Ahmet Güneyli: 40-50 yıl öncesinin eğitim anlayışı ile şimdinin çocuklarını yetiştirmeye çalışıyoruz

Eğitim Bilimci Ahmet Güneyli, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak, ülkedeki eğitim sistemindeki sorunlara işaret etti.

Güneyli, “Kıbrıs’ın kuzeyinde kısa, orta ve uzun vadede eğitimde yapılması gerekenler nelerdir?’ diye sorsam yarın görüşülecek olan değişiklik önerileri ‘uzun’ vadede dahi yapılması gerekenlere giremez bence!” dedi.

Güneyli, KKTC’nin kurulduğundan beri eğitimde bir tane bile stratejik plan hazırlanmadığını, okullara bütçe ayrılmadığını, 1974’ten bu yana bir tek çivi çakılmayan, yıkılmaya yüz tutan ve hatta yıkılan okullar olduğuna işaret etti.

“Kendimize ait lise müfredatımız olmamıştır” diyen Güneyli, Öğretmenler Yasası’nın 1985’te yazıldığı gibi kaldığına dikkat çekti.

Özel Eğitim Yasası’nın olmamasına da vurgu yapan Güneyli, “Milli Eğitimin merkeziyetçi yapısında “Eğitim Teknolojileri”, “Ar-Ge” ve “Ölçme-Değerlendirme” gibi temel birimler yoktur. Milli eğitimin kapıları akademisyenlere kapalıdır; deneyim esastır, uzmanlaşma gereksizdir. Bu sorunları biliyoruz, artırmaya gerek yok sanırım” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRETMENE RAĞMEN EĞİTİMDE TEK BİR ADIM ATILAMAZ”

Daha da önemli sorunların var olduğuna dikkat çeken Güneyli, eğitim fakültelerinde yayımladıkları makale ve tezlere işaret etti, şöyle devam etti:

“1. Kuzey Kıbrıs’ta öğrenciler gerek temel kademede gerekse orta eğitimde mutlu değildir! Okula gitmek isteyen ya da okulun faydalı olduğunu düşünen öğrenci sayısı gün geçtikçe azalmaktadır.

2. 40-50 yıl öncesinin eğitim anlayışı ile şimdinin çocuklarını yetiştirmeye çalışıyoruz. Okul ile günlük yaşam arasındaki bağ kopmuştur.

3. Eğitimin çıktıları bir başka deyişle mezun ettiğimiz öğrencilerin bilgi ve beceri açısından yeterlikleri oldukça moral bozucudur. Koleji bitiren öğrenciler İngilizce konuşamamakta, mesleki teknik liseleri bitirenler gerekli teknik becerilere sahip olamamakta, güzel sanatları bitirenler istenilen özellikleri taşımamaktadır vb.

Bu iç karartıcı tablo ortadayken, öğretmen haklarını gündeme almak daha doğrusu öğretmen haklarına saldırmak ve kronik sorunları görmezden gelmek elbette ki kitlesel öğretmen eylemlerini beraberinde getirecektir. Unutmamak gerekir ki öğretmene rağmen eğitimde tek bir adım atılamaz…”