Aklıma takılanlar

Yayın Tarihi: 04/01/13 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Çağdaş, demokratik ve Avrupalı toplumların temel dayanağı yasama, yürütme ve yargıdır. Yine çağdaş, demokratik olabilmenin en temel koşullarından biri bu üç erkin kuvvetler ayrılığı prensibiyle çalışmasının korunmasıdır. Ülkemizdeki bağımsız yargıya güvenim ve inancım tamdır. Bir ülkede yargıya güven sürdüğü sürece demokrasi pekişerek gelişir.

Yüce mahkemenin UBP davasıyla ilgili ürettiği karara saygımız sonsuzdur ve şüphesizdir. Lefkoşa Kaza Mahkemesinin UBP davasıyla ilgili vermiş olduğu kararı dün takip ederken aklıma birkaç soru takıldı. Demokratik toplum ve katılımcı birey felsefesi çerçevesinde aklıma takılan sorular şunlardır.

UBP Genel sekreteri Fuat Namsoy' un Yargılama sürecinde basına yansıyan şahadetlerinden Kurultaydan sonraki parti meclisini kazananlar ve kaybedenlerle ilgili 26 kişilik bir fark olduğunu öğrenmiştik.

Tüzükte seçimin yenilenmesi halinde halk tabiriyle ikinci tur olması halinde hangi delegelerin yeni seçimde oy kullanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Mahkemenin dün verdiği kararda 21 Ekimdeki delege listesi geçerli olacak. Bu durumda;

  1. Kurultayda yeniden aday olmayarak delegelik sıfatı düşenler

  2. Kurultayın iradesiyle seçimi kaybedenler ve dolayısıyla delegelik hakkı düşenler "bilindiği gibi dava sadece genel başkanlık seçimine yönelik açıldı ve parti meclisi seçimine yönelik bildiğimiz kadarıyla hiçbir argüman ya da ihtilaf davada yer almadı"

  3. Kurultay sonucu oluşan delege listesine 26 kişilik bir muğlaklık doğmuş olur mu ?

  4. Mahkeme 10 gün sonra başkanlık seçiminin tekrarlanması veya halk tabiriyle ikinci tura gidilmesi direktifini verdi. Verilen Emir : A-UBP tüzüğünde "28. Madde"'de yer aldığı gibi takip eden ilk Pazar değil veya 7 gün sonra ya da istinaf süresinin dolduğu 42 gün sonra değil;

C-UBP parti meclisinin belirleyeceği bir tarih; yani parti içi demokratik kurullar çalıştırılarak yetkili kurulların karar üretmesi ile belirlenecek tarihte gerçekleştirilmesi hususunu tercih etmemiştir.

Yine belirtmek isterim ki Muhterem mahkemenin konu davayla ilgili kararına saygımız sonsuzdur ve yukarıda belirttiğim sorular kesinlikle bir eleştiri değildir sadece nacizane aklıma takılanlardır.

*************

ATUN NE YAPTIĞINI BİLİYOR

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun ile dün Kıbrıs Genç TV'de güzel bir söyleşi yaptık. Bakan Atun'u ilk kez bu kadar donanımlı gördüm. Dersine iyi çalışmış ve kendisini işine adamış gördüm. Bundan önce öyle değil miydi? Belki yine öyleydi ama bunu çok da iyi pazarlayamadığını söylemek lazım. Tabii yanlış bilinen önemli konulara değinme fırsatı bulduk. Örneğin Ekonomik Programda var olduğu kesin dille ifade edilen ve hem EL-Sen hem de muhalefet tarafından ağır propagandası yapılan KIB-TEK'in özelleştirileceği konusu gerçek değil. KIB-TEK özelleştirilmeyecek sadece tahsilat bölümünde reforma gidilecek. En önemli konulardan biri ise Devlet ile Kıb-tek'in mahsuplaştıkları meselesi. Devlet'in KIB-TEK'e 59 milyon TL borcu var ve Bakan Atun bununla ilgili bir ödeme planı hazırladıklarını anlattı.Bunu net olarak ben dahi bilmiyordum.

Bakan Atun 2013 yılının herkesin sandığı gibi daha kötü bir yıl olmayacağı üzerinde de ısrarla durdu. Kemer sıkma politikasının artık geçmişte kaldığını ve 2013'te de maaşlarda ciddi iyileştirmelerin yapılacağını belirtmekten kaçınmadı.

Tabii 2013'teyapılması planlanan ve ciddi bir refah artışı öngörüsünün gerçekleşmesi Ülkedeki siyasi istikrara bağlı. Sunat Atun da bunda hem fikir ve haliyle bunun kaygısını yaşıyor. Bence de olası bir erken seçim ya da Başbakan değişikliği birçok projeyi suya batıracaktır.

ÖRP'ye karşı olma meselesini de konuştuk Sunat beyle; "kimsenin kişiliğiyle bir problemim yok. Bu katılımın ilkesel olarak karşısındayım, bunu da zaten açıkladım. Seçim kaybetme çekincem de yok eğer böyle bir çekincem olsaydı Ertuğrul Hasipoğlu'nun gelişine karşı çıkardım" diyerek devam etti konuşmasına.

Sunat Atun ile açık söylemek gerekirse uzunca bir süre pek yakınlaşamadık. Ama son zamanlardaki akılcı davranışları, ekonomik anlamda ortaya koyduğu vizyon ve çalışmalar doğrusu beni oldukça etkiledi. Umarım bundan sonraki süreçte de bu motivasyonunu devam ettirir. Çevresinin desteğini almak ve kitleleri etkileyebilmek bakanın kendi elinde.

******************

BÜYÜK UBP PROJESİ HAZMEDİLMELİ

ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı ile dün kısa bir sohbet yaptık telefonda, kahve içmeye davet etti. ÖRP Genel Merkezine yakın bir mesafede bulunmam vesilesiyle de uğradım. Tabii ortada karmaşık bir durum var; Sn Avcı şu an ÖRP Genel Başkanı mı yoksa UBP Milletvekili mi doğrusu biraz aklım karıştı. ÖRP Genel Sekreteri Ramazan Özçelik " partinin genel başkanı benim Gökhancığım, Turgay bey artık UBP'li" diye espriyi patlattı.

CTP-ÖRP Hükümeti döneminde Sn Avcı'yla yakından çalışma fırsatı buldum; benimde kaderim midir nedir bilmem hep eleştiri oklarını üzerinde toplayan siyasilerle çalışma durumum hasıl olmuştur. Turgay bey her ne kadar UBP çıkışlı sağ muhafazakar bir siyasi imajına sahip olsa da; AK Parti'nin çalışma disiplinini almış bir siyasidir. Yani Avcıyla çalışabilmek için ya da ona yetişebilmek için günde beş on tane redbull içmeniz gerekir.

Sakin bir çalışma temposu yoktur, gün geçsin maaş gelsin gibi huyları hiç yoktur. Tabii bu Sn Avcı'yla UBP'ye katılmalarından sonra ilk görüşmemiz. Keyfi hayli yerindeydi. "yapacak çok güzel işlerimiz, projelerimiz var" diyerek devam etti konuşmasına.

Tüm eleştirilere rağmen açıkçası ben hem Turgay beyin hem de Sn Gökmen'in UBP için son derece faydalı olacaklarına inanıyorum. Bir kere UBP'nin iç dinamik yapılarına hareketlilik gelecek. UBP'nin Avcı'yı hazmetmesi gerekiyor. Daha doğrusu hazmetme problemi olanların bunu aşması gerekiyor çünkü ÖRP, UBP Yönetiminin büyük çoğunluğunun evetiyle UBP'ye katıldı.

Kanaatimce bu katılım bir yıl öncesinden gerçekleşmeliydi. Geç kalındı ama neticede gerçekleşmesi önemliydi ve oldu. Dünkü yazımda da belirttim. Başbakan İrsen Küçük'ün önünde hiçbir engel yok. Başarı grafiğini yükseltip varmak istediği en üst noktaya rahatça varacak.

Başbakan İrsen Küçük ile iyi bir dayanışma içinde önümüzdeki çok önemli olduğunu düşündüğüm 5 yılı şekillendireceğine inanıyorum Avcı'nın.

Herkesin bilmesi gereken bir gerçek var ki; UBP'de hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.

**************

FERDİ ABİMİZE BÜYÜK GEÇMİŞ OLSUN

Eski Başbakanlarımızdan Ferdi Sabit Soyer'in sağlığının bozulması hepimizi derinden üzüyor. Umarım bir an önce toparlarsınız. Nezle olduğum için ziyaretinize gelmeyi uygun bulmadım, sizi daha hasta etmeyelim. Şu sigarayı bırakın, kendinize tatil verin ve siyasete dönün.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları