Gizemli yangın ve Kara-Delik KOOPERATİFLER

Hepimizin bildiği ülkemiz "çarkları" içinde en etkili sendikalardan KAMU-SEN'in bankası olarak bilinen DEM-YAK Mağusa şubesinde Ocak ayında çıkan ve polis bülteninde yer almamış "gizemli yangın" sonrası olup bitenlerin açığa çıkardığı resim, aslında ülkemizdeki "kooperatif" düzeninin ekonomik olarak ne denli ciddi bir "kara delik" olduğunu ortaya koyuyor…

Sendika Başkanı eşinin "müdür" ünvanlıyla karıştığı ve şimdilerde bir aile dramına da dönüştüğü anlaşılan 1. 3 Milyon TL'lik -1990 tipi hortumculuğu ister istemez hatırlatan- skandala göre topu topu zaten 3 personelli olan bankada işler tıkırında imiş ve mevduatlar garanti altındaymış!

Nasıl derler bilirsiniz: vergi verenlerin kasası "devletimiz sağ olsun".

Elbet garanti altında!

Hatta 2001 krizinde olduğu gibi sendikalar ile mûdilerin endişe etmesine gerek yok: Gerekirse "anavatan" da öder.

**

Her vesile ile siyasete istifa çağrısı yapan; siyaseti statükoyu temin zemininde tertip eden; her konuda türlü çeşit açıklamalar ile kanaat-furuşluk eden; bize de vakit buldukça etik dersi çeken kırk yıllık "ağalar", şimdi görüyoruz ki olup biten rezalete rağmen "sendika başkanlığından" hala istifa etmiyorlar…

Kardeş-Kardeş, 'Biz toplumun da bildiği gibi âb-u pâkiz' diyorlar…

İşte tam da bu nedenle zaten siz de tıpkı mevcut siyaset hakkında halkın anketlere yansıttığı gibi en az onlar kadar "güvenilmezsiniz".

KAMU-SEN özelinde diğer sendikalara tavsiyemiz: Hiç mi hiç sevinmesinler. Olup bitene bıyık altından da gülmesinler.

Kamuoyu nezdinde giden itibar "hepinizin hanesine" yazılacaktır.

**

DEM-YAK özelinde "yazılamayan" ama bilinen; duruma göre de "yazılacak" olan ayrıntılar yanında ortaya iki garâbet daha fışkırdı.

Biri, sendikalarımızın Türkiye'deki sendikalarla olan normal ve hukuki ilişkilerini "kara delik" kapatmak için de "kişiler üzerinden" icabına göre kullanmaları…

Türkiye'deki konfederasyonların da gerekirse "kasa" olarak atanışı…

Diğeri ise DEM-YAK'taki açığın (yani çalıntının) 2009'da başladığı, bilahir organize olarak kapatılmak istenmesi süreci içinde bankaya yapılan denetimlerden hiç mi hiçbir şey bulunmayışı…!

Düzenli "olumlu rapor" verilişi…

**

Dediğimi gibi bizdeki kooperatif ve PEYAK usulü yapılar tam anlamıyla ekonomide kara delik. Çünkü her şeyden önce Merkez Bankası'nın denetimi dışında…

Komşumuz Güney Kıbrıs'ta da bu yapıların durumundaki vahamet bizdekinden farklı değildi. Umurumuz değil ama ekonomik kriz vesilesi ile TROYKA en evvel bunları yasa yoluyla sistemin içine aldı.

İşin doğrusu KKTC'de de "her kötülüğün anası" olarak görülen Türkiye ile imzalanan Ekonomik protokollerde de bu "kritik" uzun süredir yapılıyor.

2010-2012 programında da vardı, 2013-2015'te de…

Kim takar!

Kooperatiflere ilişkin "denetim ve gözetim standartları bankalar ile paralel hale getirilecek" diye yazılıp duruyor.

Muhtemelen yeni protokole de bununla ilgili yıllardır "uygulanmayan" hüküm yine konacaktır.

"Mevduat toplayan ve kredi veren kooperatiflerin mali yapı ve işlemlerinin denetim ve gözetimlerinin bir sisteme kavuşturulması ve güçlendirilmesi" ifadeleri dileriz imzası beklenen son mali protokolde bu kez siyasetin dikkate aldığı, üzerine gittiği bir husus olarak öne çıkar.

Ancak siyasetin 'arka bahçesine' dokunmayı öngören bu gerçek, eminiz ki yine aynı "akıbete" uğrayacaktır.