Teslimiyetci politikalara son verilmelidir

Yayın Tarihi: 22/05/08 00:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat,bir yerde içe ve dışa olumlu mesaj vermek ; diğer yandan nerede olunduğunu saptamak için Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti Başkanı Hristofyas'la bir araya gelmektedir. Aslında Hristofyas'ın pek de istekli olmadığı açıklamalarına yansıdı. Komisyonların çalışmaısnmı da yokuşa sürmesinin ana nedeni de budur. Çünkü Atina'nın ve Rum Ulusal Konseyi'nin kendisine verdiği görev, "Türkiye'yi yıpratmak üzere sürekli saldırı" yapmak şeklindedir. BM Güvenlik Konseyi'nin beş sürekli devlet temsilcilerini devrede tutmak istemi, ilk elden Türkiye'yi olumsuz davranmakla suçlamak içindir.Rum-Yunan stratejisi "Türk Ordusunun adadan çekilmesini, Garanti antlaşmasının iptali ve yeni bir anlaşmada yer almaması, ada nufusunu alt edecek yeni yerleşimi zorlayarak Kuzey Kıbrıs'ta da Rum çoğunluk sağlamak" ve sonuçta adanın tümüne egemen olarak "Enosis" yolunu açmaktır.

M.A.Talat,CTP'den gelme bir kişi olarak eski dünya saplantısı olan "Yoldaşlık" ayaklaır ile sorunu tatlıya bağlayacağını sanmaktadır.Sosyalizmin veya Komünüzmin artık ilericilik olmadığın ın anlaşıldığı bu dünyada,Kıbrıs'ta Türk-Rum kucaklaşması,barış içindfe birlikte yaşama ham hayaldir.Bunu anşlamak için Kilisenişn açıklamlaaırn abkmaka yeterlidsir.Nitekim son çalışmalarda mesafe alınmamaısnın nedeni Rum-Yunan stratejisine dayanmaktadır.

Unutulmasın ki Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulduğu gün "Enosis" için Akridas Plânı hazırtlkandı. Başında da güya Devşlet başkanı olan Makarş.os idi.3 yılda Rumlar ve Yunanlılar sişlahlandırlar ve Yujnan askeir sayısını gizlice arttırdılar.1967-1968'de Türkiye'nin dayatmaıs ile GaziMağusa lim anında çekilşini bizzat izlkediğm Yunan Oırdusu Karpaz yarımadasını dolanıp,gertisi,n geri Baf tariki ile Leymosun limanına öçıakırlmıştı.Çekolsvakaya'dfan aynı dfönemde silahlaırjn getiridliğği BM kauıtlkaırnda möevcuttur.Ancak dün de bugün de AB veya onun uydusu oluşuımlarda hep Türkiye alkyuehşne kara çıakırlmakta v e hep Türk Otrdusunujn addaan çıkması işarfet edilmeketydir. Adada varolan Yujhan varlığı,Yujnan Yçneitmi,Yuınanlı Generallwsr ve sayıalrı 100 bişni bulan subaylarla askerler ve milis gücünden söz edene ratslanmamaktadır.Yani Haçlı zihnşyetş süğrmektyedir.

İşte Talat bu çamurun ortasındfa kürek çekmekte,önüne değil havayua bakarak "Barış hatalki" kjurtmaktadır. Bu safha başlarken yeniş bir kazık yememek üz

İşte Milli Konsey'in 3 numralı bildiriis:

"MİLLİ KONSEY, Kıbrıs konusunda sürmekte olan Liderler arası görüşmelerin son değerlendirmesini yaptı ve bunu halkımızla paylaşmak istemektedir.

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, 23 Mayıs Cuma Günü Rum yönetimi başkanı Hristofyas ile görüşecektir…Bu görüşme, Rum yönetimi başkanının isteği üzerine gerçekleşmektedir…Hristofyas görüşmeyi istemekteki amacının, Talat ile ortak bir vizyon üzerinde anlaşmak ve bunu çalışma gurupları ile komitelere bildirerek, "özlü konular" diye tanımladıkları garantiler, güvenlik, mülkiyet, toprak, Rum göçmenlerin geri dönüşü vb. konular üzerinde ciddi görüşme yapmalarını sağlamak olduğunu açıklamıştır…

Hristofyas ortak vizyonun ise "iki devlete ve iki Halka dayalı bir çözüm" değil, " Talat ile Papadopulos'un 8 Temmuz'da ve kendisi ile Talat'ın 21 Mart'ta vardıkları mutabakatta belirtildiği gibi "iki bölgeli-iki toplumlu federasyon" olduğunu belirtmiştir…

Çok açık olarak görüldüğü gibi Cumhurbaşkanı Talat'ın KKTC Meclisi'ni , muhalefeti, mukavemetçi örgütleri dışlayarak ve Kıbrıs Türk Halkı ve Anavatanın bilgisi ve onayı dışında, büyük bir yanlış yaparak ve emrivakiyle imzaladığı 8 Temmuz Anlaşması ile onun devamı olan 21 Mart mutabakatı, dönüp dönüp ayağımıza dolanmaktadır…

Asıl endişe veren durum ise, Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün yaptığı son açıklamadır….Sözcü son konusu açıklamasında, Hristofyas'ın kendi toplumu içinde sıkıntıda olduğunu, o nedenle katı davrandığını ancak istemesi halinde kendisine yardımcı olacaklarını açıklamıştır…

Bütün bu gelişmeler, 23 Mayıs'ta yapılacak Talat-Hristofyas görüşmesinden endişe duymamıza neden olmaktadır…

Cumhurbaşkanı Talat, bu görüşmede de daha önce yaptığı yanlışları tekrarlayabilir, Halkımıza ve Anavatanımıza yeni bir emrivakide bulunabilir…

Dolayısı ile, söz konusu görüşme öncesinde bir kez daha vurgulamak isteriz ki;

1-İki bölgeli-iki toplumlu federasyon ve birleşik Kıbrıs, Kıbrıs Türk Halkının vizyonu değildir…Halkımızın vizyonu, yapılan tüm anketlerde de ortaya çıktığı gibi,"BAĞIMSIZ,EGEMEN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'nin" sonsuza dek var olmasıdır…Rumlarla bir barış anlaşması yapılacaksa, bunun ancak ayrılma hakkına sahip, iki devlete dayalı Konfederal esaslarda olmasıdır…

- 2-Kıbrıs sorununun özünü teşkil eden konular, sadece CTP'lilerden ve CTP sempatizanlarından oluşan çalışma guruplarında müzakere edilemez….Aynı zamanda Garantörlük, hiçbir şekilde ne çalışma guruplarında ,ne de Talat-Hristofyas görüşmesinde müzakere edilemez, pazarlık masasına yatırılamaz…

- 3- KKTC nüfusu müzakerelerde pazarlık konusu yapılamaz…

- 4-Hristofyas'ın sık sık Anavatan Türkiye'ye ve Türk Ordusuna saldırması ve Türkiye'ye baskıya davet etmesi, kabul edilemez…KKTC Cumhurbaşkanı Talat bu konuda sesini yükseltmek zorundadır

- Talat, 23 Mayıs görüşmesinde, ambargolar kalkmadan, Türkiye ile KKTC'ye yönelik düşmanca faaliyetler son bulmadan, Rum yönetimi, tüm Kıbrıs'ın meşru hükümeti olmadığını ve Kıbrıs Türk Halkını temsil etmediğini kabul etmeden, KKTC Cumhurbaşkanına, Meclisine, Başbakanına ve hükümetine " sahte-sözde " gibi sıfatlarla hakaretler edilmesine son vermeden, KKTC'ye yapılacak yatırımları durdurmak için ABAD'da açtıkları 6 davayı geri çekmeden , Rum Meclisi'nde 1967'de alınan ENOSİS kararı iptal edilmeden Hristofyas'la kapsamlı müzakerelere oturmayacağını bildirmelidir…

Cumurbaşkanı Talat'ın bu hususları göz ardı ederek Halkımızı, ulusal çıkarlarımıza ters ve Kıbrıs davasının savunulmasında sıkıntıya sokacak yeni bir yanlış ve yeni bir emrivakiyle karşı karşıya bırakması halinde, bunu tanımayacağımızı ilân ederiz… "

Sanıyorum bu bildiri herkesi kendine getirmiştir. Kıbrıs Türkü, dış karışmacılık ve içte teslimiyetcilikle yama yapılacak, horlanacak, aşağılanacak bir Halk değildir.Türk Ulusunun kopmaz bir parçasıdır. Kıbrıs da Milli Dava olarak tanımlamakta ve KKTC'ye sahip çıkmaktadır. Yapay konularla zaman harcanmamalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.