Kaşif çekilse ne olur çekilmese ne?

Bizim ülkenin geleneğidir, her şey aniden olur. Antlaşma, barış, savaş, taraf değiştiren milletvekilleri, kurulan partiler hep aniden olmuştur. Bizim genetiğimizde uzun vadeli düşünce sistemi yoktur. Ya anlık düşünür karar verir yaparız ya da bir hafta öncesinde hazırlığını yapar harekete geçeriz.

Hayata dair kararlar üretirken hiçbir zaman geleceğimizi düşünmeyiz. Örneğin Ulaştırma Bakanı Sn Ersan Saner; önceki gece Ahmet Kaşif'in yemeğine gitmeyeceği bilgisi gelmişti bana. Tam yazıma ekleyecektim ki vazgeçtim. Gazetecilik içgüdüsü müdür nedir yazmama engel oldu.

Netice de Sn Saner Ahmet Kaşif'e destek verme kararı aldı. Herkes buna saygı duyacak. Sn Saner başarılı bir bakan olduğu kadar başarılı da bir mimardır!

SARAY'DA TOPLANTI YAPILDI MI?

Oldukça güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgilere göre önceki akşam saat beşte Cumhurbaşkanlığı sarayında Kaşif'in ve diğer 8 milletvekilinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda yeni güzergahlar belirlendi. Gerçek yalan bilemem ama kaynağım son derece güvenilirdir. Şimdi Sn Eroğlu'nun Kaşif'ten yana kurultayda taraf olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama bir şeyi daha biliyoruz Eroğlu'nun taraf olması hiçbirşeyi değiştirmedi, değiştirmeyecek de. Sn Kaşif'e hiçbir faydası olmadı, bu saatten sonra da olmaz.

Kaşif'in propaganda ekibinin bir haberine göre önceki gece yapılan toplantıda ülkenin dört bir yanından 500'e yakın delege katılmış. Eğer bu saptama doğruysa ki mutlaka birazı sallamadır 1400'e yakın delege olduğunu var sayarsak Kaşif'in oyunun % 35 olduğunu çıkarırız. Kendi kendileri bile bu seçimi kaybettiklerini kabul ediyorlar.

Kurultaya ilişkin yaşanan gelişmelerle ilgili olarak sürekli Sn Kaşif'in çekileceği ortaya atılıyor. Çekilmeyecek. Neden çekilsin ki? Bu bir yarış. Kaşif onurlu adamdır. Yarışacak ve kaybedecek. Kendisi de bunun farkında. Farkında olmasına rağmen yarışını sürdürüyor. Çekilmemesini herkes saygıyla karşılamalı ama bazı gizli Kaşifçiler de var ki "eğer UBP bölünmesin isteniyorsa kurultaydan sonra İrsen bey Kaşif'i kucaklamalı" diyor. Bunlar kaşifçi olup İrsen beye yakın duranlar. İçten içe gülümsüyorum. Usta ! zamanında Sn Eroğlu İrsen beye "Kaşif'i görevden al" diye baskı yaparken İrsen bey Kaşif'i kucaklamıştı. Neymiş o zaman? İyilikten maraz doğarmış!

Kazanan yoluna devam eder kaybeden eğer gerçek UBP'liyse ceketini ilikler oturur yerine.

****************

MUTLU ATASAYAN'A BİLİNÇLİ YIPRATMA POLİTİKASI

Okullarda yaşanan eksiklikleri gidermek Hükümetin en birincil görevi. Kimse bunun aksini söyleyemez. Eğitim Bakanı Mutlu Atasayan görevinde daha çok yeni ve ekibiyle sıkıntıları gidermeye çalışıyor. Bu sorunları önünde buldu ne yapsın deme hakkı yok kimsenin, sonuçta Hükümet bir bütün devlette devamlılık esas ama şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki "Bakan mutlu öğrenciler mutsuz" yakıştırması çok yanlış bir adam için söylenmiş. Herkes biraz aynaya baksın.

*************

CEMAL BAŞKANIN DİKKATİNE

Efendim adamın adam olup olmadığını öğrenmek için makam ve yetki vereceksin demişler. Geçtiğimiz gün Mecliste, fuarda sebze satan bir çiftle karşılaştım. "belediyenin zabıtası taktı bize Gökhan bey" diye yakındılar. Hayli tedirgindiler. Anlattıklarına göre yere soğan kabuğu düşse "dikkat edin burayı temiz tutun sizi buradan atarız ya da ceza keseriz" diye sürekli tehdit edildiklerini söylediler. Korkudan ses çıkaramadıklarını da eklediler. İnsanlar sebze satıyorsa tabii ki yere bir şeyler düşecek ve kendileri temizliğini yapacak. Cemal başkanı gördükleri yerde ilgili zabıtayı da şikayet edeceklermiş. Cemal başkan her zaman fakirin yanında olmuştur, görevini kötüye kullanan fuardaki bazı zabıtalara bir göz kulak olsa. İnsanlar 3 kilo soğan patates satıp ev geçindirecek, bu kadar kolay olmamalı bu insanların ekmeğiyle oynamak. Basit gibi gözüküyor ama parasızlık bu zamanda çok zor.

*************

SN EROĞLU NİYE BU KADAR TEPKİ GÖSTERDİ Kİ ?

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bir gazeteye verdiği özel demeçte, Başbakan İrsen Küçük'ün "Mustafa Tokay son liman değil" değerlendirmesini "dilinin altında bir bakla varsa çıkar" diye cevapladı. İrsen bey, Sn Eroğlu'nu kastetseydi eğer açık bir dille söylerdi diye düşünüyorum. Sn Eroğlu'na karşı çıkıp kimse "bu sahte imza işini Eroğlu yaptırdı" demediğine göre, İrsen bey "ben Eroğlundan şüpheleniyorum" demediğine göre, Cumhurbaşkanımızı Tokay ile Emirkanı'nın hakkında devam eden yargı süreci ne diye germiştir anlamadım. Sn Eroğlu ne diye İrsen beye " dilinin altındaki baklayı çıkar çağrısı yapıyor?" . Bu ülkede dedikodu çok. Ama dedikoduya bakılarak kimse bir Cumhurbaşkanını töhmet altına alamaz. İrsen bey de Sn Eroğlu'nu itham etmedi zaten.

Tabii ki Cumhurbaşkanımız bu tür olayların içinde yer almaz, alamaz, ben asla böyle bir iddiaya inanmam. Ama kamuoyuna da "yarası olan gocunur" dedirtmeyin Derviş bey.