Hükümetten tık yok

Yayın Tarihi: 26/05/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Yakın Doğu Üniversitesi'nin Kıbrıs'a yaşattığı ilklerden birine tanıklık ettik hep birlikte cumartesi gecesi. Ben kitle sayısı okuma uzmanı değilim, beceremem bu işleri genelde ama alabildiğine kalabalık bir kitle Deep Purple'ın konserine izlemeye geldi. Saat tam 21:30 da konser başladı, başladığı saatlerde rahatlıkla otuz bin insan konser alanındaydı diyebilirim. Zaman ilerledikçe insanlar gelmeye devam etti. Güzel bir konser oldu. Kuğu gölü balesinden sonra Deep Purple ciddi anlamda ses getirdi.

Yakın Doğu Üniversitesi'ni kutluyorum, başta Kıymetlim Suat Günsel'i ve dostum İrfan Günsel'i tabii ki. Ancak olaya bir gazeteci gibi bakalım ve YDÜ'nün özellikle 2014 yılında yaptıklarına, yarattığı ivmeye değinelim ve söyleyecek laflarımızı da söyleyelim.

Deep Purple dünyaca ünlü bir müzik grubu. Geldi mi bugüne kadar bu ülkeye böyle bir grup? Hayır. Birinin getirmeye hiç niyeti oldu mu? Olmuştur ama emek etmeye kıyamamışlardır, yetmez getirmeye ikna edecek durumları olmamıştır vessalam.

Yakın Doğu niyet etti, kafa tuttu, inat etti yaptı.

BRITISH AIRWAYS VE ERCAN; ŞAKA GİBİ

Yahu kimin aklına gelir British Airways Ercana inecek. Parasıyla değil mi kardeşim? Diyenler oldu; değil kardeşim, paran olsa da gelmez. Çünkü Havayolu şirketleri tanınmamış ülkelere izin olmadan, yasak kalkmadan uçamıyorlar. Bknz..ATA (International Air Transport Association).

Peki ne oldu da Deep Purple grubu British Airways'e ait bir uçakla Ercan Havalimanına indi. Hani şu Anastasiedes'in Maraş'ı verin Ercan'ı uluslar arası olarak kabul edelim, izinlendirelim dediği Ercan havalimanı.

Peki bugüne kadar neden hiç uluslar arası saygınlığı olan yabancı bir havayolu şirketi Ercan'a uçmadı? Neden? Madem ki parasıyladır; Türk Dışişleri öderdi bu parayı her ay ünlü bir havayolu şirketi ercana gelirdi. Ne ambargo kalırdı ne müzakereler.

Demek ki YDÜ'nün bağlantıları, elleri, kolları öyle yerlere uzandı ki koca "Kıbrıs Cumhuriyeti" bunu engelleyemedi.

Sanıyor musunuz ki haberleri yoktu British Airways'in uçağının Ercan'a ineceğinden. İnanın ki haberleri vardı. Onlar bizim gibi bir köy bir memleket yaşayan bir halk değiller.

Ne demek istediğimi birazdan anlayacaksınız. Rum yönetimi, Kıbrıslı Türklerin lehine olabilecek her türlü girişimi tonlarca para harcayarak engeller. Bunun için inanılmaz bir çaba sarfedebilirler, çünkü adamların işi bu.

Peki biz? "Deep Purple gelmiş" e napayım? "british airways'le gelmişler " uuuu""… diyenler çıktı yahu. Ağlayacak halimize güldüm.

HÜKÜMET NERDE?

Bakınız sayfalar dolusu övgüler düzebiliriz YDÜ'ye. Hak ediyorlar da ama asıl ayrıntıyı kaçırmayalım. Cumartesi gece ki konsere Hükümet erkanından kim katıldı? Sadece Sağlık bakanı Ahmet Gulle, onun dışında ben kimseyi görmedim. Muhtelif belki bazı vekiller gelmiştir ama kabineden kim geldi? Başbakan Neredeydi? Başbakan Yardımcısı?

Böylesine uluslar arası bir organizasyona ben bu üçlünün gelip eline bir teneke bira alıp bir saat olsun bu konseri izlemelerini isterdim.

Çözüm denildiğinde CTP kimseye kül bırakmaz övünmekte KKTC tanınsın denildiğinde de Serdar Denktaş. Nerdeydiniz peki?

Hükümet olarak, bu ülkeyi yönetenler olarak sizin başaramadığınız çok önemli bir lobiyi YDÜ yaptı. Dünyaca tanınmış bir rock grubunu KKTC'ye getirdi ki Rumlar bunu engellemek için neler yaptı neler, bu da yetmez İngiltere'nin uluslar arası havayoluyla getirdiler.

Usta insan en azından bir takdir eder uğrar ve selamlar. O da olmadı bir açıklama yapar ve YDÜ'yü ülke yararına yaptığı, tanıtıcı hizmetten ötürü kutlar.

Anlıyor musunuz neredeyiz biz? Hangi mantıktayız? Bu kadar uzak bu ülkeyi yöneten insanlar yaşananlardan, işte bu kadar yabancı.

Siz sanıyorsanız ki Suat hoca bir okka para döktü ve bu işleri yaptı sırf şanı yürüsün diye, yanılırsınız. YDÜ'nün adı illaki KKTC ile anıldı tüm bu etkinliklerde, Devletin imajının, adının yükselmesi için döktüğü parayı bırakın bir yana, emek, uğraş, kazandığı düşmanlar ve dahası. Ve benim Başbakanım orada yoktu. Ve daha olması gereken devlet erkanı.

Rumlardan daha fazla çekemeyeni varmış bu ülkenin diyesim geliyor.

****************

TALAT BAŞKAN OLSAYDI

Önceki yazılarımda da ifade ettim; Talat eğer başkan olsaydı Biden bu şekilde davranır mıydı diye? Talat'ın dün basına düşen açıklamasını okudum. Gerçekleri ortaya koymakla beraber biraz da Eroğlu aleyhine siyaset yapmış. Bu kabul edilebilir zira o koltukta olmak isteyen kendisiydi. Ama bu tür açıklamalarda ABD'ye şirin gözükmeye çalışmanın da bir anlamı yok. Eminim Biden, Talat'a Eroğlu'na davrandığı gibi davransaydı Talat'ın da gücüne giderdi. Ama şunu peşin söyleyim Biden, Talat'a farklı davranırdı. Çünkü Talat'ın ABD ve İngiltere ile daha derin ilişkileri var. daha güçlü bağları var.

Gelelim Özdil Nami konusuna. Elbette Reisi Cumhurlar Dışişleri Bakanlarıyla birlikte hareket etmeliler aynı fikirdeyim ama burada da işe siyaset giriyor. Emin olun ki Talat, UBP'li bir dışişleri bakanını pek yanında taşımak istemezdi bence. Eroğlu da Talat'ın vekili durumunda olan bir Nami'yi taşımak istemedi. Elbette ki böyle olmamalı bu işler.

GÜNÜN SÖZÜ

Ağlıyordum. O gidenler, "Sen iyi bir insansın" diyordu. Ve hiçbiri de aslında; iyi insan sevmiyordu.

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları