Anastasiadis, BM Genel Kurulu'nda Türkiye'ye 'işgalci' dedi

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, dün akşam son kez çıktığı Birleşmiş Miletler (BM) Genel Kurulu kürsüsünde, işleyiş şeklini eleştirdiği BM’nin “itibarsızlıkla” suçladı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “cevap” vererek Türkiye’yi eleştirdi ve Kıbrıs sorununda müzakereleri yeniden başlatma çabalarına “son noktayı koydu.”

Rum basınında yer alan haberde, Anastasiadis, "Kıbrıs Rum tarafının tarihi tavizlerine rağmen, Kıbrıs sorununda çözüme yönelik tüm çabalar, Türkiye'nin uzlaşmaz tutumu ve makul olmayan talepleri sonucunda başarısız olmuştur." dedi.

Crans Montana’yı örnek gösteren Anastasiadis, Türkiye’nin ‘katı duruşu, çağ dışı Garantiler Antlaşması, müdahale hakkı ve sürekli asker bulundurma konusundaki ısrarı’ nedeniyle müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını savundu.

Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'İyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukukun korunması' hakkında sarf ettiği sözleri inandırıcı bulmadığını savunarak, şöyle devam etti:

"Yunan adalarını ele geçirmekle tehdit eden, egemen ve komşu bir devletin hava sahasını binlerce kez ihlal eden, uluslararası hukuka aykırı davranan Türk Cumhurbaşkanının böyle bir iddiada bulunması ne kadar kışkırtıcı ve ironik?"

Erdoğan'ın ‘Bugün adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk olduğu bilinmektedir’ şeklindeki sözlerine dikkat çeken Anastasiadis, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hangi gerçeklerden bahsettiğini merak ediyorum” ifadelerini kullandı.

“BİR AB ÜYESİ OLAN 'KIBRIS CUMHURİYETİ'NİN TOPRAKLARININ YÜZDE 37'Sİ ASKERİ İŞGAL ALTINDA”

Kıbrıs ile ilgili gerçeklerin bilinmesi gerektiğini belirten Anastasiadis, şöyle devam etti:

"Bir AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin topraklarının yüzde 37'sinin askeri işgal altında bulunduğu,1974'teki Türk işgalinden sonra Kıbrıslı Rumların üçte birinin atalarının evlerini terk etmek zorunda kaldığı, işgal altındaki bölgelere yüz binlerce Türk vatandaşının yerleştirildiği ve böylece adanın demografik karakterinin değiştirildiği, Türkiye'nin işgal ettiği topraklarda mutlak siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve dini kontrolü altında yasa dışı bir varlık oluşturduğu gerçeği…”

Anastasiadis’in dün akşamki konuşması Rum gazetelerinde geniş yer buldu.

Haravgi Anastasiadis’in konuşmasından kesitleri “Nikos Anastasiadis, BM’nin İtibar Kaybından Söz Etti… İhtilafların Çözümü ve Barışın Hakim Kılınması İçin Uluslararası Hukuka Bağlılık” başlığı altında yansıttı.

Diğer gazetelerin de aktardığına göre “neden Güvenlik Konseyi’nin ezici çoğunluktaki kararları ihlalleri belgeleyen basit birer belge olarak kalıyor?” diye soran Anastasiadis “bazılarında korkunç bir verimsizlik, diğerleri de gerçekte BM anayasası hedeflerini yerine getirmedeki acizliği şirin göstermeye çalışıyor” dedi. 

Anastasiadis “Uluslararası Hukuk ve uluslararası anlaşmalar neden uygulanmıyor?” diye sordu,  BM’nin “itibarının zamanla kaybolmasını gündeme getiren düşüş sebeplerine” işaret etti ve “siyasi maksatlardan dolayı BM, kararların ve icra sürelerinin ve açıkça sekreterliğe atfedilen yetkilerin ihlali ile karşılaştığında bile maalesef bir eşit mesafe benimsiyor” dedi.

Rum Yönetimi Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı kürsüde daha öne yaptığı; Ege ve Akdeniz’deki sorunların çözümüne dair konuşmanın kendisini “derin hayal kırıklığına uğrattığını” söyledi. Türkiye’yi “Yunan adalarını alma tehdidinde bulunmakla, egemen bir komşu ülkenin hava sahasını binlerce kez ihlal etmekle, Kıbrıs’la ilgili BM kararlarını uygulamayı reddetmek ve yeni emrivakiler yaratmakla” suçladı.

Anastasiadis Erdoğan’ın, uluslararası toplumu Ada’da iki devlet ve iki halk olduğu gerçeğini görme çağrısına “hangi gerçeklerden söz ediyor?” sorusuyla karşılık verdi. Kıbrıs’taki durumla ilgili bilinen iddialarını yineleyerek “uluslararası hukuka dayalı kararların uygulanması veya denetlenmesinin söz konusu olmaması haklı olarak keyfiliğin cesaretlendirildiği ve hatta ödüllendirildiği gibi algılanabilir” dedi. “Kıbrıs sorunu ile bugün tam da buna şahit oluyoruz. Türkiye uluslararası hukuku sistemli şekilde ihlal ediyor, uluslararası toplumu yasadışı emrivakisini tanımaya çağırıyor” diye ekledi.

Kıbrıs sorununun çözülememesinin sebebinin “Türkiye’nin uzlaşmaz tavrı ve mantıksız talepleri olduğunu” iddia eden Anastasiadis şunları söyledi:

“25 Ocak 2019 tarihli ortak açıklamada müzakerelerin yeniden başlama ilkelerinin teyit edilmiş olmasına rağmen Türkiye maalesef bir kez daha müzakere sürecinin yeniden başlama perspektifini küçümsedi ve bunun yerine 21 Nisan’da yapılan görüşmede uzlaşılmış çözüm zeminini federasyondan iki devlet çözümüne değiştirdi.”

Anastasiadis Türkiye’nin Genel Sekreter’in bir Kıbrıs temsilcisi ataması ile ilgili anlaşmaya da uymayı reddettiğini söyledi ve şunları ekledi:

“Çıkmazın aşılması için inisiyatif alarak, her iki tarafın da yararına güven yaratıcı önlemlerin benimsenmesine dair yapıcı öneriler içeren mektubumu 23 Mayıs 2022’de Kıbrıslı Türk lidere gönderdim. Kıbrıs Türk tarafı bu önerileri reddetti ve iki devlet çözümü hedefine uygun öneriler içeren kendi önerilerini sundu.”

Nikos Anastasiadis Kıbrıs Rum toplumunun, “BM kararlarına uygun çözüm hedefiyle müzakerelerin yeniden başlaması için mümkün olan her çabayı harcadığını, harcamaya devam edeceğini” savundu ve “anlaşmazlıkların çözümü ve barışın hakim olmasının tek yolu, uluslararası hukuka ve BM anayasasına sarsılmaz bağlılıktır, ama revizyonist emeklerini saklamak isteyenlerin keyfi yorumu değil” dedi.

Fileleftheros haberi “Çabalarına Son Noktayı Koydu… Anastasiadis BM Genel Kurulu Kürsüsünde Türkiye’yi Eleştirerek Hesap Verdi” başlığıyla aktardı.

Alithia manşet haberine “BM Genel Kurulu Kürsüsünden Anastasiadis… BM’ye Sert Eleştiri ve Erdoğan’a Cevaplar… Uluslararası Örgütün Verimsizliği ve Milyonlarca İnsanın Beklentilerine Cevap Vermedeki Acizliği… Türkiye’ye de Erdoğan’ın Kendisi Saygı Göstermezken Uluslararası Hukuku Kullanma İronisi Konusunda Cevap” başlığını attı.

Politis “Başkan New York’ta Sert Konuştu… BM’nin Acizliği Türkiye’yi Cesaretlendiriyor… Erdoğan’ın Kendisi Kıbrıs Sorunundaki Çok Sayıdaki BM Kararını Uygulamazken Anlaşmazlıkların Uluslararası Hukuka Uygun Çözümü Arzusu Tahrik Edici” başlığını kullandı.