Davutoğlu: Parça çözüme hayır

Kıbrıs'ta parçacı çözümden yana olmadıklarını belirterek, küçük parçaların barışı değil aksine zihinlerde tavizi getirdiğini ve kırılgan olduğunu ifade eden Davutoğlu, kapsamlı barış istenirse, herkesin kazan- kazan yönteminde buluşması gerektiğini de dile getirdi.

Dün gece geldiği KKTC'de resmi temaslarına başlamadan NTV canlı yayınına katılarak Ermenistan'la açılım, Kıbrıs ve diğer bazı konulardaki soruları yanıtlayan Davutoğlu, barışın karşılıklı irade gerektirdiğine işaret ederek, Kıbrıs Türk tarafının halen barış iradesi gösterdiğini, ikinci tur başlamadan önce Cumhurbaşkanı Talat'la kapsamlı istişarelerde bulunacaklarını söyledi.

"İkinci tur ve daha sonra görüşmelerin ucu açık şekilde ebediyete kadar süreceğini kimse düşünmemeli" diyen Davutoğlu, Kıbrıs Türk halkının geleceğini garanti altına alan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını ve Rum halkının çıkarlarını gözeten bir çözümün gerçekleşmesi gerektiğini düşündüklerini vurguladı.

Davutoğlu, "Barış söz konusuysa, bir gün bile gecikmedir. Biz onun için Kıbrıs meselesinin GKRY tarafından AB platformlarında Türkiye'ye karşı koz gibi görülmesinin bir barış anlayışıyla uzlaşmadığını düşünüyoruz. Bu yolla barış sürecinin geciktirilmesi artık mümkün değildir. Bu çözümün olmaması durumunda alternatifler düşünmek durumunda kalırız. Türkiye'yi baskı altında tutmaya çalışmak, Türkiye'nin gücünü anlamamak demektir" diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkının bugünkü şekilde izolasyon altında tutulmasının başlı başına bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kıbrıslı Türk kimliğiyle pasaport alamamaları, spor yapamamaları, kültürel faaliyetlerde bulunamamaları bir insanlık suçudur... Bu insanlık suçunun sürmesine izin vermeyiz. Ya bu izolasyonlar kalkar, ya kapsamlı bir barış olur ve bütün meseleler çözülür" dedi.

Davutoğlu, Kıbrıs'ta parçacı çözümden yana olmadıklarını belirterek, küçük parçaların barışı değil aksine zihinlerde tavizi getirdiğini ve kırılgan olduğunu anlattı.

Kapsamlı barış istenirse, herkesin kazan- kazan yönteminde buluşması gerektiğini, kendilerinin Kıbrıs'a bu perspektifle baktıklarını dile getiren Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ama Kıbrıs Rum Yönetimi bu perspektifle baktığı konusuna güçlü işaretlere sahip olmadıklarını kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin asimilasyonu gibi söylemlerin doğru yaklaşım olmadığı vurgulayan Davutoğlu, adada barışın Rum halkının da yararına olacağını, Türkiye gibi büyük bir ekonomik ve siyasi güçle barış içinde olmanın o ülkeye de güç vereceğini söyledi.

Ahmet Davutoğlu, senelerce izolasyon altında kaldığı halde halen barış iradesini sürdüren Kıbrıs Türk halkıyla iç içe, barış ve komşuluk içinde yaşamanın Rum Yönetimi'ni de güçlendireceğini belirterek, önümüzdeki dönem Kıbrıs konusundaki çabaları yoğunlaştıracaklarını, BM Genel Kurulu'na katılacaklarını, ikili görüşmelerde ana konulardan birinin Kıbrıs olacağını, ya Kıbrıs'ta barış ortamının oluşturulması ya da izolasyonların kaldırılmasını istediklerini belirtti.

Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin garantörlük vasfı kalkarsa, Kıbrıs devletinin vasfının da ortadan kalkacağını, bunun anlaşmalarla oluşmuş bir çerçeve olduğunu anlatarak, "Kimseye karşı bir tehdidimiz yoktur. Türkiye'nin, İngiltere'nin, Yunanistan'ın garantörlüğü, Kıbrıs'a güven veren bir yapı ortaya çıkarmaktadır" diye konuştu.

Bir gün herkesin AB altında buluşacağına göre bu garantörlüklerden çekinmemek gerektiğini ifade eden Ahmet Davutoğlu, Kıbrıs ziyaretinin ardından Mısır'a ardından Stockholm'e gideceğini ve tüm AB bakanlarıyla bir arada olacağını anlattı.

Davutoğlu, bu konuları ele alacaklarını belirterek, AB ilerleme raporunda Türkiye'de son dönemde yaşanan önemli ilerlemeleri kaydeden güçlü bir rapor olmasını istediklerini vurguladı.

Kıbrıs konusunda bir çözüme ulaşılırsa liman konusunun zaten gündemden düşeceğini, parçacı yaklaşım değil, bütüncü yaklaşımla bir çözüm bulunabileceğini kaydeden Davutoğlu, bu olmazsa, müzakereler sürerken Türkiye'ye liman baskısı uygulamanın müzakere ruhuna aykırı olduğunu ve müzakerelerin anlamının kalmayacağını belirtti.

Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ABAD'daki Orams davasına bunun için karşı çıktıklarını çünkü mülkiyet konusundaki müzakerelerin doğasını etkileyebilecek bir karar olduğunu ifade ederek, "Böyle parçacı yol müzakerelerin doğasını, seyrini etkiler" dedi.