Yardım heyetinin misyonu bitmez

Yayın Tarihi: 21/06/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bizim memleketin bitmeyen tartışma konularından biridir bu attığım başlık; TC Yardım heyeti olmalı mı? Bu konu üzerine sık sık tartışmalar yaşanır sağcısı da solcusu da KKTC'de yardım heyetini istemez ama bu kurumla iyi geçinir. TC Yardım heyetine keşke ihtiyaç olmasa ama yardım heyetinden rahatsız olan siyasi partiler dahi iktidarda oldukları sürece ülkeyi kendi ayakları üzerinde duracak adımları atmadılar ki bu yapıya da ihtiyaç kalmasın. Hangi partiyi dinlerseniz dinleyin size uzun uzun ülkeyi kalkındırmak için yaptıklarını anlatır. Peki sonuç ? Kalkınan bir ülke var mı orta da? Varda biz mi göremedik.

Kalkınacak mı peki? Bir de bu açıdan soralım. Hiçbir zaman kalkınamayacak mı ülke. Ancak iyileştirilebilecek belki.

TC Yardım Heyeti Başkanı Ertan Tosun'un açıklaması dün gündeme damgasını vurdu. Yardımların azaldığını açıkladı ve bununla ilgili rakamlar verdi. Ertan beyi ancak yolda gördüğümde tanırım. Bir selamımız kelamımız yoktur ancak şunu açık yüreklilikle söyle bilirim ki görevini hakkıyla yapıyor. Hem kendi hem ekip arkadaşlarının bu ülkeye ciddi iyilikleri oldu ve olmaya da devam ediyor. Kutlamak lazım. Ama bu açıklaması bazı çevrelerce de yanlış yorumlandı. Türkiye yardımlarını azaltma yoluna gitti şeklinde. Hatta bir tür masa altından sopa gösterme şeklinde yorumlandı.

Tosun, KKTC'nin kendi kendine yetebilme adına artık daha az yardım talep ettiğini anlattı aslında açıklamasında. Bu elbette ki iyiye işaret. hangi hükümetin mirasıdır ya da çabasıdır diye sormuyorum bile. Bu gelişme Yardım heyetinin disiplininin bir sonucudur.

Zaten dönemin Maliye Bakanı Birikim Özgür de kendi kendine yetebilme konusunda ciddi bir noktada olduğumuzu birkaç kez bana ve defaten kamuoyuna açıklamıştı.

Demek ki iyi çalışılırsa kendi kendine yetebilme sağlanamasa da daha az avuç açma noktasına gelebiliriz. Ama en basit örneğiyle ülkeyi kötü yönetecek bir hükümet Ertan beyin açıkladığı daha az yardım yaptık sözünü bir an da değiştirebilir.

SU AKACAK

Büyükkonuk Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu'nun feryadını okuduk dün. İsrailli şirket su arıtma noktasında vanayı kapadı. Bana göre bu durum tesadüfi bir gelişme değil. Çünkü tüm belediye başkanları Türkiye'den gelen suyu batacakları gerekçesi ile almayı istemiyorlar. Haklılık payları da var yanlış oldukları nokta da var.

Neticede Türkiye'den gelen bu suyun bir an önce akması için tüm koşullar yaratılıyor. Hatta bu konuda baskı olduğu iddiaları da var belediye başkanları bunları artık yüksek sesle konuşuyorlar.

Ama gelin görün ki gerçekler de masanın üzerinde duruyor. Kıbrıs'a gelen su sadece yakın gelecek de oluşacak büyük fotoğrafın küçük bir parçası ve bu fotoğrafın oluşması için önce bu suyun akması gerekiyor.

İşte bu su en fazla birkaç hafta içerisinde akacak.

YARDIM HEYETİNİN MİSYONU BİTMEZ

Devlet kendi kurumlarına yetebilmeli ki belediye başkanları Yardım heyetine gidip avuç açmasın, ya da devlet derneklerine yetebilmeli ki dernekler de orada destek aramasın. Yardım heyetinin misyonu ancak Devlet kendi kurumlarına yeteri kadar el uzatabildiği zaman biter.

Peki bu şimdi olacak gibi mi? Bunun cevabı ne yazık ki hayır.

İşte o zaman Yardım heyeti hala bu ülkeye lazım. Yardım heyeti, kötü siyasetimizin yan çıkış kapısı oldu; hem ülke insanı için hem de kurumları için. Birçok kesim sert bir dille eleştirse de, bir de devletten yardım göremeyen devlet kurumlarına, sivil toplum örgütlerine sorun bakalım şikayetçi miler?

Geriye kalıyor saygı ! İki ülke arasındaki karşılıklı menfaatler çerçevesinde yaşadığımız bu coğrafya da talepler de yardımlar da rencide etmeden olmalı. Bu saygı sağlanabilmeli ki birlikteliği bozmak isteyenler bunu başaramasın.

*****************

KİM BU İKİ VEKİL ?

DP Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu'nun geçtiğimiz hafta yapılan Meclis eyleminde pankartları meclise sokan kişilerin iki vekil olduğunu açıklamasının ardından gözler Arabacıoğlu'na döndü. Gerçi bu isimlerin kim olduğu da biliniyor ancak Arabacıoğlu bu isimleri açıklamadığı sürece buradan kalkıp benim isim yazmam doğru olmaz. Arabacıoğlu ivedi bir şekilde iddia ettiği isimleri basına açıklamalı ve Meclis Başkanı bu konuyla ilgili soruşturma açmalı. Bekliyoruz. Bazı şeyleri değiştirin artık bu ülkede… Yarın da sizin için açarlar o pankartları.

*************

SERÇELİK'E AYIP ETTİLER

Bizim memlekette en kolay yöntemdir, istediğiniz adamı bayrak direğine dikersiniz ya da göklere çıkarırsınız. Mustafa Serçelik dün manşetlerdeydi. Eşi ile kendisinin aynı maaşı çektiği yönünde bir haber yapıldı. O kadar yazının içinde Serçelik'in "eşim gözünden rahatsız o nedenle görevine dönemiyor" cümlesi cılız bir şekilde verildi. Mustafa Serçelik'i iyi tanırım. Serçelik gibi değerli bir bürokrat az bulunur. Hangi partiden olursa olsun hiç fark etmez. Daha da iyi yerlerde değerlendirilmesi gerekirdi Serçelik'in. Yani adamın eşi rahatsız olduysa ne yapsın, gözünü bandajla kapatsın ve çalışsın değil mi? Bu istenilen? Eşinin gözü iyileştiğinde de evde oturup maaş çeken CTP'li müşavirler gibi olmayacağından eminim ben Serçelik'in. Bu memlekette devletin sırtından beleşe para çeken her partiden müşavir var. Hastalık başka bir durum dostlar.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Erkekleri ayrılık, kadınları ise ayrılıktan sonraki süreç acıtır; çünkü beklemek sadece kadınlığa verilmiş en büyük cezadır!

PauloCoelho

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları