değil. Ama olan depremde sarsıldık. Bir ev yıkılmış olabilirdi. Olsaydı deprem oldu mu diyecektik? Yani Kıbrıs’ta deprem olmuyor dediğimiz zaman istismar etmemek lazım. 1. derece değildir ama depreme karşı gerekli tedbirleri almamız lazım. Bize kadar uzanıyor… Bunları hesaba katmalıyız" görüşünde…

“KIBRIS’TAKİ KİLİTLİ FAY HATTI, MARAŞ DEPREMİNDEN SONRA AÇIK VAZİYETE GELDİ”

Buna karşılık Jeofizik Yüksek Mühendisi Dr. Hilmi Dindar, Girne Dağları'na paralel ovgos olarak adlandırılan ve uyuyan bir fay olduğundan bahsederek “Kıbrıs’taki kilitli fay hattı, Maraş depreminden sonra açık vaziyete geldi” görüşünü savunuyor…

Dr. Dindar, “Bizim görevimiz olabilecek depremin ne kadar etki yaratacağını bilmek, doğru mühendislik için inşaat mühendislerine bu raporları yorumlayarak veriyoruz” diyor.

Jeoloji ve jeofizik mühendisliğinden gelen 2 raporun inşaat mühendisliğine gittiğini belirten Dr. Dindar, bunların en doğru şekilde yapıya aktarıldığını ve bunu Kıbrıs’ta başardıklarını ifade ediyor...

RUM SİSMOLOJİ UZMANI KİRİAKOS SOLOMİS: “6 AY İÇİNDE KIBRIS’TA DEPREM OLABİLİR”

Öte yandan Rum Sismoloji Uzmanı Kiriakos Solomis, Türkiye’deki depremden sonraki 6 ay içinde Kıbrıs’ta, şiddeti 6.5’i geçmeyecek deprem yaşanabileceği konusunda uyarıda bulunuyor…

Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Fileleftheros gazetesi, sismoloji öğretmenleri Kostas Papazahos ile Efthimios Lekkas’ın da, Türkiye’deki deprem nedeniyle Kıbrıs’tan geçen fay hattının etkileneceği değerlendirmesinde bulunduklarını yazdı.

Gazete, Solomis’in, son 150 yıl içinde Kıbrıs’ta büyüklüğü 6.5’i geçen herhangi bir deprem yaşanmadığını ve olası bir depremde, en fazla etkilenecek bölgelerin Apostolos Andreas Manastırı, Dipkarpaz, Mağusa, Paralimni ve Larnaka olacağını ifade ettiğini kaydetti.

Söz konusu görüşlerin, büyük Maraş Depremi sonrası devam eden bilimsel veri ve yeni bulgular ışığında daha da netleşmesi bekleniyor…