Gardiyanoğlu: "Partim görev verirse görevden kaçmam"

Yayın Tarihi: 12/02/18 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Gardiyanoğlu "Üzerimde ciddi bir baskı oluştu son birkaç gündür. Ciddi bir görev, hem ailemle hem de partimle konuşmam gerekiyor. Açıkçası LTB adaylığını uzun süredir bana yakıştırıyorlar. Doğal bir algı gibi bu konu üzerime oturdu. Parti Genel Başkanımız Özgürgün'ün ve partililerimizin de düşüncesi çok önemli. Bugüne kadar biliyorsun Genel Başkan ve parti ileri gelenleriyle her zaman uyum içinde çalışmayı ve parti disiplinine her zaman uymayı ilke edinmiş biriyim. Partim görev verirse bu görevden bana kaçmak yakışmaz."

Geçtiğimiz hafta dostum Ahmet Savaşan'ınLefkoşa Türk Belediyesi'ne aday olması için teklif aldığını yazmıştım. Yazı oldukça ilgiyle okundu. Yapmış olduğum araştırmalarda Ahmet Savaşan'ın Belediye başkanlığına adaylık konusunda bir düşüncesi olmadığını da öğrendim. Tabii bu yazımdan sonra bir haftadır LTB adaylığı için telefonlarım hiç susmadı. Belediye konusu belli ki hızla hareketlenecek ve yakın zamanda gündeme oturacak. LTB başkanlığına adaylık konusunda bazı isimlere ciddi baskılar olduğunu öğrendim. İşte bu isimlerden en iddialısı da UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu.

Dostum Sadık Gardiyanoğlu'na belediye seçimlerinde aday olması için uzun süredir bir baskı olduğunu biliyorum. Kendisini dün telefonla arayarak bu durumu sordum; "inan ki telefonlarım susmuyor. Üzerimde ciddi bir baskı oluştu son birkaç gündür. Ciddi bir görev, hem ailemle hem de partimle konuşmam gerekiyor. Açıkçası LTB adaylığını uzun süredir bana yakıştırıyorlar. Doğal bir algı gibi bu konu üzerime oturdu. Parti Genel Başkanımız Özgürgün'ün ve partililerimizin de düşüncesi çok önemli. Bugüne kadar biliyorsun Genel Başkan ve parti ileri gelenleriyle her zaman uyum içinde çalışmayı ve parti disiplinine her zaman uymayı ilke edinmiş biriyim. Partim görev verirse bu görevden bana kaçmak yakışmaz" dedi.

Belediye ile ilgili düşüncelerini de aktardı bana.

Lefkoşa Türk Belediyesi'nde yaşananlardan dolayı hem çalışanların hem de Lefkoşalının mağdur olduğunu belirten Gardiyanoğlu, eksik hizmetlere rağmen, hala faturaların tam geldiğinin de altını çizdi.

Belediyede yıllardır artarak devam eden dostlukları bulunduğuna vurgu yapan Gardiyanoğlu çalışanların moral ve motivasyonlarının olmadığını belirterek, hala sorunların bitmediğini, aksine artarak devam ettiğini söyledi.

Bu noktada Mehmet Harmancı'nın seçim döneminde sunduğu kurtarma reçetesinin nerede olduğunu soran Gardiyanoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Lefkoşa'da son zamanlarda yollar kazılıyor ve bazı işler yapılmaya çalışılıyor. Sorarım size bunun zamanlaması neden seçim yılına bırakıldı. Belediye Başkanı maaş ödeme gayreti dışında ne yaptı başka. Kelime anlamıyla göz boyanmaya çalışılıyor. Yarın seçim zili çaldığında icraatlardan bahsedilecek. Her gün trafik çilesi çekiyoruz. Zamanında yapılması gerekenler son güne bırakıldı. Her gün farklı yollar kapatılıyor, açılıyor. Yapılacak işler takvimlenir ve zamana yayılır ama siz üç yıl oturur da son yıl bütün Lefkoşa'yı kazmaya kalkarsanız işte böyle amatör görüntüler çıkar ortaya."

Evet anladığım kadarıyla Sadık sanrım adaylığı ciddi ciddi düşünmeye başladı bile. Zor bir görev tabii ki. Karşısındaki adayların kim olacağı henüz netlik kazanmadı ama elbette ki UBP hem DP ile hem de YDP ile bir işbirliğini yoklamalı diye düşünüyorum.

Sonuç olarak Gardiyanoğlu bir önceki genel seçimlerde 11 bine yakın oy almış bir adaydı ve vekil seçilmeyi sadece 870 gibi az bir oy ile kaybetmişti.27 aydır İlçe Başkanlığı görevini başarıyla yürüttüğü ve UBP'nin Lefkoşa'da iyi bir oy almasında aktif rol üstlendiğini iyi bilenlerdenim. UBP tabanı Sadık'ı ciddi anlamda destekliyor ve sözünü dinliyor. Parti içindeki bu uyum son derece önemli diye düşünüyorum. Dahası mesleği mimar olan birinin iyi işlerde yapabileceğini göz ardı etmemek lazım. Sanırım buna en iyi örnek Sn Mustafa Akıncı'dır.

Bir dönem işten çıkartılan 366 kişi inisiyatifiyle ön plana çıkmıştı sevgili Sadık, oldukça da başarılı oldu bu kesimin sesini duyurma konusunda. Kelime anlamıyla UBP'nin bir tür gölge bakanı gibi oldu. Genel Başkan Hüseyin Özgürgün'ün ve gençlerin beğeniyle takip ettiği bir partili olmayı başardı günün sonunda.

************

Her bakana iki şoför şart !

Tarım bakanı Erkut Şahali geçtiğimiz gün kötü bir kaza geçirdi ve şans eseri bu kazayı ucuz atlattı. Genel Yayın Yönetmenimiz Rasıh Reşat dün bu konuyla ilgili çok önemli ve güzel bir yazı yazdı. Reşat'a sonuna kadar katılıyorum. Günün sonunda bir bakan göreve geldiğinde sadece mesai saatlerinde bakan değil, bakan olduğu sürece bakandır. Bir bakanın mesai merhumu olduğu zaten nerede görülmüş. Hele hele halkın vekiliyse 24 saat halkın hizmetinde olması gerekmiyor mu? Bakanlar yoğun bir mesai temposunda çalışıyor ve elbette ki onlarda insan. Yoruluyorlar hem de birçoğumuzdan fazla. Bu nedenle her bakan değil bir iki şoför ile çalışması gerekiyor. Birçok memur mesai aldığı zamanlarda inanın ki bir bakandan daha fazla maaş çekiyorlar. Bu nedenle tüm bakanlar ki buna başbakan da dahildir makam aracı ve şoför kullanmak zorundadır. Burada sıradan insanlardan bahsetmiyoruz. Erkut beye tekrardan geçmiş olsun diyorum. Mutlaka dönüşümlü iki şoför kullanması gerekiyor. Hiçbir şey insan canından daha önemli değil. Hele hele yetişmiş bir insan canı daha da önemli.

**********

Özersay bana Ertuğruloğlu'nu hatırlattı

Kabine yavaş yavaş işine başladı. Oldukça genç bir kabine tabii. Hani kimse alınmasın ama dışarıdan yani sokaktaki vatandaşın yorumu "kabinenin yarısı çocuk" şeklinde. Ben bu söyleme katılmıyorum ama kabinenin yarısı oldukça genç tabii. Bunu kısmen eleştirebilir elbette ki ama her bakanın çalışmalarını bekleyip görmemiz gerekiyor. Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ı uzun süre görüşmecilik görevi yürütmesinden ötürü aslında birçoğumuzun aklında yarattığı algı "çözümcü" bir kimliğe sahip olduğudur. Halbuki Özersay, sanılanın aksine muhafazakar bir görüşe sahiptir. Çözüm istemiyor anlamında değil bu söylediğim çizgisi şahin ve sağ noktadadır demek istiyorum. Şu sıralar Cumhurbaşkanı Akıncı da Rum aleyhtarı söylemler geliştirdiği için ki Akıncı doğruları söylüyor, Özersay Akıncı'ya hiçbir şekilde çatamadığı için eminim oldukça rahatsızdır. Özersay'ın Rum tarafıyla ilgili yapmış olduğu son beyanat bana adeta Dışişleri Eski Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nu hatırlattı. Tahsin bey de iyi saatte olsun mutlaka her hafta Rum tarafına çatan bir açıklama yapardı. Akıncı ile de araları hiç iyi olmadı zaten. İşte Dışişleri Bakanı Özersay da bu alışkanlığı devam ettiriyor anladığım. Dışişleri bakanıdır elbette ki açıklamalarda bulunacak yadırgamıyorum kesinlikle ama biraz da "dışişleri bakanıyım ben de bir şeyler söyleyim" tarzında oldu ve olacak bu açıklamalar sanırım.

**************

Günün Sözü

Yalnızların anlayamadığı tek şey bu; tek başına özgürlük ne işe yarayacak?

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları