Giden işçiye ağıt yakanlar

Yayın Tarihi: 06/08/12 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Ne ilginç memleket olduk diye düşündüm dün sabah evin balkonunda otururken. Lefkoşa'nın neresine giderseniz gidin nice zorluklarla aldığınız arabanızın kırılmaması için Tanrı'yla iyi bir dostluk ilişkisi içine giriyorsunuz, arabayla her çukura düştüğünüzde "vay anasını…" deyiveriyorsunuz istemeden. Eğer gazeteciyseniz sabah masanızın üzerinde sert yapılmış bir "black coffe" ile hangi ajansta ne haber var, kim ne yapmışı radar gibi tarsınız yarı açık yarı kapalı gözlerinizle. İşte bende dün sabah aynısını yaptım her zamanki gibi ve birkaç gündür kamuoyunda hatta ONLARDAN nefret eden sol basında bile haberlerini gördüm. "kaçan nüfus ekonomiyi çok kötü etkiledi, işçiler ülkelerine geri dönüyor, süt satışları nüfus kaçtığı için düştü".. Ekonomik açıdan baktığınız zaman hepsi de doğru ve haklı haberler ama toplumun bir de psikolojik yapısına baktığınızda "oh ne iyi olmuş" diyorsunuz. En azından ben öyle diyorum.


BU KADAR PAHALI BİR ÜLKEDE NE İŞİ VARDI Kİ İŞÇİLERİN?


Bu sorunun yanıtını hiçbir zaman bulamadım. Birçok ülkeye seyahat etme şansı buldum; birçok ülkeyi görme fırsatı bulanlar dünyanın en seçme şehirleri gibi pahalı olduğumuzu bilir. Kıbrıs'ta geçinebiliyorsanız merak etmeyin yanınıza aldığınız cep harçlığı size yeter. Annan planı sonrasında patlayan inşaat sektörü beraberinde Türkiye'den işçi akınını da beraberinde getirdi. Zaten Kıbrıslı Türkler tembeldir hikayesi de bundan dolayı çıktı ya. Mal değerini bulunca ne varsa satıp range Rover ile villa aldık yaptırdık. Ee bunları yapacak birileri lazımdı; Onlarda Türkiye'nin dağından tepesinden gelen işçiler oldu. Yadırgamıyorum ekonominin getirisidir bu. 2003-04'ten bugüne KKTC'de kalmayı başaran işçiler haliyle ailelerini de getirdiler adaya. Ve ogünden bugüne her birinin 8-10 mühürü oldu. Haliyle vatandaşlık hakkı kazandılar. Bu da işin başka trajik bir boyutu. Ciddi bir nüfus vatandaşlık bekliyor ve eğer bu vatandaşlıklar verildiği takdirde nüfusun yapısında inanılmaz bir bozulma olacak ama vatandaşlık verilmezse de hukuk ihlali olacak.


Ama gelin görün ki dere odun getirmekten vazgeçti ve inşaat sektörü durdu, birçok yabancı insan mağdur oldu, tapusunu alamadı. Gelenler kaçtı gitti. Velhasıl sektör durunca para akışı da durdu ve yıllar önce külliyen adaya göç eden işçiler son derece zorda kaldı. KKTC zaten pahalıydı, sıcak paranın dönüşü de azalınca yalnızca işçiler değil vatandaşlarda geçinemez oldu.


KKTC EKONOMİSİ GİDEN İŞÇİLERLE AYAKTAYSAYDI !!!


Türkiye'den ülkemize gelen işçilerden sol basın her zaman rahatsız olmuştur. Hükümete muhalefet olsun diye "işçiler ülkelerine geri dönüyor" diye haberler yapılıyor. İşçilerin burada bulunmasının tek dayanağı inşaat sektörüydü ve bu maden bitti. Kıbrıs sorununda yaşanan durağanlıkta inşat sektörünü kilitledi. Ama kimse çıkıp da giden işçilerin ardından ağıt yakmasın. Saçma sapan bir tavır almış oluyorlar. Bu ülkenin ekonomisi ağırlıklı olarak turizme dayalı; ve öyle olması gerekiyor. Turizmde son zamanlarda ciddi iyileşmeler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu artırıldığı takdirde, çiftçinin ve üreticinin elinden tutulduğu takdirde ekonomi çok rahat toparlar ve ayağa kalkar.


Kaliteli turiste ve kaliteli yaşamayı tercih eden nüfusa ihtiyacımız var. KKTC'de artık refah düzeyinin artması gerekiyor. Her kapının önünde iki ya da üç araç olması o ülkenin kalkınmış olduğunu göstermez. Zaten birçoğu da bankalara borç bunu hepimiz biliyoruz.


Geçmiş yıllarda çarşılar turistik eşya satan dükkanlarla doluydu. Şu an restaurantlarda satılan su dahi Türkiye'den geliyor. Serbest piyasa ekonomisi, hangisi daha ucuz ise deniliyor ama öyle olmamalı işte.


Türkiye'nin her yıl tüm sektörlere yaptığı katkılar ve destekler var. 300 bin nüfusun olduğu bir ülkeden bahsediyoruz, en azından kendi kendine yeten hale gelebilir rahatlıkla. İnşaat sektörü bir furyaydı geldi geçti.


Örneğin Turizm alanında Türkiye Lefkoşa büyükelçiliğinin verdiği destek sayesinde "teşvik", turist patlaması yaşandı. Evet gelen turistin kalitesi sorgulanacak durumdadır ama neticede adeta bir turist patlaması yaşanıyor ülkemizde; demek ki yapılan katkılar doğru kullanılırsa meyvesi bol oluyor.


Öte yandan artık üretmeye heveslenmeli ve ürettiğimizi Türkiye'ye satabilmeliyiz. Üretimin her türlüsü adam akıllı ele alınırsa birkaç yıl içinde kendi kendine yeten bir ülke oluruz. Ülke insanın ihtiyacı olan cesaretlendirme. Yoksa memleketine dönen işçiye ağıt yakıp, maraz etmek değil.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları