Denktaş-Özyiğit arasında din dersi kavgası!

Yayın Tarihi: 09/08/18 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

  • Ankara Hükümeti'nin, Bakan Özyiğit' din dersleri konusunda gerekli hassasiyeti göstermesi konusunda birkaç kez uyardığını da net biliyorum. Hükümet ortaklarından da bu konuda uyarılar alması önceki gün adeta kapalı kapılar arkasında kriz yaşattı.
  • Tüm bu yaşananlara rağmen dün okullardaki din dersi zorunludan seçmeliye alındı. Anlayacağınız Dörtlü Koalisyonu çok yakında yine ciddi bir kriz bekliyor. Ziyadesiyle dörtlü hükümeti hem kendi içinde hem de sürdürülebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar bekliyor.
  • Yakında Türkiye'den randevu alıp gidecek olan Başbakan Erhürman bakalım bu durumu nasıl izah edecek?

Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit arasında Salı günü bakanlar kurulu öncesinde oldukça sert bir tartışma yaşandı. Tartışma konusu ise okullardaki din derslerinin seçmeli seçeneğine alınmasıydı. Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit'in bitmek tükenmek bilmeyen gaflarının üstüne bir de İslam Dini Derslerini zorunlu ders yapısından çıkarıp seçmeli ders kategorisine alması ve Türkiye'ye de "Din öğretmenine ihtiyacımız yok" diye yanıt vermesine iddiaya göre Maliye Bakanı Serdar Denktaş şu sıralar oldukça sert bir tutum sergiliyor.

Bize gelen bilgiler bu yönde. Eğer bu doğruysa Serdar Bey'i sonuna kadar selamlıyorum ve destekliyorum. Herkes de desteklemelidir bunu söylemek lazım.

Hatırlanacağı üzere Hala Sultan İlahiyat Koleji'nin diplomalarının verilmesinde de diploma krizi çıkaran Bakan Özyiğit'e en büyük tepki önce Bakan Serdar Denktaş'tan gelmiş hemen bunun ardından dönemin Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Başbakan Erhürman'ı arayarak sert tepkisini koymuştu.

Akdağ'dan Özyiğit'e: "Faşizan anlayış "

O günlerde diploma krizi yaşanırken diğer yandan da Bakan Özyiğit'in kendi atadığı müdürü ile arasında bir imza krizi yaşanmış ve ilgili müdür imza etmem demişti. Bu da gizli bilgi diye biliyorum. Diploma krizi sürerken Türkiye Başbakan Yardımcısı Akdağ haklı olarak zehir zemberek açıklamalarda bulunmuştu.

"Yaşanan bu olayı üzüntü ile karşıladığını belirten Akdağ, "Hem üzüldüm hem de bu faşizan, insanlık dışı uygulamanın asla kabul edilemeyeceğini düşünüyorum. Sayın KKTC Başbakanı ile bu sabah görüştüm. Kendisi de bundan ziyadesiyle üzgün olduğunu ve bu uygulamayı derhal sonlandıracaklarını, başörtülü fotoğraflarla da diplomaların verileceğini bana garanti etti." http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n255215-akdagdan-diploma-krizi-yorumu-fasizanlik-diyecektim-sukur-ki

TDP hükümete geldiği günden beri ne yazık ki yanlış ve yalnız yönetildiği için günden güne eriyor ve küçülüyor. Eğitim alanında yapılması gereken reformlara yoğunlaşmak varken ne yazık ki Eğitim Bakanı Özyiğit bir süreden beridir İslam Dini düşmanlığı yapıyor algısını iyice üstüne takınmış durumda.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti Hükümeti'ne karşı üst üste yapmış olduğu gaflar, Dörtlü Koalisyonu da sürekli zor duruma düşürüyor.

Bakan Özyiğit'in kimse din dersini zaten seçmez bu nedenle din öğretmenine de ihtiyaç yok mantığıyla hareket ettiği birçok çevre tarafından zikrediliyor artık.

Ankara, Özyiğit'i uyardı

Ankara Hükümeti'nin, Bakan Özyiğit'i din dersleri konusunda gerekli hassasiyeti göstermesi konusunda birkaç kez uyardığını da net biliyorum. Hükümet ortaklarından da bu konuda uyarılar alması önceki gün adeta kapalı kapılar arkasında kriz yaşattı.

Tüm bu yaşananlara rağmen dün okullardaki din dersi zorunludan seçmeliye alındı. Anlayacağınız Dörtlü Koalisyonu çok yakında yine ciddi bir kriz bekliyor. Ziyadesiyle dörtlü hükümeti hem kendi içinde hem de sürdürülebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar bekliyor.

Yakında Türkiye'den randevu alıp gidecek olan Başbakan Erhürman bakalım bu durumu nasıl izah edecek.

İslam fobisi neden?

Daha önce de defalarca kez yazdım; İslam Fobisinden kurtulun diye. Biliyor musunuz Kıbrıs, İslam Dininin en güzel yaşandığı ülkelerden biridir, çünkü Kıbrıs Türkü'nün hoşgörüsü çok geniştir. Cuma günü öğle namazına gider akşam da meyhanesine gider. Meyhaneye de gidip içip içip eşşek olmaz, birkaç bardak rakı içer evine döner. Ertesi akşam Mevlidi varsa ona da gider saygısını gösterir.

Benim anlamakta güçlük çektiğim Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit'in öğrencilerin İslam Dini'ni bir parça olsun neden öğrenmesinden bu kadar endişe ediyor ya da bunu istemiyor olmasıdır. Hepimiz ilkokulda din dersi ve ahlak bilgisi aldık. Neticede biz genel olarak Müslüman bir toplumuz. Sanıyor musunuz ki,bu din derslerinde size Kuran'ı hatmettiriyorlar? Öğretilen İslamla ilgili biraz genel kültür, üç-beş dua.

Yahu Allah aşkına Cemal hocam, yani bugünün öğrencileri yarın ölecek olan Anne-Babalarına ardından bir Fatiha okumasın mı?

Ne yapsın yani bu gençler? Amacınız ne? Başka bir dine mi merak salsınlar istiyorsunuz? Mesela Hristiyan mı olsunlar, belki de Yahudi. Biliyor musunuz son zamanlarda Allah'a inanç ne kadar azaldı. Sık rastladığım bir şey artık. Adam diyor ki ben Allah'a inanmam. Bu insanların hemen hemen hepsi din dersi almıştır öğrencilik yıllarında.

Bakınız adam ateist olacaksa yine oluyor. İslam neyi öğretiyor insana peki? iyi insan ol, çalma, çırpma, tecavüz etme, hoşgörülü ol. İnsanların genelinden tüm ayet ve sureleri öğrenmelerini kimse beklemiyor zaten, yetecek kadarını insan öğrense faydası kendine.

Ne olacak yani hiçbirşeye inancı olmayan bir nesil yetiştirmeyi hedeflemek size ne kazandıracak Hocam?

Siz bu seçmeli din dersini bir kez daha düşünün derim ben.

Cemal hoca Atatürkçüdür. Bunu her fırsatta dile getirir. Hocaya sormak lazım, Atatürk, Allah inancı olmayan bir orduyla Kurtuluş savaşını kazanabilir miydi?

Ölürsek şehit, kalırsak gazi mantığını benimsemeseydi Türk ordusu savaşabilir miydi?

Bir eğitimci olarak siz de bilirsiniz ki inanç önemli.

Kimsenin sofu, din adamı, ulema yetiştirelim dediği yok. Zaten Kıbrıs Türk halkının mayasına da pek uyan işler değil bunlar ama Din dersi bu yahu, çocuk üç-beş dua ve birazda dinini öğrenecek.

İçine bir miktar Allah korkusu girecek, Ahlaklı olacak ya da meyledecek.

Hoca telefonlara da çıkmıyor

Cemal Hoca'yla eskiye dayanan bir dostluğumuz var. Her buluştuğumuzda da kendisine yapıcı eleştirilerimi söylemekten kaçınmam, kendimce tavsiyelerde bulunurum, zira başarılı olmasını ve siyasetteki ömrünün uzun olmasını isterim. Hoca beni çoğu zaman dinler, çoğu zaman haklısın der ve en erken zamanda buluşalım der. Gelin görün ki Cemal hoca artık ulaşılmaz bir dost oldu. Telefonlarına bakmıyor, yalnız benimkilere değil, kimsenin telefonlarına bakmıyor, kimseye randevu vermiyor.

Partilileri arasındaki duvar her geçen gün büyüyor, bununla ilgili de detaylı bir yazı kaleme alacağım yakında.

Kimseyle çalışmak istemiyor. Tek kelimeyle kendini yalnızlaştırmış durumda. Peki ne olacak bu işlerin sonu ben size söyleyim. Gün gelip bu hükümetçilik bittiğinde ki bu çok uzak değil o zaman; kimse o TDP'nin kapısından içeri girmeyecek, koltuk gidince yalancı dostlar gidecek sahiciler de çoktan kırılmış ve uzaklaşmış olacak. Hocanın içinde kalmış bir uhdeydi Eğitim Bakanı olmak, oldu işte. Oldu ama ne yapabildi asıl mesele o. Kaç tuğla koyup bir ev yapabildi, onu incelemek lazım.

Gönül isterdi ki kimseden tek bir kuruş yardım almadan bu devlet kendi ayaklarının üzerinde dursun. Olmuyor, belki de olmayacak hiçbir zaman.

Eğitimde yapılması gereken çok ama çok iş var. Ve bu önemli işleri yapmak için yalnızca vizyon yetmiyor, para da şart, kaynak şart. Bu kaynaklarda artık hızla kısıtlamaya gidiliyor ve gidilecek.

Halbuki Cemal hocanın bu kısa hükümet döneminde Türkiye ile kavga etmek yerine, inançlarına sıkı sıkıya bağlanmış insanları huzursuz etmek yerine, ülke adına ne kadar çok şey yapabilirse yapmasıydı aslolan.

Görüyorum ki hoca ne yazık ki ne yaptığını bilmiyor ve açıkçası üzülüyorum.

*******************

GÜNÜN SÖZÜ

Cami duvarına işemeyin. Çarpılırsınız.

Anonim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları