Elektrik ve gaza zam geliyor

Yayın Tarihi: 25/09/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Elektrik ve gaza zam geliyor

Ülke ekonomik krizlerle sallanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta akaryakıta yapılan yaklaşık 1.1 liralık zam vatandaşın cebine ciddi anlamda zarar verdi ve bu zamların devam edeceği söyleniyor. Öyle görülüyor ki akaryakıt zammı gerçekten de tüm sektörleri olumsuz etkileyecek. Akaryakıta bu zam yapıldığında doğal olarak elektriğe de zam geleceğini yazmıştık. İşte o zam bu hafta bekleniyor. Gelen bilgilere göre KIB-TEK de geçtiğimiz hafta yapılan bir toplantıda oldukça gergin saatler yaşanmış ve Genel Müdürün, Başbakan Tufan Erhürman'a istifasını sunduğu fakat Başbakan tarafından bu istifanın reddedildiği duymuştuk. Kurumun müdürü de Başbakan "en fazla üç ay daha kalırım" dediği iddia edilmişti. İstifa gerginliği halen devam ediyor. Gelin görün ki bu toplantıdan elektriğe % 18.5'lik bir zam daha yapılması kararı çıktı.

Bir başka bilgiye göre ise söz konusu bu zammın bu hafta içinde yapılacak olması. Haftanın daha başındayız bekleyip göreceğiz. Gelin görün ki elektrik zam bu hafta olmasa bile en fazla birkaç hafta içinde gerçekleşecek. Akaryakıtın zamlanmasının ardından bu gelişmenin zaruri olduğu söyleniyor.

TÜP GAZA ZAM GELİYOR

Öte yandan tüp gazın da zamlanması gündemde. En fazla zam yapılan ama yapılan zammın ara sıra geri alındığı tek tüketim maddesi tüp gaz. İşte bu hafta tüp gazında zamlanacağı iddia ediliyor.

Temel tüketim maddelerine, özellikle gıda ürünlerine son bir ay içerisinde tam üç kez zam yapıldı. Raflardaki etiket fiyatları sürekli olarak değişiyor. Bu zamlar neye göre yapılıyor, nasıl kontrol ediliyor, gerçekten de doğru ve sağlıklı bir şekilde mi yapılıyor, kimse bilmiyor.

Hükümetin bu konuda ki müdahale ve kontrolden uzak tavırları vatandaşı inanılmaz şekilde huzursuz ediyor ve hükümete karşı toplumun genel yapısında güvensizliği artırmaya devam ediyor. Bunu da yeri gelmişken söyleyelim.

HAYAT PAHALILIĞI % 32 OLACAK

Yine bir başka bilgiye göre oluşan enflasyon ve hayat pahalılığının hükümet tarafından bir miktar dahi olsa giderileceğini öğrendim. Edindiğim bilgilere göre hükümet yıl sonuna kadar % 32 hayat pahalılığı verecek. Bu ne kadar doğru ya da ne kadar mümkündür bilemem ama eğer hem haber hem de oran doğruysa hükümetin mutlaka bunu yapması gerekiyor. Buna ek olarak 2019 yılında tek kelimeyle bir kabusun bizleri beklediği söyleniyor.

HÜKÜMET KAYNAK YARATMANIN YOLUNU BULMALI

KKTC ekonomisini konuşmaya her başladığımızda dönüp dolaşıp geldiğimiz yer Devlet idaresi.

İskandinav ülkelerinde ne varsa KKTC'de o yok. İstikrarlı bir nüfus yapısı, siyasi düzen, devlet harcamalarında şeffaflık, hem eğitim hem de sağlıkta özel sektör ve devlet rekabeti ve daha niceleri...

Sosyal devletçilik oynamaya çalışan KKTC, hem kendi insanının ekonomik becerisi hem de Türkiye'nin devamlı ekonomik katkılarıyla bu oyunu normalden uzun bir süre oynadı. Özellikle Türkiye'nin desteklerini aşağıdaki tablodan net bir şekilde görebilmekteyiz.

Yeni kurulan KKTC'nin büyük miktarda dış yardıma muhtaç olması anlaşılabilir. Yeni bir devlet beraberinde birçok altyapı yatırım harcamalarını da beraberinde getirmiştir. Ancak 1983'deki düzen günümüze kadar devam etmemeliydi.

İngiltere'nin Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararı doğrultusunda tarımsal ürünlerimize engel koymaya başladığı 1994 yılına kadar gayet iyimser bir KKTC tablosu mevcut. Dış yardımları gittikçe azalan ve kendine yetebilen.

Aynı dönem KKTC'nin kendi ayakları üzerinde durmaya en yakın olduğu zaman. Bu dönem yurtdışı ile ticaretin ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatmakta.

2001 sonrası dönemde ise Türkiye'nin hibe ve kredilerinin KKTC Devleti içerisindeki payı düzenli bir düşüş sergiledi. Tarihten hatırlanması gereken, Kemal Derviş ile başlayan Türkiye'nin sıkı mali politikasının doğum yılı da 2001 olmuştur.

Aynı dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin kamu borcu ekonomik büyüklüğe oranı % 80'den % 30'a geriledi.

Türkiye'nin yardımlarının bütçe içerisindeki payı azaldıkça KKTC Devleti'nin önüne iki seçenek belirdi.

Ya harcamaları kısıp devletin ekonomi içindeki payını azaltacak, ya da vergi gelirlerini bir şekilde arttırıp harcamaya devam edecek.

Ortalama hükümet ömrü 1.5 sene olan bir ülkede devletin harcamalarını kısması hayal bile edilemez. Zaten koltuktaki süre çok kısa... Onu da acı reçete uygulamaya kimsenin siyasi kredisi yok.

Doğal olarak KKTC hükümetlerinin tek çaresi daha fazla vergi toplamak oldu".

***************

Atun, Özgürgün'e yenildi

UBP Kurultayı öncesinde altı ilçede , ilçe başkanları seçildi. Kimi bölgede seçim olurken bazı bölgelerde tek aday yarıştı. Her kurultayda bölgelerde gösterilen ilçe başkan adayları kurultayda aday olan kişilerin kendi adayları olarak lanse edilir. UBP'de bu durum bir gelenek halini almış durumda.

Özellikle UBP Genel Başkanlığına aday olan Sunat Atun ile UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün'ün de adayları Gazimağusa'da yarıştı. Yaklaşık 1022 kişinin oy kullandığı ilçe başkanlığı seçimlerinde Hüseyin Özgürgün'ün desteklediği aday olarak bilinen Olsan Oran 638 oy alarak, Sunat Atun'un desteklediği ve 335 oy alan İsmail Özyurt'a karşı aldığı oyla Özyurt'u ikiye katladı. Gaizmağusa'da kitlesel gücüyle biline Sunat Atun ilçe başkanlığı seçiminde Özgürgün'e karşı yenilmiş oldu.

Özgürgün, Olsan Oran'ı Geçitkale belediye başkanı adayı olarak göstermişti.

**************

Günün sözü

Ağzımın tadı yoksa, Hasta gibiysem, Boğazımda düğümIeniyorsa IokmaIar, BuIuttan nem kapıyorsam, İnan hep güzeI gözIerinin hasretindendir.

Atilla İLHAN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları