Siyaset böyle güzel

Yayın Tarihi: 27/12/17 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Hasbelkader dün Mağusa' da bir seçim gezisine katıldım. Hem Lefkoşa'nın merkeziyetçi ve ne idüğü belirsiz seçim anketlerini baz alarak yapmaya çalıştığı tahminleri, sokağı gözleyerek yapmaya çalışmak, hem de ne yalan söyleyeyim gazetedeki yoğun işlerden kaytarmak için sevgili Özdemir Tokel'den Başbakan'ı takip eden araçlardan birinde bir kıçlık yer istedim.

Mağusa'ya vardığımızda anladım ki UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün sabah sporunu Mağusa'ya bırakmış, ben nefes nefese onu takip etmeye çalışırken o hiç şikayet etmeden son derece enerjik bir şekilde geziyi uzattıkça uzattı. Şöyle ki Mağusa Petek Pastanesinden yola çıkarak, Suriçi'nin tüm sokakları, Anıt Çemberinden Sulu Çembere, Oradan Sanayi bölgesine kadar yürüdük. Normal 1000 adımla sınırlı tutmaya özen gösterdiğim günlük yürüyüşüm, Özgürgün sayesinde ya da Özgürgün yüzünden 11 bin adıma çıktı.

Bu arada UBP'nin kesinlikle birinci parti olduğu ile ilgili tüm anketlerin tespitleri de sokak tarafından nazarımda tescillenmiş oldu.

Mağusa Suriçi'nde gezinirken karşımıza tanıdık ve özlediğimiz bir yüz çıktı.

TKP-YG Milletvekili adayı Sonay Adem. Sonay Adem ile Hüseyin Özgürgün'ün içten selamlaşıp kucaklaşmasını izlerken duygulandım.

Seçim meydanlarından demeçlerde ya da nutuklarda söylenenlerin dışında kişilerin birbirlerine insani bir çerçevede sarılabileceğini, iyi dileklerini iletebileceğini ve dost olabileceğini gözlemlemek bana iyi geldi sanırım.

Buna siyasi olgunluk mu dersiniz yoksa insan sevgisinin koltuk sevdası üzerindeki zaferi mi dersiniz bilmem ama ne yalan söyleyeyim, içim ferahladı.

'Ne yani Kıbrıs'ta siyaset hep bu hoşgörü ve dostluk çerçevesinde yapılmıyor muydu? Kürsülerde meydanlarda birbirlerini yerden yere vuranlar, aynı sofrada buluşmuyor muydu?' deyip yeni bir şey keşfetmediğimi bana anlatabilirsiniz. Doğrudur. Bizim ülkemizde siyaset hep böyle yapıldı.

Ancak yeni yetme siyasetçiler bu hoşgörü ortamını bozmayı başarıp başaramadıkları ile ilgi endişelerim vardı.

Eleştirilince düşman kesilen, düşman kesilmekle kalmayıp, bütün parti üye, sempatizan ve adayları eleştiren kişi ile görüşmeyi yasaklayan parti diktatörleri türedi memlekette. Resmen siyasi mobbing uygulandığı durumlar dahi hasıl olmuş diyorlar.

Siyasette eleştiri en temel uygulamalardan biridir.

Ahlak ise o eleştiri dozunun sınırıdır.

Ahlakın ölçüsü ve yaptırım sadece ve sadece yüz kızarmasıdır.

Siyasette eleştirinin sınırı böylelikle eleştirdiğiniz kişi ile karşılaştığınız anda onun yüzüne yüzünüzü kızarmadan bakıp bakamadığınız ile ilgilidir.

Sonay Adem, Hüseyin Özgürgün'ü hiç mi eleştirmedi ya da eleştirmiyor mu? Ya da tam tersi Özgürgün, Sonay Adem'i hiç mi yerden yere vurmadı?

Vurdu elbet.

Ama dünkü gibi karşılaşınca samimiyetle, siyaset dışı insanca davranabildiler.

Ben siyaseti böyle seviyorum. Bence siyaset böyle güzel.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları