Meclis'in itibarı yerlerde sürünüyor

Yayın Tarihi: 21/05/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Yıllardır Meclisin genel kuruluna gider ve toplantıları takip ederim. Meclisteki vekillerle de sık sık sohbet etme fırsatı bulurum. Benim gibi bunu yapan bir grup meslektaşım daha var. Gönül arzu eder ki meclis daha hareketli daha kaliteli toplantılar yapsın, konular konuşulsun, tartışılsın. Sanırım meslek hayatımın en kötü meclis tablosunu izliyorum son 6 aydır. Özellikli İngiltre ve Amerika parlamentolarına, senatolarına imreniyorum. Gittim hepsini e yerind egördüm. İnsanın siyaset bilimi okuyası gelir. Bir de bize bakın.

Meclis Başkanı Dr Hasan Bozer'e bir diyeceğim yok. Sn Bozer biz gazetecilere karşı hem anlayışlı hem de meclisin iç disiplinini sağlama konusunda oldukça titiz. Lafın kısası ciddi bir adam. Adam gibi adam. Ama milletvekillerinin geneline baktığınızda ciddi bir disiplin sorunu var. Bu en fazla UBP –DP-ÖRP üçlüsünde görülüyor bu disiplinsizliği. Meclise gelme, konuşma alma ve toplum yararına ortaya bir şey koyma ya da savunma yok. Bu üç parti en zayıf halka bana göre.

UBP'den çıkalım yola. Kimse kusura bakmasın ama kimisi bakanlıktan alındığı için kimisinin gücüne gittiği için, kimisi küstüğü için sırf Başbakan İrsen Küçük'ü protesto etsin ve "biz gelmeylim senda gör bakayım" gibi çocuksu bir mantıkla hareket ediyor ve meclise gelmiyorlar. Gelselerde kısa süreli kalıp kaçıyorlar. Son altı aya baktığınızda UBP'nin sürekli nisap sorunu yaşadığını görürsünüz. Ben Başbakan Küçük'ü hatalı bulmuyorum bu noktada. Milletvekilleri kocaman kocaman insanlar ve kimisi uzun yıllar bakanlık kimisi vekillik yapmış insanlar. Hem Yüce Meclise karşı olan sorumluluklarını hem de halka karşı olan sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. İrsen bey ne yapacak.

İnan kendi sorumluluğunu bilmezse ona nasıl öğretebilirisiniz ki? Elbetteki bir vekilin görevi sadece meclis çatısı altında değildir ama hafta da iki olsun uğra be kardeşim. Altının mı düşer? Bu devlet 7 milyar para ödüyor sana. Gel bir ses ver! "ben bugün küsüm, perşembeye de hastayım, Allah kerim gelecek haftaya". Bu mu yani?

Örneğin bugün UBP'nin yine ciddi nisap sorunun olacağını duydum.

Demokrat Parti'ye baktığınızda Serdar başkanı uzun süre unuttuk. Acısı vardı ve paylaştık, paylaşıyoruz da ama Arabacıoğlu da dahil olmak üzere hala meclisedüzenli bir gelişleri yok. Son haftalarda Sn Mustafa Arabacıoğlu bunu biraz artırdı. O kadar.

ÖRP'de bu işi en istikrarlı sürdüren Mustafa Gökmen. UBP-ÖRP birleşmesi gündemdeyken Turgay Avcı sıkça meclise gelirdi. O birleşme kalktı. Avcı da meclise küstü.

CTP nispeten daha iyi. TDP-DGP ikilisi ise eksiksiz bu disiplini gösteriyor. Hafta da iki gündür bu, fazla değil. Milletvekilleri adeta dersten kaytarmak isteyen öğrenciler gibi davranıyor. Aman hoca gelmese da kaçsak. Kusura bakmayın ama durum bu.

Neyazık ki benim halkımda aklı başka birşeye çalışmazmış gibi yıllardır aynı insanları seçer ve bu meclise sokar. İmam böyleyse cemaat ne yapsın mı demek lazım, yoksa böyle cemaata böyle imam yakışır mı demek lazım?

*****************

ERK "BELEDİYE SEÇİMİ BANA PARTİM KAYBETTİRDİ"

Lefkoşa eski Belediye Başkanlarından Kutlay Erk ile geçtiğimiz hafta uzun soluklu bir sohbet yaptık. Bazı kesimler Kutlay Erk'i "aşırı aristokrat, kompleksli ya da havalı" bulur. Lefkoşa'nın sanırım Mustafa Akıncı'dan sonra en başarılı belediye başkanlarından biriydi bence. O'nun döneminde Lefkoşa adeta Avrupalı bir kimlik edinmişti. Uzunca bir süredir mok kokakan, yolları çukurlu pis bir kent değildi netice itibarıyla. Ben bu nedenle Kutlay Erk'i başarılı bulurum. Siyasete noktayı biraz talihsizce koydu belki. CTP-BG Genel Sekreterliği, sonra başkanlık yarışı falan filan. Sohbetimiz sırasında kaybettiği belediye başkanlığı yarışını sordum. Ne hikmettir bilinmez siyasiler ilk ya da büyük açıklamalarını bana yapmayI tercih ederLER; Erk sorduğum soru karşısında bir an için durdu ve yüzüme baktı ve sonrasında bombayı patlattı "bana belediye seçimlerini partim kaybettirdi".

Evet Kutlay Erk bunu ilk kez açıklıyordu. "artık sadece bir CTP üyesiyim bu nedenle bunu rahatlıkla açıklayabilirim" dedi ve devam etti "açıkçası bu kadar az oyla kaybetmeyi beklemiyordum. Daha açık oyla kaybedeceğimi düşünüyordum. Çünkü kendi partim kaybetmem için uğraştı. Bunu gelip yüzüme söyleyenler dahi oldu" dedi ve devam etti anlatmaya. Uzun sohbetimizle ilgili bu kadarını paylaşmayı uygun görüyorum. CTP-BG yönetimi elbetteki değişime ve yeniliğe açık olmalı. Ama değerlerini kucaklamasını bilmeli.

Şu an için CTP, UBP kadar olmasa dahi bir iç bölünme yaşıyor. Sadece, CTP-BG'nin hem vekilleri hem de yöneticileri bu kavgayı ve bölünmeyi rezil olmadan, dışarıya reklamını yapmadan yaşıyorlar o kadar.

*******************

AVCI İLE DENKTAŞ ÇIKIP AÇIKLAMALI

Demokrasi ve Güven Partisi Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu, ülkede erken bir seçime gidilmesi veya normal bir seçimde DGP olarak, kişisel bakışına göre, ÖRP ve DP ile 3'lü bir ortaklıkla seçime girebileceklerini ifade ederek, böyle bir işbirliği "gerçekleşir mi gerçekleşmez mi" bilemeyeceğini, ancak böyle bir oluşumun ciddi ve güçlü bir alternatif olabileceğini açıklamıştı geçtiğimiz günlerde. Ertuğruloğlu'nun bu açıklamasına ne Denktaş'tan ne de Avcı'dan bir açıklama gelmedi. Tahsin beyi kale mi almadılar yoksa geçen defaki gibi el altından mı yürüyor işler? AH BU SEÇİLME KAYGISI var mı yok mu?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.