Yeniden dokunulmazlık: Örnekler ne söylüyor?
Vekil dokunulmazlıklarının kapsamı ancak referandumla değişebilir. Bu yönde bir çalışmanın yürütüldüğü belirtiliyor. Tartışmanın merkezlerinden biri de kürsü dışında koruma alanları daraltılmalı mı, yeniden mi tanımlanmalı? Dokunulmazlığın kaldırılması tek başına demokratikleşme anlamına gelmiyor; asıl belirleyici olan yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve siyasal iklim...
KKTC’de milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin tartışmalar yeniden kamuoyunun gündemine girdi.
Kıbrıs Türk siyasi tarihinde dokunulmazlık meselesi daha önce de birçok kez tartışma konusu oldu.
Ancak özellikle son dönemde, yapısal sorunların ve derinleşen ekonomik krizin gölgesinde bu başlığın bir kez daha öne çıkarılması, söz konusu düzenlemenin ancak referandumla gerçekleşebileceği gerçeğini değiştiriyor.
Tartışmalar sürerken, dünyadaki uygulamalar incelendiğinde milletvekili dokunulmazlığının evrensel bir norm olmadığı, aksine ülkeden ülkeye ciddi farklılıklar gösterdiği görülüyor.

Uluslararası hukukta ve karşılaştırmalı anayasa çalışmalarında “milletvekili dokunulmazlığı” tek tip bir koruma olarak ele alınmıyor.
Dokunulmazlık, temelde üç ayrı başlık altında değerlendiriliyor:
YASAMA SORUMSUZLUĞU (NON-ACCOUNTABILITY):
Milletvekilinin parlamentoda yaptığı konuşmalar ve kullandığı oylar nedeniyle hiçbir şekilde hukuki ya da cezai sorumluluk altına girmemesi anlamına geliyor. Bu düzenleme, demokratik rejimlerin büyük çoğunluğunda kabul ediliyor.
YASAMA DOKUNULMAZLIĞI (INVIOLABILITY):
Milletvekilinin görev süresi boyunca cezai soruşturma, kovuşturma, tutuklama ya da yargılamaya karşı korunmasıdır. Çoğu ülkede bu korumanın kaldırılması parlamentonun iznine bağlanmıştır.
KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI / PARLAMENTER AYRICALIK (PARLIAMENTARY PRIVILEGE):
Milletvekilinin kürsüde yaptığı konuşmaların ve Meclis faaliyetlerinin özel bir güvence altında olmasıdır.
Bu başlık, dokunulmazlık tartışmalarında en az itiraz edilen ve en yaygın kabul gören koruma türü olarak öne çıkıyor.

DÜNYADA GENİŞ DOKUNULMAZLIK HER YERDE YOK
Karşılaştırmalı hukuk verileri, milletvekillerinin cezai kovuşturmaya karşı otomatik ve kapsamlı bir dokunulmazlığa sahip olmadığı çok sayıda ülke bulunduğunu ortaya koyuyor.
Özellikle Anglo-Sakson hukuk sistemine sahip ülkelerde, milletvekilleri suç isnadı karşısında diğer vatandaşlardan farklı bir statüye sahip değil.
BİRLEŞİK KRALLIK MODELİ
Birleşik Krallık’ta milletvekilleri yalnızca parlamento içindeki konuşmaları nedeniyle korunuyor.
Bunun dışında, cezai soruşturma, kovuşturma ve tutuklama süreçlerinde herhangi bir ayrıcalıkları bulunmuyor. Milletvekilleri, işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle doğrudan yargı önüne çıkabiliyor.
AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA
Avustralya ve Yeni Zelanda’da da benzer bir sistem geçerli.
Westminster geleneğine dayanan bu ülkelerde, milletvekilleri yalnızca parlamenter faaliyetleri kapsamında korunuyor. Ceza hukuku açısından ise sıradan vatandaşlarla aynı kurallara tabi tutuluyorlar.
AVRUPA’DA DA SINIRLI DOKUNULMAZLIK ÖRNEKLERİ VAR
Avrupa kıtasında da geniş dokunulmazlığın istisna hâline geldiği ülkeler bulunuyor.
HOLLANDA:
Milletvekilleri özel bir cezai dokunulmazlığa sahip değil. Hukuki statü bakımından diğer yurttaşlarla aynı konumdalar.
İSVEÇ, NORVEÇ VE MALTA:
Bu ülkelerde de otomatik ve geniş bir dokunulmazlık rejimi bulunmuyor. Koruma ya hiç yok ya da son derece dar bir çerçevede uygulanıyor.
DOKUNULMAZLIĞI KALDIRAN YA DA DARALTAN ÜLKELER
Bazı ülkelerde ise dokunulmazlık, yasal değişiklikler veya anayasa reformlarıyla büyük ölçüde kaldırıldı.
SLOVAKYA:
Milletvekillerinin cezai dokunulmazlığı kaldırıldı. Soruşturma ve kovuşturma için parlamentonun izni gerekmiyor. Ancak bazı durumlarda tutuklama için özel prosedürler uygulanabiliyor.

UKRAYNA:
2019 yılında yapılan düzenlemeyle milletvekillerinin cezai dokunulmazlığı büyük ölçüde kaldırıldı. Yalnızca parlamenter ifadeler korunmaya devam ediyor.
HİNDİSTAN:
Hindistan Yüksek Mahkemesi’nin 2024 tarihli kararıyla, rüşvet gibi suçların yasama ayrıcalığı kapsamında değerlendirilemeyeceği netleşti.
Böylece dokunulmazlık, sadece doğrudan parlamenter faaliyetlerle sınırlı tutuldu.

HİÇ DOKUNULMAZLIĞI OLMAYAN ÜLKELER DE VAR…
Uluslararası kuruluşların ve Dünya Bankası destekli çalışmalara göre, bazı ülkelerde milletvekillerine tanınmış herhangi bir dokunulmazlık rejimi dahi bulunmuyor.
Botswana, Honduras, Malawi ve Mauritius gibi ülkeler, milletvekillerinin ceza hukuku açısından tamamen sıradan vatandaşlarla aynı konumda olduğu örnekler arasında yer alıyor.
KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI TÜRKİYE’DE MUTLAK
Türkiye’de milletvekili dokunulmazlığı, 1982 Anayasası’nın 83’üncü maddesi ile düzenleniyor ve iki temel başlık altında ele alınıyor: yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı.
Türkiye’de milletvekilleri, Meclis çalışmaları sırasında yaptıkları konuşmalar, verdikleri oylar ve Meclis’te dile getirdikleri görüşler nedeniyle kesin olarak sorumsuz kabul ediliyor. Bu koruma:
- Ceza davasına,
- Hukuk davasına,
- İdari yaptırıma
konu edilemiyor ve ömür boyu geçerliliğini koruyor. Milletvekilliği sona erdikten sonra dahi, Meclis kürsüsünde söylenen sözler nedeniyle yargılama yapılamıyor.
Bu yönüyle Türkiye’de kürsü dokunulmazlığı, dünya genelindeki en güçlü ve tartışmasız kabul gören düzenlemelerden biri olarak değerlendiriliyor.

CEZAİ DOKUNULMAZLIK GENİŞ AMA MUTLAK DEĞİL
Türkiye’de asıl tartışma konusu olan başlık ise yasama dokunulmazlığı, yani milletvekillerinin cezai soruşturma ve kovuşturmaya karşı korunması.
Anayasa’ya göre:
Milletvekilleri, seçimden önce veya sonra işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle,
Meclis’in izni olmadan tutuklanamaz, sorgulanamaz, yargılanamaz.
Ancak bu koruma mutlak değildir ve önemli istisnalar içerir.
AĞIR SUÇ VE ANAYASAL İSTİSNALAR
Türkiye’de iki temel durumda milletvekili dokunulmazlığı devre dışı kalabiliyor:
- Ağır Ceza Gerektiren Suçüstü Hâli
Eğer milletvekili ağır cezalık bir suç işlerken suçüstü yakalanırsa, dokunulmazlık uygulanmaz.
- Anayasa’nın 14’üncü Maddesi Kapsamındaki Suçlar
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı suçlar gibi geniş yorumlanan fiiller, dokunulmazlık dışında bırakılmıştır. Bu istisna, uygulamada en çok tartışma yaratan alanlardan biridir.
2016 KIRILMA NOKTASI: TOPLU DOKUNULMAZLIK KALDIRILDI
Türkiye’de dokunulmazlık rejimi açısından en kritik dönemeçlerden biri 2016 yılında yaşandı. Anayasa’ya eklenen geçici madde ile:
O tarihe kadar fezlekesi bulunan milletvekillerinin,
Dokunulmazlıkları toplu şekilde ve bireysel oylama yapılmaksızın kaldırıldı.
Bu düzenleme, özellikle muhalefet milletvekilleri açısından yargı süreçlerinin önünü açtı ve Türkiye’de dokunulmazlığın siyasi araç hâline geldiği yönündeki eleştirileri güçlendirdi.
TÜRKİYE’NİN KONUMU ULUSLARARASI ÖLÇEKTE NEREDE?
Karşılaştırmalı hukuk açısından bakıldığında Türkiye:
Anglo-Sakson ülkelerden daha geniş,
Bazı Avrupa ülkelerinden ise daha sert ve merkeziyetçi
bir dokunulmazlık rejimine sahip.
Türkiye’de sistem, teoride milletvekilini yasama faaliyetleri için korumayı amaçlasa da, uygulamada dokunulmazlığın:
Siyasi çoğunluğun elinde,
Muhalefet üzerinde baskı aracına dönüşebildiği
yönünde güçlü eleştiriler bulunuyor.
TARTIŞMANIN ÖZÜ: KORUMA MI, AYRICALIK MI?
Uzmanlara göre Türkiye’de dokunulmazlık tartışması, “olsun mu olmasın mı” ikiliğinden ziyade şu sorular etrafında şekilleniyor:
- Dokunulmazlık kimi ve neyi koruyor?
- Yargı bağımsızlığı tartışmalı bir ortamda dokunulmazlığın kaldırılması adalet mi, siyasi tasfiye mi yaratıyor?
- Kürsü dokunulmazlığı dışındaki koruma alanları daraltılmalı mı, yeniden mi tanımlanmalı?
GÜNEY KIBRIS’TA DOKUNULMAZLIK NASIL UYGULANIYOR?
Güney Kıbrıs’ta milletvekili dokunulmazlığı, 1960 Anayasası çerçevesinde düzenlenmiştir.
Sistem, klasik kıta Avrupası modeli ile Anglo-Sakson yaklaşımın arasında, görece sınırlı ve kontrollü bir dokunulmazlık rejimi öngörmektedir.
Güney Kıbrıs’ta milletvekilleri:
Temsilciler Meclisi’nde yaptıkları konuşmalar,
Verdikleri oylar,
Parlamento çalışmaları kapsamındaki ifadeleri nedeniyle tam yasama sorumsuzluğuna sahiptir.
Bu koruma:
- Ceza,
- Hukuk,
- İdari
sorumluluk doğurmaz ve milletvekilliği sona erdikten sonra da devam eder.
Bu yönüyle Güney Kıbrıs’taki kürsü dokunulmazlığı, KKTC ve Türkiye’deki düzenlemelerle büyük ölçüde örtüşmekte…

CEZAİ DOKUNULMAZLIK VAR AMA DAR KAPSAMLI
Asıl fark, cezai dokunulmazlığın kapsamı noktasında ortaya çıkmaktadır.
Milletvekilleri;
- Görev süreleri boyunca,
- Meclis izni olmaksızın tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Ancak bu koruma mutlak değildir ve önemli sınırlamalara tabidir.
SUÇÜSTÜ HALİNDE DOKUNULMAZLIK YOK
Güney Kıbrıs’ta milletvekili:
Ağır bir suç işlerken suçüstü yakalanırsa,
Dokunulmazlık otomatik olarak devre dışı kalır.
Bu durumda:
- Parlamento izni aranmaksızın,
- Tutuklama ve yargılama süreci başlatılabilir.
Bu uygulama, dokunulmazlığın “kalkan” değil, istisnai bir güvence olarak kurgulandığını göstermektedir.
Güney Kıbrıs’ta Temsilciler Meclisi’nin dokunulmazlık kaldırma pratiği, birçok ülkeye kıyasla daha esnek ve hızlıdır.
- Savcılık talebi Meclis’e ulaştığında,
- Dokunulmazlık dosyaları genellikle uzun süre bekletilmez,
- Siyasi saiklerle blokaj oluşturulduğuna dair eleştiriler sınırlıdır.
Bu durum, dokunulmazlığın kişiyi değil, makamı koruduğu anlayışının daha yerleşik olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI BELİRLEYİCİ FAKTÖR
Uzmanlara göre Güney Kıbrıs’ta dokunulmazlık tartışmalarının sınırlı kalmasının temel nedeni, yargıya duyulan görece yüksek güvendir.
- Savcılık makamı siyasal iktidardan görece bağımsızdır.
- Yargı süreçlerinin siyasi tasfiye aracı olarak kullanılacağına dair endişe düşüktür.
Bu nedenle dokunulmazlık, siyasal bir “hayatta kalma mekanizması”na dönüşmemiştir.
GÜNEY KIBRIS’IN ULUSLARARASI KONUMU
Karşılaştırmalı hukuk açısından Güney Kıbrıs:
- Birleşik Krallık gibi dokunulmazlığı neredeyse tamamen reddeden sistemlerden daha korumacı,
- Türkiye gibi geniş ve siyasallaşmaya açık modellerden ise daha sınırlı
bir yerde konumlanmaktadır.
Avrupa Birliği standartlarına daha yakın, dengeleyici bir model uygulandığı değerlendirilmektedir.
ULUSLARARASI EĞİLİM NE YÖNDE?
Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu ve şeffaflık odaklı uluslararası kuruluşların analizlerine göre, küresel eğilim net:
- Kürsü dokunulmazlığı neredeyse evrensel kabul görüyor.
- Geniş ve mutlak cezai dokunulmazlık ise giderek istisnai bir uygulamaya dönüşüyor.
- Demokratik hesap verebilirlik ve yolsuzlukla mücadele gerekçeleri, birçok ülkede dokunulmazlıkların daraltılmasına yol açıyor.
KKTC İÇİN TARTIŞMA NE ANLAMA GELİYOR?
Dünyadaki örnekler, dokunulmazlığın “olmazsa olmaz” bir demokrasi koşulu olmadığını açık biçimde gösteriyor.
Ancak uzmanlara göre asıl mesele, dokunulmazlığın kaldırılıp kaldırılmamasından çok, hangi kapsamda ve hangi hukuki güvencelerle düzenleneceği.
Bu çerçevede KKTC’de yeniden alevlenen dokunulmazlık tartışmalarının, geçmişte olduğu gibi popülist bir zeminde mi kalacağı, yoksa kapsamlı ve samimi bir hukuk reformuna mı dönüşeceği önümüzdeki süreçte netlik kazanacak…
KKTC’de vekil dokunulmazlıklarının kapsamı ancak referandumla değişebilir. Bu kapsamda bir çalışmanın yürütüldüğü belirtiliyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.