Pislik

Lise sondayım…

Felsefe hocası derse girdi, “Arkadaşlar bana pisliğin tarifini yapar mısınız?” dedi…

Birer birer cevap verdik ama hoca hiçbirimizinkini doğru kabul etmedi.

“O zaman siz yapın tarifini hocam” dedik…

Hoca ayağa kalktı ve;

“Pislik, bulunmaması gereken yerde bulunan şey veya kişidir!”

diye bir tarif yaptı…

“Nasıl yani?” dedik.

“Çok basit çocuklar…” dedi,

“Örneğin kedinizin karanlıkta yolunu bulmasına ve tehlikeli durumlardan uzaklaşmasına yardımcı olan bıyıklarını sever, okşarsınız. Ama o bıyıklardan bir telini dahi hellimin içinde görseniz iğrenirsiniz ve o kıl pislik olur.”

“Yine pidenizin üzerine şeftalinizden sızan banna yağını yersiniz ama o yağın bir damlası bile gömleğinizin üzerine damlasa o yağ artık bir pislik olur sizin için.”

“Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki o da bir pisliktir.”

Sosyal medyada “pislik nedir” diye bir alıntı yazı gözüme ilişti.

Bu diyalog Kıbrıs’ta yaşanmış olsaydı, örnekler aşağı yukarı böyle olurdu sanırım.

Pislik kelimesi, dilimizde ve günümüzde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir.

Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktığımızda pislik için “…, zararlı davranış veya iş, başkalarına zarar veren kimse…” gibi anlamların yer aldığını görebiliriz.

Ağlayan filozof olarak da adlandırılan Herakleitos her şeyin göreceli olduğu savunur.

Yani Herakleitos'a göre iyiliğin var olması için kötülüğün, ışığın var olması için karanlığın, tokluğun var olması için açlığın olması gereklidir.

Herakleitos hastalığın sağlığı; açlığın tokluğu; yorgunluğun dinlenmeyi hoş kıldığını söyler.

Pislik olmasaydı temizliğin adı bilinmezdi aslında.

Dünyadaki en büyük özgürlük seçebilme özgürlüğüdür.

Aslolan her şeyi hak ettiği yere koyabilmektir.

Seçim bizlerin.