Kıbrıs, Mısır'ın idamcılarını Ramses'ten bilir!
Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Mübarek döneminin İçişleri Bakanı ve üst düzey 6 yetkilinin, "25 Ocak Devrimi" sırasında 'göstericileri öldürmeye teşvik' suçlamasıyla yargılandığı davanın duruşması ertelendi ancak yerel bir mahkemenin tepki çeken ilk "toplu idam" kararının ardından bu kez de 683 kişinin idamına hükmedildi. Daha evvel idamına karar verilen 529 kişiden 37'sinin ise cezası kesinleşti. 492'sinin cezaları müebbette çevrildi.
**
Milattan yaklaşık 15 asır kadar önce Mısır, bir zamanlar jeolojinin aksine -siyasi ve ekonomik olarak- Kıbrıs'ın ana-karasıydı
Yani Kıbrıs'tan bizlerin de kadîm bazı "askeri dikta" hatırâları ve "demokrasi adına" düşünceleri olmalı Tozlu ve değersiz olsa da tarihi belleğimizde biz de Mısır diktasından çekmiş değil miyiz?
Kahredici görünümüyle Mısır firavunu III. Ramses sağ olsun, "bakır" kokusunu alır almaz göndermişti heyetini adaya Ardından da hızla geleneği bugün de yaşayan çoğu 'paralı askerlerini' adaya sevk etmiş ve dikta ile damardan bağlamıştı Kıbrıs'ı hanedânına
O günün firavunları kafayı "bakırla" o kadar çok bozdular ki, adamıza adını veren bakır madenini Mısır ülkesi kadar yücelten olmamıştır
Böylece Kıbrıs halkları ve ada, M.Ö. 1500 yıllarına kadar (bugün özlenen) bağımsız mahallî bir idare düzeninde yaşamasına rağmen Mısır ile yapılan ekonomik ve siyasi ilişkiler sonucunda bir bütün olarak, M.Ö. 1500 - 1450 yılları arası tamamen Firavunlar İmparatorluğunun egemenliğine girdi
Kıbrıs'ı askerleriyle kendine bağlayan Ramses 66 yıl, şimdilerde tansiyon ve şeker koması arifesindeki Mübarek de tam 30 yıl idare etti bugünkü Mısır'ı
Kıbrıs'ı pek seven III. Ramses hangi "baharla" suikasta kurban gitti bilinmez ama Hüsnü Mübarek boşuna girmemişti o tel kafese Ve boşuna gelmemişti Mursî Ve General Sisi eliyle boşuna devrilmedi yeniden Ve nihayet idam kararlarıyla 'kurumsal kıyım' da bugünlerde boşu boşuna değil
***
Bir yıl kadar önce Mısır Genel Kurmay Başkanı sıfatıyla Sisi, 3 Temmuz'da tüm dünya medyası karşısında "ordu görevini yapmıştır" açıklaması yapmış ve "darbeye karşıyım ama " diye başlayan değerlendirmeleriyle Türkçe konuşan yarı aydınlar 'şekersiz sakız' kıvamında ilkelerini bir kez daha afiyetle çiğneyerek tatmine ermiş ve "bir darbe olsa da postal yalasak" usulü eğilimlerini sergilemişlerdi
"Meğer ekranlarda derin tahlilleriyle şakımaya hazır, Mısır meydanlarındaki 'statüko mücadelesini' göremeyen Ortadoğu uzmanı ne çok solaryum tenli sarışın gazeteci varmış!" demiştik biz de
Tüm medeniyetlerin kaynak coğrafyası olarak kabul edilen Nil ülkesi Mısır, o koskoca ilkel tarihinde "seçilmiş ilk Cumhurbaşkanına" 10 ay ancak dayanabildi
Sisi ile Mısır tarihine eklenen bu gerçek -yalnızca bu yönüyle- o kadar acı ve üzücü ki
Bir dairenin atanmış beceriksiz genel müdürünün bile makamında 1 yıl kalabilmesi -Mısır'da bile makulken- 30 yıllık Mübarek sonrası Mursi'ye 10 ay tahammül edemeyenlerin demokrasi adına 'Müslüman Kardeşler düşmanlığı' ürkütücü, acımasız ve kesinlikle ideolojik Ve idam kararlarıyla bugün, tam anlamıyla câni
Mısır'da Mübarek ve hem muhterem statüko o kadar yedirdi, içirdi ki devletin tüm kılcal damarlarına sinmiş, hatta Mısır Arap Cumhuriyeti'ne mahsus genetikleşmiş şeytanlığı, kolladığı fırsatı bulduğu anda yeniden palazlandı
**
Hiçbir demokratik kurum ve geleneği zaten olmayan Mısır'da ekonomik gücün yarısını elinde tutan, görev şeması ise sadece bir holdingi andıran ordunun 'uşaklık geleneği' eski sömürge Kıbrıs'tan da görünüyor
Kıbrıs ve kadîm Kıbrıs halkları, Mısır'ın darbecilerini III. Ramses'ten beri tanır, bilir! Öyle varsayılır yani..!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.