Erhürman, Akıncı'dan rahatsız mı?

• İşte asıl sorun da burada başlıyor. İddiaya göre Cumhurbaşkanı Akıncı, bazı CTP'li vekillerin çözüme yada bir diğer deyişle sürece destek vermelerini istiyor ve bunu bazı CTP'li vekiller üzerinde başarıyor. Farkındaysanız CTP'li bazı vekiller hükümetin diğer üyeleriyle atışıyor ve bu durum koalisyon ortakları arasında bazı sorunlara da yol açıyor.
• Bir başka iddiaya göre AKEL partisi de CTP'nin çözüme daha çok destek vermesi için bazı baskılar kuruyor ve bunu bazı CTP'li vekiller üzerinden başarıyor.
• Örneğin yapılan son toplantıda Başbakan Erhürman ile Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay ile birlikte Akıncı'ya sert eleştirilerde bulunduğu, ortamın çok gerildiği ve Cemal Özyiğit ile Serdar Denktaş'ın bu tartışma ortamında sessiz kaldığı doğru olabilir mi?

Şu sıralar Hükümet ile Cumhurbaşkanı Akıncı arasında soğuk rüzgarlar estiğini duyuyorum. Özellikle Gutteres çerçevesi konusunda CTP dahi, Cumhurbaşkanı Akıncı'ya son derece sınırlı bir destek veriyor. Geçtiğimiz hafta külliyen Akıncı'ya saldırılar başlayınca TDP ve CTP dışında bir de BKP Cumhurbaşkanına destek verdi ama CTP'nin desteği son derece cılız ve göstermelikti.

Bunun nedenini araştırma ihtiyacı hissettim ve bir nabız yokladım, öğrendiklerim , yani bana anlatılanlar mantıken tamam ama gerçeği ne kadar öyledir net olarak bilemeyiz.

Kapalı kapılar ardında konuşulanları sıkça duyarım ama yazmam, çünkü doğruluğu her zaman teyite muhtaçtır, size bu bilgileri teyit edenler de "off the record" olarak verirler, yazarsanız başka bilgi gelmez.

Gelelim CTP'nin Akıncı'ya ve çözüme sınırlı desteğine. Bir kere Erhürman Hükümeti, Ankara ile ilişkilerini son derece iyi tutmaya çalışıyor, yakın geçmişte olduğu gibi sorun yaşayıp hükümetin düşmesini istemiyorlar.

Tufan hoca her ne kadar usanmış olsa dahi bazı konularda öyle tahmin ediyorum ki bu göreve devam edecek, edecek etmesine tabii ama parti içinde koltuğunda gözü olanlar onu bırakırsa.

Erhürman çözümle değil ekonomiyle uğraşıyor

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın hem bir genel başkan hem de bir başbakan olarak gündeminde yer alan en önemli konu Kıbrıs sorunu değil, Ekonominin iyileştirmesi geliyor. Kıbrıs konusu zaten kendi halinde gidiyor. Pek bir yere varacağı da yok aslında. Bu nedenle Tufan hoca kendini Ekonominin ve ülke refahının iyileştirmesine adamış durumda. Muhalefette olduğu bir dönem ben de kendisiyle yaptığım bir söyleşide Kıbrıs sorunu değil de Ekonomi ile ilgilendiğini bana anlatmıştı.

Bu nedenle Erhürman'ın gündeminde Ankara ile ilişkileri iyi tutup kaynakların maksimum düzeyde KKTC'ye akması, projelerin yapılması ve ülkenin refah düzeyinin artması için uğraşıyor.

Son günlerde Ankara Hükümeti'nin Kıbrıs konusunun çözümüyle ilgili de Cumhurbaşkanı Akıncı'yla ters düştüğünü bilmeyenimiz yok.

Hal böyle olunca da Akıncı çözüm sürecinde ciddi anlamda yalnızlaşmış oldu.

Gelin görün ki CTP'nin mayası Federal çözüm üzerine şekillendiği için CTP'de federal çözüm söyleminin uzağında kalamıyor. Halbuki CTP çözüm konusunda artık son derece sessiz ve ilgilenmiyor. Daha doğru ifade edecek olursak eskisi gibi ilgilenmiyor.

Akıncı , CTP'nin içişlerine müdahale ediyor iddiası

İşte asıl sorun da burada başlıyor. İddiaya göre Cumhurbaşkanı Akıncı, bazı CTP'li vekillerin çözüme yada bir diğer deyişle sürece destek vermelerini istiyor ve bunu bazı CTP'li vekiller üzerinde başarıyor.Farkındaysanız CTP'li bazı vekiller hükümetin diğer üyeleriyle atışıyor ve bu durum koalisyon ortakları arasında bazı sorunlara da yol açıyor.

Bir başka iddiaya göre AKEL partisi de CTP'nin çözüme daha çok destek vermesi için bazı baskılar kuruyor ve bunu bazı CTP'li vekiller üzerinden başarıyor.

Bana gelen bilgiler bu yönde.

Erhürman Akıncı'dan rahatsız mı ?

İşte tüm bu yazdıklarımdan ötürü Başbakan Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'dan son derece rahatsız ve yine bir iddiaya göre Erhürman, bu konuda Akıncı'yı da uyarmış durumda.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bir süre önce Akıncı'ya basit bir konudan dolayı çıkışmış ve tuhaf bir eleştiri yapmıştı. O günlerde ben bu eleştiriyi Talat'ın adaylık hevesine bağlamıştım. Talat elbette ki aday olmak istiyor ancak öyle tahmin ediyorum ki bir taraftan da yakinen desteklediği Tufan Erhürman'ı da bazı konularda korumaya çalışıyor.

Bakınız bu yazdıklarım bana güvenilir kaynaklardan gelen bilgiler, ben gazeteciyim. Başbakan tarafından yazdıklarım düzeltilmediği sürece gelen bilgileri doğru sayarım.

Örneğin yapılan son toplantıda Başbakan Erhürman ile Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay ile birlikte Akıncı'ya sert eleştirilerde bulunduğu, ortamın çok gerildiği ve Cemal Özyiğit ile Serdar Denktaş'ın bu tartışma ortamında sessiz kaldığı doğru olabilir mi?

Cumhurbaşkanı, dörtlü koalisyonun kurulması için ciddi çaba sarfetti, Tufan hocanın Cumhurbaşkanına saygısı olduğunu da biliyoruz, bu nedenle gerginlik hiçbir şekilde basın önüne taşınmıyor. Elbette ki doğrusu da bu.

Ama bir konuya daha dikkatinizi çekecek olursam son hükümet-cumhurbaşkanı toplantısında basın açıklaması hep birlikte yapılmadı.

Erhürman'ın önü açık

Daha önce de yazdım Erhürman kötü bir miras devraldı. İşi kolay değil ama bilgisi, samimiyeti bu hükümeti götürebildiği kadar götürecek. Değerli bir isim olmasının yanı sıra herşey önce samimi bir parti başkanıdır Erhürman. Bu halk için samimiyet herşeyden önemli.

Ama şunu da söylemek lazım, Erhürman'ın işi hiç de kolay değil ve hükümetin ömrü öyle aşırı uzun da değil diye düşünüyorum.

Hocayla bir söyleşimizde bana şunları söylemişti hiç unutmuyorum ; ""Kıbrıs konusunu tabii ki önemsiyorum ve bir an önce kapsamlı çözüm olmasını istiyorum elbette ki ama başka önemli sorunlarımız var. Bir köye gidip de insanlarla oturup konuştuğunuzda vatandaş size yaşadığı maddi sorunlarını, üretimde ve satışta yaşadığı sorunları, gelişememeyi, pazar sıkıntısını anlatıyor. Hiçbir köy ziyaretinde insanlar bana Kıbrıs konusunu sormadı, yaşanan istifaları da sormadı. Hayvancısı da çiftçisi de nasıl daha fazla üretebileceğini, ürettiğini kime satacağını, çocuklarını nasıl okutacağını sordu ve bizim için ne yapacaksınız diye de ekledi. Asıl mesele bu. İnsanımız her geçen gün fakirleşiyor, geçinmekte zorlanıyor ve hükümet bunun için tek bir adım bile atmıyor. Biliyor musun o kadar çok üreten ve yeni şeyler üretmeye meraklı gençler var ki sana anlatamam. Nelerle karşılaşıyorum, kendi öz kültürünü üretimle birleştiren ve yeni şeyler yaratan ve hayata tutunmaya çalışan birçok gençle tanıştım. Devletin bu insanlardan haberi yok. Ekonomi, benim için çok önemli. Eğer ekonomiyi geliştirmenin ve vatandaşın maddi durumunu güçlendirmenin yolunu bulamazsanız ya da bunun için herhangi bir çaba ortaya koymazsanız, her şey her geçen gün daha kötüye gidecek. Etrafına baksana, ne kadar da mutsuz insan var, çünkü hepsinin de geçinme kaygısı, gelecek kaygısı var ve bu kaygıyı gidermek için kimse ortaya bir çaba koymuyor. İşte ben bunu yapıyorum. Köy köy geziyoruz, insanların sorunlarını dinliyoruz, onlar için neler yapabileceğimizi birlikte konuşuyoruz".

Sonuç olarak; Tufan hocayı bir Aslana benzetecek olursak, yürüdüğü yolun timsah dolu olduğunu da söylemek lazım.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna değmediğini gördüğün andır.Ve en büyük kaybın ona harcadığın zamandır.

Paul Auster