Şükrü Umarbeyli: Tüketim büyümeyi tetikler ancak sürdürülebilir değildir

Yrd. Doç. Dr. Şükrü Umarbeyli, tüketim ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi değerlendirdi.

Umarbeyli, tüketimin özellikle kısa vadede büyümeyi tetikleyebileceğini ancak bu etkinin geçici olduğunu belirtti.

Kısa vadede tüketim artışının işletmelerin gelirlerini yükselttiğini ifade eden Umarbeyli, artan talebin üretimi teşvik ettiğini, firmaların yatırım yapabildiğini ve bunun doğal olarak kısa vadeli bir büyüme sağladığını kaydetti.

Uzun vadede ise büyümenin yalnızca tüketime dayanmasının sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Umarbeyli, üretim kapasitesi artmadan devam eden tüketim artışının cari açık, dış borçlanma ve tasarruf eksikliği gibi sorunları beraberinde getirdiğini ifade etti. Tüketim odaklı büyümenin ithalata bağımlılığı artırdığını belirten Umarbeyli, bu durumda büyümenin milli ekonomiyi güçlendirmeyeceğini, enflasyonist baskıların ve borçlanma riskinin yükseleceğini aktardı.

Keynesyen yaklaşım çerçevesinde kısa vadede toplam talep artışının ekonomiyi canlandırabileceğini kaydeden Umarbeyli, ancak uzun vadede büyümenin ana kaynağının üretim kapasitesi, teknoloji ve sermaye birikimi olduğunu ifade etti. Sadece tüketimle sağlanan büyümenin kalıcı olmayacağını belirtti.

Yatırım odaklı büyümenin önemine de değinen Umarbeyli, fiziksel sermaye, altyapı, teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarının üretim kapasitesini ve verimliliği artırdığını, bunun da uzun vadede istihdam artışı, daha istikrarlı iş imkânları, yerli üretim ve ihracat potansiyelinde yükseliş sağladığını kaydetti.

Tüketim odaklı büyümenin hızlı ancak kısa vadeli etki yarattığını, yatırım odaklı büyümenin ise yavaş ama sürdürülebilir olduğunu vurgulayan Umarbeyli, aşırı tüketim ve borçlanmaya dayalı büyümenin ekonomiyi kırılgan hâle getirebileceği uyarısında bulundu.

Yazısının sonunda Umarbeyli, tüketimin ekonomik büyümede önemli bir rolü olduğunu ancak sürdürülebilir büyüme için tasarruf ve yatırımın da en az tüketim kadar gerekli olduğunu belirterek, ekonominin yalnızca bugünü değil yarını da düşünerek güçlenebileceğini ifade etti.