Değişim, değişim dediğiniz...

Yayın Tarihi: 17/07/23 07:45
okuma süresi: 4 dak.

Türkiye’deki seçim ile ana aktör Recep Tayyip Erdoğan değişmedi.

Hepimiz izliyoruz; başta realist ekonomi politikalar olmak üzere -adımları seçim öncesi netleşen- dış politikadaki yumuşama ve rasyonelleşme hız kazandı.

KIBRIS EKİBİ de değişti.

Bu sütünda bir “HANCI” olarak geride bıraktığımız yıllarda ısrarla yazdığımız gibi şimdi kökü kazınan “YOLCU” eskiler, coğrafyamızda görülmüş en kötü teknokrat ve siyasilerden müteşekkildi.

Kayıt altındaki hiçbir zamanda kimse Türkiye-KKTC ilişkilerinde bu denli siyasi ve mâli hasara “aynı anda neden olmamıştı.

**

Şimdi yeni bir ekip oluştu. 

Türkiye’de yeni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, rasyonel olduğu bilinen; tıpkı Kıbrıs mıntıkasında ismi kazınmış Halil İbrahim Akça gibi bir PLANLAMA UZMANI teknokrat….

Bunun yanında deneyimli bir siyasetçi

Kıbrıs’ta bu aktörlerin yeni oluşu tabii olarak KKTC’de de “değişim beklentisini” artırdı.

Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ardından –2018’de bozulan geleneği tashih ederek- yaptığı ilk yurtdışı ziyareti olan KKTC’den memnun dönmediği biliniyor…

Ama şimdi kabine değişecek mi, değişmeyecek mi?

Ercan Havalimanı’nın 20 Temmuz’da şeklen açılışı öncesi geçtiğimiz hafta hükümetimizin Ankara ziyaretinde acaba bazı izinler alındı mı alınmadı mı gibi tartışmalar da var.

Lafı uzatmayalım; Bu tartışmaların hiç bir zemini yok

Nâçiz…!

**

KKTC’de hükümet ve siyaset, Türkiye’de göreve başlayan yeni aktörler KKTC’de son beş yılda ortaya çıkan hasarı, vehameti görüp –kemer sıkma dahil- tıpkı 2010’larda olduğu gibi bir nizamı hayata geçirmeye karar verdiklerinde değişecektir…

Efendime söyleyeyim; UBP’de yeniden genel başkanlık krizi

Ya da DP’de kabinede olmayan vekiller istifa edebilir…

YDP’de Erhan Arıklı genel başkanlığı kaybedebilir.

Yani yan yatabilir, çamura batabilir.

Bu da olmazsa SEÇİM!

Velhasıl son 5 senenin acı faturası masaya geldiğinde KKTC’de muhatap bulunamayabilir!

Bir de Kıbrıs sorununda hareketlenme olursa seyreyleyin cümbüşü…

Fark etmez…

Tüm hesap, mekanın sahibine ya da kendini mekanın sahibi zanneden Türkiye’ye “ustalıkla” ödetilecektir

Yani Türkiye ile mali disipline yaslanan ilişkiyi özünde istemeyen CTP, mesela 2013’te olduğu gibi gerekirse iktidara gelebilecektir.

KKTC’de değişim İSTENİLDİĞİ ZAMAN DEĞİL, GEREKTİĞİ ZAMAN olur.

Ama bu değişimin amacı, Türkiye tarafının planlarının hayata geçmesi için değil, geçmemesi için olacaktır. 

**

Biz bu tiyatroları çok gördük; Bu vesileyle Cevdet Bey ve ekibi de görecektir…

Öte yandan malum KKTC’de iktidar da ikide bir istikrar, istikrar diyip duruyor.

KKTC’de 1975’ten beri istikrar var!

O da Türkiye’den daha fazla kaynak alma modeline dayanıyor…

Yani zaten bir istikrar mevcut.

Türkiye’nin bir talebi olacaksa eğer, bu içi boş şekilde vurgulanan sözde “istikrarı” değil, “değişimi” talep etmesi gerekir.

Değişimden anlaşılan şey de işaret ettiğimiz üzre tarafların farklı farklı anladıkları bir analojidir…

**

Kıbrıs teorik değil, pratik ve teorinin bir arada öğrenilmesiyle tecrübe edilecek bir yerdir.

Ama öğrenmenin sonu yok; Hem bilmemek değil, öğrenmemek ayıp…

Köşe Karantina, daha iyi ötsün diye gözleri oyulan kör saka kuşu misali şakımayı bu yeni sezon da sürdürecek…

Son olarak layıkıyla veda edemediğimiz ve Kurtlar Vadisi repliklerini sevdiğini bildiğimiz Dış İşleri Komisyonu başkanımızı yâd ederek bağlayalım;

“Değişim değişim dediğin nedir ki gülüm… Ben sana anavatan olmayı seçmişim”.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Vatan MEHMET yazıları