Biz umuttan önce ölmeyelim hocam!

Yayın Tarihi: 04/12/18 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Hançerli'nin basına verdiği resepsiyona katıldım dün gece. Resepsiyonla ilgili sonra bir yazı kaleme alacağım. Sn Büyükelçiye de hayırlısı olsun bir daha. Tek kelimeyle bizden biri ve iletişim kurabilme noktasında ne medya, ne siyasiler ne de vatandaş zorluk çekmeyecek. Ali bey şüphesiz ki bu ülke de bir misafir değil, Kıbrıs Türk halkının ekmeğine, suyuna ortak olmuş değerli bir Kıbrıs dostu.

Elçilikten ayrılırken bir yandan soğumuş havadan kurtulmak bir yandan da köşe yazımı kalem almak için beni bekleyen çalışma odama doğru hızla yürüdüm.

Birden herşeyin klişe olduğunu düşündüm, herşeyin ne kadar negatif anlamda değiştiğini ve tek düze olduğunu düşündüm. Umut hani en son ölür derler ya, Kıbrıs Türk toplumu o kadar çok hayal kırıklığı yaşadı ki; umuttan önce öldük sanırım. 2000'li yılları hatırlıyorum, kim bilir belki de biraz çocuktuk onun da etkisi vardı, hani şu çözüme endekslendiğimiz yıllar. Herşey ne kadar da sıcak ve coşkuluydu.

O günlerden bugüne korkunç bir hayal kırıklığı kaldı geriye. Çözüm olacak diye kandırılmış bir elmanın diğer yarısı bile olamayan bir halk olduk artık.

Hani insanın acı biberi yediğinde ağzının yanmasına rağmen acı biber yeme isteğinin inanılmaz devamlılığı gibi halen toplum genelinde devam ediyor çözüme bu istek.

Cumhurbaşkanı Akıncı'yı da anlamak lazım, bir kez daha denemek istediğini söyledi. Bu denemeyi yaparken bilmesi lazım ki arkasında artık Ankara Hükümeti yok!

Geleceğe farklı bakabilmek

Evet.Aynen bunu düşündüm. Geleceğe farklı bakabilmek, bu nasıl ve ne şekilde mümkün olabilir. Kıbrıs konusunda çözümden yana pozitif gelişmeler olabileceğine olan inancım kayboldu ne yazık ki ve Kıbrıs Türk halkının doğru bir şekilde kendi kendini toparlaması gerekiyor.

Çözüm olma ihtimalinin zorluğunun farkına vararak kendi evini toparlamaya ne zaman başlayacağız diye düşündüm.

Bir halk kendi başına bunu başarabilir mi? Nasıl yapacağını bulabilir mi? üstelik de son 20 yılda kandırılmış bir halktan bahsediyorsak.

Her ne kadar kimse tarafından tanınmıyor olsak da Kıbrıs Türkünü ayağa kaldırıp başkasından umut beklemek yerine kendi ayakları üzerinde durabilmesini, üretmesini, var olmasını Siyasilerden başka kim sağlayabilir.

Hâlbuki başbakan başarabilir!

Peki, en önemli soruya gelelim; nerede bu siyasiler? Kimi seçsek kandırılmıyor muyuz?

Bir gazeteci olarak hükümetten duymak istediğim en son cümle "elimden gelen bu" olmamalı. Kaç kez yazdım, bir Başbakandan duymayı istediğim en son sözdü bu ve umut galiba benim için orada öldü.

Bilmiyorum biz gazeteciler karşıdan bakılınca aşırı havalı, serseri ya da saldırgan mı görünüyoruz?

Binlerce insana bir siyasiden daha başarılı bir şekilde ulaşabilen varlıklar olarak şu an ülkeyi yöneten dört siyasetçiye, bu ülkeyi düzlüğe çıkarabileceklerine dair umutlanmam gerekmez mi ki topluma da bunu söyleyebileyim?

İlk kez tüm gazeteciler Hükümet başarılıdır, başaracaktır diye birkaç kelime yazamıyor. Sizce bu bir tesadüf müdür?

Kesinlikle bu hükümetin devam etmesini istiyorum, hiçbir şekilde herhangi bir UBP bilmem ne hükümetinin kurulmasına gönlüm razı değil, hükümetin kurulma şekli ve devamlılığı da sağlıklı değil ancak benim gözüm Başbakan Tufan Erhürman da. Başbakanın konsantre olması halinde ekonomik sıkıntıları aşabileceğini düşünüyorum; bunu düşünmemde ki en önemli neden ise Başbakanın samimi ve dürüst bir insan olması.

Kim bilir belki de iyi bir ekip kuramamıştır, kim bilir belki de gözlerini Ankara'dan gelecek paraya çevirip beklemektedir yoksa proaktif olmaya çalışıp aslında öyle olmaması başka neden olabilir?

Diyebilir de Başbakan "kolaysa sen gel yap", kolay olmadığını da biliyor herkes biliyor bilmesine ama bu ülkenin en güvenilir insanı şu an Başbakan, O yapmazsa kim yapacak? Bilmem anlatabildim mi?

Bazı CTP'liler aylar önce bana dediler ki "Sen Başbakana bakma çok sıkıyı görürse bırakıp üniversitesine geri dönebilir" ! Bir başbakan bunu yapabilir mi diye sordum?

"yapar" dediler.

Hiçbir zaman Başbakanın böyle bir şey yapacağına inanmadım. Gördüğünüz gibi yerinde duruyor, CTP'liler bunu o kadar birçok yaydılar ki neredeyse hepimiz inanacaktık.

Başbakan bir odanın içinde yüzlerce telefona bakmakla meşgul, yüzlerce isteği dinlemekle meşgul ben ise sokaktayım ve diyorum ki bu halkın umudu bitti ve umuttan önce ölmek üzere!

Akıncı'dan sonrası da ciddi bir lider boşluğuna gebe.

Tufan Erhürmanherşeyden önce bir akademisyen, kitap adamı, kim bilir belki de bu ekonomik sorunlar O'na göre değildir, kim bilir belki de CTP Geleneğini yerine getirip 2020'de Cumhurbaşkanlığına aday olmalıdır!

Ne dersiniz?

****************

İş ola engelliler günü kutlandı

Dün Engelli dostlarımızın günüydü. Tüm siyasiler boy boy pozlar vererek bu günü kutladılar. Halen engelliye saygı duyulmayan bir ülke de, halen birçok mağazanın önünde engellilere yönelik düzenlemeler yokken biz engellilerin gününü kutlayıp selamladık. Bugün engelli günü falan değil, bakınız tüm fotoğraflar dünde kaldı. Hâlbuki bu kıymetli dostlar her gün her an hatırlanmayı hak ediyor. Umarım Başbakan Erhürmanengelli istihdamının kapısını artık aralar, "hangi birini işe alacağız" demesin kimse, bir yerlerden başlamak lazım.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

Biz başka severdik. O yüzden başka sevemedik.

Nazım Hikmet

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları