Krizin adı menfaat

Yayın Tarihi: 18/04/13 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Bir Viking atasözü der ki "önce menfaatler sonra fikirler çatışır". UBP aynen bu sözü yansıtan bir olaya çekilmeye çalışıyor yine. Önceki gün toplanan parti meclisi ile ilgili dün bir yazı yazmayı tercih etmedim, biraz hava koklamak her zaman iyidir. İşin yine merkezinde talepler, istekler ve makam beklentisi olduğunu öğrendim.

Genel sekreter yardımcıları atanırken neden Kaşif ve grubunun istekleri göz önünde bulundurulmadı, yok 30 nisana kadar süre, yok kabine revizyonu ve dahası. Yahu olacak gibi değil, UBP pazarda satılığa çıkmış bir parti mi ki hisselere bölüp ben da isterim ben da isterim diye ağlayanlar var. "eğer şöyle yapmazsan, şunu yapmazsan, var ya, hade yapmayın bakalım" diye tehditler, hükümeti düşürürüz diye tehdit sallayan vekiller. dedim ya olacak gibi değil. Anladınız mı şimdi bazılarının niyetinin ne olduğunu. Ülke yönetmek değil, bakan olmak, genel sekreter yardımcısı olmak ve dahası.

Açık yüreklilikle söylüyorum ki bu çabalar UBP'yi hırpalar ama zarar veremez.

Bazıları pandoranın kutusu açılsın istiyor, günün sonunda pandoranın kutusu açılacak.

Yazın bunu bir kenara, söylediydi dersiniz.

Kabinede revizyon yapılması gerektiğini daha geçen hafta yazan benim. Yapılmalı da, kabinenin bazı bakanlarının kendini kaybettiği gerçeği orada çırılçıplak duruyor, bazı bürokratların hemen görevden alınması gerektiği gerçeği masanın üzerinde duruyor ve İrsen bey bunları yarın sabah hemen yapmalı bence ama bu birilerinin dayatması haline getirilirse, tehdide dönüştürülürse, bu partinin disiplin kurulu var, partiden ihraç etme yetkisi var, koalisyon yetkisi var, erken seçim yetkisi var, var da var. Bu noktada kimse Başbakanı aciz sanmasın.

"parti dağılır" diyenleri duyar gibiyim, hiçbirşeycik olmaz. Tabii şunu söylemeden geçmeyelim Sn Kaşif'in grubunda gibi görünen ama son derece UBP'yi düşünen çok kıymetli vekillerde var. Onları başka vekillerle karıştırmak büyük haksızlık ve ayıp olur.

Bu partinin vekillerinin birbirini kucaklamaya ihtiyacı var doğru ama kucaklarken bıçak sokmaya değil.

DİSİPLİN KURULU ÇALIŞIR, YOL VERİLİR

Öyle inanıyorum ki yakında kabine değişecek ve birileri çoook yalnız kalacak, disiplin kurulları çalışacak, birilerine yol verilecek "UBP'ye yakışmıyorsun güle güle" denilecek. Bu işleri angaje eden kişiler yanlış bahis oynağını anlayacak.

Bu benim fikrim tabii, kimse yanlış anlamasın. Gidişat oraya gidiyor çünkü.

Başbakan İrsen Küçük'ün yanında bakanıyla, vekiliyle, medyasıyla, Uluslar arası gücüyle çok sağlam ve ciddi bir yapı var.

Yanlış duvara meyillendiniz yine, bu duvar Cami duvarı, aklınızda bulunsun.

************

ŞONYA "RAKAMLAR CTP'NİN KÜÇÜLDÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR"

Demokrat Parti Genel Sekreteri Sayın Bengü Şonya ile belediye seçimlerini değerlendirmek için buluştuk. Sayın Şonya'yı her zamanki gibi keyfi yerinde gördüm. Şonya çekmeceden çıkardığı bir dosyayı açtı ve sayfalar dolusu rakamlara bakarak anlatmaya başladı. "Bunlar bizim değerlendirmelerimizdir" diye söze başladı. "Siz CTP' nin atıp tutmasına bakmayınız. CTP 4 yıl önce nereye demir attıysa, 2013 de de aynı demir attığı yerdedir" .

2009 Genel seçimleri, 2010 belediye seçimleri ve 2013 belediye seçimleriyle ilgili rakamları önüme koydu. Özetlemek gerekirse gerçekten Lefkoşa belediyesinde 2010 yılında seçmen sayısı 33748 iken CTP 7004 oy almış. 2013 seçimlerinde Lefkoşa belediyesi sınırları dahilinde seçmen sayısı 1748 artarken CTP oylarını sadece 38 adet artırabilmiş. Orantısal olarak hesaplandığında, düşük katılımı dikkate almasak bile CTP'nin oylarında düşüş var diye ekledi Şonya. Gerçekten rakamlara baktığımda bu tespitin doğru olduğunu anladım.

Şonya Demokrat Partinin belediye seçimlerindeki performasının süper olduğunu iddia etmeyi de ihmal etmedi ve örnekler gösterdi. Eksiklerinin olduğunu kabul ediyor bu arada.

Şonya "Gerçekten rakamsal olarak bakıldığında Demokrat Parti Belediye Başkanlığını alamamıştır ama parti olarak büyük bir ivme kazandığı ortadadır. Örneğin CTP yerinde sayarken ve hatta biraz gerilerken, Demokrat Parti 2010 yerel seçimlerinde aldığı 1100 mühürü 3128 'e çıkararak üç kat artırmıştır. Aynı şekilde 2009 genel seçimleri ile mukayese yapıldığında %11.3 olan oy oranını %19.9 a çıkarmayı başardığını görüyoruz".

Bunlar resmi rakamlar onun için kimsenin bunlara itiraz etme durumu yok sanırım

Şonya gülerek " CTP gemisi su alıyor" dedi. Bunu örtbas etmek için istisnasız tüm siyasi partilere ve özellikle şahsına saldırmaya başlamışlar. "Basında çıkan sol tandanslı yazılara bakıyorum da büyük bir saldırganlık görüyorum" diye ekledi Şonya. Şu an CTP'de bulunan yönetimin başarısız bir yönetim olduğunu söyledi. Şimdiki yönetimin partiyi yerinde saydırdığını ve seçim sürecinde etik olmayan davranışların basına düştüğünü söyledi. Bu ruh halinde olan yönetimin partiyi başarılıymış gibi göstermeye çalıştığını çünkü haziran ayındaki kurultayda gerçekleri görebilen CTP'liler tarafında topa tutulmaktan korktuklarını ifade etti. CTP özellikle TDP'nin yakaladığı ivmeden korkuyormuş. Birleşik kaplar misali birinin yükselişi ötekinin düşüşü anlamına gelecektir diye ekledi.

Şonya, Kıbrıs sorunu hareketlendiği için CTP'nin paslarını temizlemeye çalıştığını düşünüyor.

"CTP'nin Kıbrıs konusunda herhangi bir öneri yaptığını duyan yoktur" diye bu yönde de ağır eleştirilerde bulundu. Kıbrıs sorununun CTP'nin ekmek kapısı olduğunu ve sanki bir tek kendileri bu sorunu çözebilecekmiş havası vermeye çalıştıklarını anlattı. CTP'ye halkın bir fırsat verdiğini, CTP'nin ise iktidara geldiğinde 2009'da Kuzeyi batırdığını aynı felsefede olan AKEL'in ise iktidara geldiğinde 2013 de Güneyi batırdığını söyledi. Dolayısıyle iktidardaki bir CTP mentalitesinin KKTC'nin başına gelebilecek en büyük felaket olacağını dile getirdi.. "Geçmişten ders almamız gerekir. Bunları kızgınlıkla hareket ederek tekrar ülke yönetimine getirmemeliyiz" diye ekledi. Uzun bir sohbet oldu ama her şey de yazılmaz ki.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları