Başbakan Kıbrıs Konusunda Nutuk Atıyor
Türkiye'deki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TC Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kıbrıs konusunda nutuk attığını, bu sözlerin boş ve ciddiyetinin olmadığını savunarak, ''Kamuoyunu tatmin etmeye, orada verilen ödünleri örtbas etmeye yönelik aldatmaca sözlerdir'' dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatının ve Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasının yıldönümlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kıbrıs Barış Harekatının, siyasal yaşamın çok önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin 20 Temmuz 1974'de tarihi bir karar aldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas'ın, 1 Temmuzda bir araya geldiğini anımsatan Baykal, iki liderin, tek egemenlik ve tek vatandaşlığa dayalı bir siyasi birleşmeyi kabul ettiğini ilan ettiklerini kaydetti. Baykal, 1 Temmuzdan bu yana ciddi rahatsızlıklar bulunduğunu savunarak, buna benzer angajmanların, 2004'de AB ile ilişkilerde de ortaya çıktığını, bazı şeylere ''Evet'' denildiğini belirtti.
--''ANNAN PLANI İLE KABUL ETMEDİN Mİ?''--
''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gelmiş burada, Kıbrıs'ta nutuk atıyor'' diyen Baykal, Erdoğan'ın, boş sözler söylediğini ileri sürdü. Baykal, Erdoğan'ın, ''Kanla alınan toprak verilmez'' dediğini ifade ederek, ''Annan Planı ile kanla alınan toprağı vermeyi kabul etmedin mi?'' diye sordu. Baykal, tarihi bir hata yapıldığını savundu.
''Tek egemenlik, kimin egemenliği olacak?'' diye soran Baykal, nüfus yoğunluğu, coğrafi genişlik ve siyasi tanınmışlığın ortada olduğunu ifade etti. Baykal, bunun, KKTC'nin ortadan kalkması anlamına geldiğini öne sürdü.
Baykal, ''Sen, iki ayrı toplumun, iki ayrı coğrafyanın, iki ayrı tarihin, iki ayrı dinin, iki ayrı dilin yüzlerce yıldır yaşadığı coğrafyada, nasıl olur da tek devlet, tek egemenlik ve tek vatandaşlık diyeceksin?'' dedi.
Erdoğan'ın nutuk attığını savunan Baykal, ''Hiçbir ciddiyeti yok. O sözlerin hiçbir ciddiyeti yok. Boş sözlerdir. Kamuoyunu tatmin etmeye, orada verilen ödünleri örtbas etmeye yönelik aldatmaca sözlerdir'' diye konuştu.
Baykal, konunun, sadece Kıbrıs değil, Türkiye'nin bu coğrafyadaki konumu ve geleceği olduğunu ifade ederek, uluslararası hukuka dayalı hakların korunamayarak, tersine dönmesine göz yumulması halinde, Türkiye'nin bölgedeki etniklik ve saygınlığının zaafa uğrayacağını söyledi.
Kıbrıs Barış Harekatının, siyasal yaşamın çok önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin 20 Temmuz 1974'de tarihi bir karar aldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas'ın, 1 Temmuzda bir araya geldiğini anımsatan Baykal, iki liderin, tek egemenlik ve tek vatandaşlığa dayalı bir siyasi birleşmeyi kabul ettiğini ilan ettiklerini kaydetti. Baykal, 1 Temmuzdan bu yana ciddi rahatsızlıklar bulunduğunu savunarak, buna benzer angajmanların, 2004'de AB ile ilişkilerde de ortaya çıktığını, bazı şeylere ''Evet'' denildiğini belirtti.
--''ANNAN PLANI İLE KABUL ETMEDİN Mİ?''--
''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gelmiş burada, Kıbrıs'ta nutuk atıyor'' diyen Baykal, Erdoğan'ın, boş sözler söylediğini ileri sürdü. Baykal, Erdoğan'ın, ''Kanla alınan toprak verilmez'' dediğini ifade ederek, ''Annan Planı ile kanla alınan toprağı vermeyi kabul etmedin mi?'' diye sordu. Baykal, tarihi bir hata yapıldığını savundu.
''Tek egemenlik, kimin egemenliği olacak?'' diye soran Baykal, nüfus yoğunluğu, coğrafi genişlik ve siyasi tanınmışlığın ortada olduğunu ifade etti. Baykal, bunun, KKTC'nin ortadan kalkması anlamına geldiğini öne sürdü.
Baykal, ''Sen, iki ayrı toplumun, iki ayrı coğrafyanın, iki ayrı tarihin, iki ayrı dinin, iki ayrı dilin yüzlerce yıldır yaşadığı coğrafyada, nasıl olur da tek devlet, tek egemenlik ve tek vatandaşlık diyeceksin?'' dedi.
Erdoğan'ın nutuk attığını savunan Baykal, ''Hiçbir ciddiyeti yok. O sözlerin hiçbir ciddiyeti yok. Boş sözlerdir. Kamuoyunu tatmin etmeye, orada verilen ödünleri örtbas etmeye yönelik aldatmaca sözlerdir'' diye konuştu.
Baykal, konunun, sadece Kıbrıs değil, Türkiye'nin bu coğrafyadaki konumu ve geleceği olduğunu ifade ederek, uluslararası hukuka dayalı hakların korunamayarak, tersine dönmesine göz yumulması halinde, Türkiye'nin bölgedeki etniklik ve saygınlığının zaafa uğrayacağını söyledi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.