Özersay bölünmüş Kıbrıs istiyor

Yayın Tarihi: 16/01/19 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay bir süreden beridir Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün artık adadan çıkması için sürekli çağrı yapıyor. Açıkçası Özersay gibi Kıbrıs konusunu çok iyi bilen bir siyasinin bu çağrısının son derece yanlış ve mantıksız olduğunu eminim ki kendisi de biliyor.

Kıbrıs'ta BM askerinin artık olmaması demek Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünün kalıcılaşmasını istemek anlamına geliyor. Öyleyse Özersay bunu mu istiyor diye yeri gelmişken sormak lazım. Gelin konuyu biraz daha açalım.

Önce Kıbrıs Cumhuriyeti'nden çıkalım yola çıkalım. 1960'da kurulduğunda üç devlet de garantörü oldu. Hali hazırda Türkiye bu üç ortaktan biri ve şu an Kıbrıs'ta asker bulundurmasının tek haklı yanı işte bu antlaşma. Yani garantörlük antlaşması.

1963'te Rumlar tarafından tek taraflı olarak gasp edildiğinde 1974'e kadar geçen süreçte Kıbrıslı Türkler hep sıkıntı ve zulüm gördü. Bunu hepimiz biliyoruz.

İşte Türkiye'nin 1974 harekâtını gerçekleştirebilme noktasındaki elindeki tek güç bu antlaşmaydı. Uluslararası hukuka bakarsak durum böyle.

BM askeri de bu süreç içerisinde hep Kıbrıs'ta yer aldı.

Peki, ne oldu? Hepimiz ne olduğunu biliyoruz ama kısa bir tekrar yapalım.

BM askeri Türk mücahitlere silah verdi

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Şu an Özersay'ın BM askeri gitmeli dediği yapı 1963-1974 yılları arasında gizli bir şekilde Kıbrıslı Türk Mücahitlere çok silah yardımı yaptı. Bunlar birçok insan tarafından bilinen gerçekler. Bazı olaylara seyirci kalmalarına rağmen kendi ailemden biliyorum birçok Kıbrıslı Türkün Rumlar tarafından katledilmesini son dakika Birleşmiş Milletler askeri engellemiştir.

Şimdi Özersay BM çıksın artık diyor. Yaşanan bu gerçekleri de unutmamak lazım.

Elbette ki konjonktür değişti artık burada Türk askeri var ve Kıbrıslı Türkler daha güvende ama gelin görün ki halen ateşkes durumundayız.

Halen ateşkes var

Geçtiğimiz gün Vicdani ret konusu için de yazdım. Her ne kadar şu an bunu hissetmesek de halen Kıbrıs'ta bir ateşkes var. Yani bir diğer deyişle halen savaş devam ediyor, bir antlaşma sağlanmadı ve bundan dolayı tampon bölgelerin olması lazım.

Ama siz diyorsanız BM çıksın gitsin biz burun buruna Rum askerleriyle karşılıklı oturalım, bunun diğer adı şudur ki Kıbrıs sorununu BM Parametrelerinden çıkarmak istiyorsunuz.

Açık söylemek gerekirse böyle bir durum başta BM ve birçok ülkenin işine gelir zira Türkiye'nin elini güçlendirmek yerine zayıflatır. Hali hazırda Türkiye uluslararası alanda birçok ülkeyle uzlaşı içinde olurken aynı anda gerginlik yaşayabiliyor.

Eğer Özersay'ın amacı Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünü kalıcılaştırmaksa bunu çıkıp açık açık söyleyecek, yok Rumlara baskı yapmaksa yani "arayın da bir yaramazlık yapın ağzınıza yanarım" mesajı vermekse zaten Rumlar bir sıkıntı anında başlarını gelecekleri biliyorlar.

Sözün özü Özersay'ın istediği bir tür baskı kurmaksa yöntem yanlış yok Kıbrıs'ı BM dışına taşıyıp hem Türkiye'nin başını ağrıtmak hem de Kıbrıs'ın bölünmüşlüğünü kesinleştirmekse çıkıp bunu da açıkça ortaya koyması gerekir.

BM'nin önemi ve gerçekler

Bakınız beyler Kıbrıs'ta her ne olursa olsun çözüm istemeyen arkadaşları anlıyorum. Özersay ve prensleri bunun en güçlü savunucuları arasında. Zaten Kıbrıs'ta Türk tarafının tüm iyi niyetine rağmen çözüm olmuyor. Böyle de giderse kim bilir bu kesinleşecek.

Ancak siz BM'yi aradan çıkarırsanız kabul etmeseniz de Türkiye'nin büyük ekonomik ortağı olan ve Türkiye'nin Amerika ile olan kavgasında Türkiye'ye sırt çıkan Avrupa Birliğini karşınızda bulacaksınız çünkü Kıbrıs bir AB toprağı.

Yani demem o ki bir şey isterken neyi nasıl isteyeceğinizi iyi düşünmeniz lazım.

Haaa diyorsanız ki yok kardeşim ben bölünmüş bir Kıbrıs istiyorum ideolojim budur bunu da çekinmeden söyleyeceksiniz ve ortaya koyacaksınız. Ancak Kudret Hoca bunu açıkça söylemekten kaçınıyor.

Rumlarla çözüm meselesinin zorluğunu herkes biliyor ama adayı bölmek ve BM'nin gündeminden çıkarmak işte o zaman Türkiye'nin buradaki varlığını zora sokar.

Tüm bu yazdıklarımı üniversitede biraz siyaset bilimi dersi almış herkes bilir.

Ve Kudret hocanın da unutmaması gereken bir şey var ki Kıbrıs Türk halkı bu tür bir görüşe oy vermez.

Kıbrıs sorununu Özersay'ın fikirlerine göre BM masasından almaya kalksanız dahi alamazsınız, bu sizin elinizde değil. Nasıl ki BM, KKTC'nin tanınmasını kararlarıyla tüm dünya ülkelerine başarıyla dayatmıştır, Türkiye de bu noktada çok ciddi, krizler yaşayacaktır.

Özersay'ın istediği buysa bunu da açıkça söylemesi gerekir.

BM adadan çıksın demekle olacak bir şey değil. Hali hazırda zaten bizi kimse tanımıyor. Kıbrıs sorunu her ne kadar çözülmese de Rumların çözüm istemediği artık BM tarafından da biliniyor.

Zaten Dünya'dan tecrit edilmiş olan KKTC bir de BM'nin şemsiyesi altından çıkarsa çok başka sorunlara itilmiş oluruz.

Hangi aklı başında adam bunu ister anlamış değilim.

En kötü ihtimalle Kıbrıs sorunu çözülmeyecektir ve Rumlar Türk askerinin adadaki varlığıyla yaşamaya devam edecektir.

Özersay BM adadan çıksın söylemlerinin dışında KKTC'nin tanınmasıyla ilgili neler yapıyor bize onu anlatsın derim.

ABD'de bakan danışmanlarıyla görüşerek sadece tribünlere oynuyor Hocamız.

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

"Ne yapalım yani bu dünyanın gerçekleri varsa, bizim de hayallerimiz var."

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları