Feyzioğlu yanlış ve eksik konuşuyor!

Ne zaman İstanbul’da taksiye binsem yıllar yılıdır hep klasik aynı sohbet yaşanır; “Kıbrıs’tan mı abi ?” “Kıbrıs’tan abi”; “Abi siz bizi niye sevmiyorsunuz?” sorusu gelir ve sohbet başlar. Sağ olsun taksicilerin geneli de bu sohbetten istifa eder ve gideceğimiz yer rahat bir 20 dakika uzar. Bir gerçek var ki Türkiye’deki kardeşlerimiz Kıbrıs Türk halkını tanımıyor, tanıyanların önemli bir kısmı yanlış bilgilere sahip. Bunun temelinde her iki devletinde kabahatleri var ama konumuz bu değil.

Bildiğiniz gibi bir süreden beridir Cumhurbaşkanı Akıncı ile Ankara Hükümeti arasında ciddi bir gerginlik var ve bu gerginliklerin yaşanması, Türk halkının Kıbrıslı Türklerle ilgili yanlış izlenimler edinmesine neden oluyor. Üzücü bir durum. Hâlbuki her iki halk artık çok iç içe geçmiştir.

Burada önemli bir sorun var; iki devlet düzeyinde, siyasiler arasında bir gerginlik oluştuğunda siyasilerin ne yazık ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor ve çok ağır sözler sarf ediliyor.

Bunlar gerçekleştiğinde yerine göre gereken tepkiyi biz gazeteciler de gösteriyoruz. Hadi diyelim iki ülkenin siyasileri arasında yaşanan gerginliklerde sarf edilen sözleri anladık da Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na ne demeli?

Maraş’la ilgili video paylaşımını izledim. Tek kelimeyle çelişen ifadelerle dolu. Bunları konuşmadan önce ülkemizdeki meslektaşlarımızın geneline isim ve adres göstermeden “Rum fonlarıyla siyaset yapmaya çalışan sözde gazeteciler var” demesi yakışık almadı. Kendisi bir hukukçudur. Delil olmadan konuşulamayacağını gayet iyi bilir. Varsa bildiği böyle gazeteciler ki olabilir de belge ve delillerle isim bazında açıklar olur biter.

Ama öyle tahmin ediyorum ki AK Parti Hükümetine yaranmak adına bu tür yanlış sözler kullandı.

Ne olmasa herkes ağzına geleni söylüyor ben de söyleyeyim mi dedi bilemeyiz ama Feyzioğlu gibi değerli bir hukukçuya yakışmadı, onu söylemem lazım.

Maraş KKTC toprağı mı?

Gelelim Maraş konusuna. Maraş popüler oldu yine. Açılacak, yarın sabah bilemediniz haftaya bugün açılacak. Hadi bakalım İnşallah açılsın. Neyle açılacak nasıl açılacak neye göre açılacak? Ortada kapı gibi 550 numaralı Birleşmiş Milletler kararı var ki dayanağı Güvenlik Konseyi’ne gidiyor. Güvenlik konseyinin yani beş daimi üyenin oluru olmadan bu iş nasıl olacak?

Ben diyorum ki zor; keşke açılsa ve eski sahiplerine iade edilse. Ama eski sahiplerine! Yok diğer Rum mallarında olduğu gibi ganimetçilere değil. Zaten herkesin tedirginliği ve rahatsızlığı bu.

Gelelim Maraş KKTC toprağı mı?

Yazacaklarımdan kimse alınmasın, üzülsem de gerçekler böyle.

Şimdi cebimizde taşıdığımız KKTC kimliğini inkâr edecek değiliz. Çok şükür ki bir devletimiz var her ne kadar Türkiye dahi tanımasa.

Uluslararası Hukuk’a baktığımızda KKTC’nin zaten varlığı kabul edilmiyor. Türkiye tanıyorum diyor ama takımları gelip burada bile maç yapamıyor. Rum tarafı ile gümrüksüz iş yapabiliyor Türkiye ama KKTC’ye gelen her şey gümrüğe tabii.

Yani üzülerek söylüyorum ama KKTC’yi kimse tanımıyor. Peki neden? Bunun iki nedeni var dostlar.

Garanti Antlaşması (Zürich,11 Şubat 1959)

Birincisi “Kıbrıs Cumhuriyeti” Garantörlük Antlaşması. Bakın bu antlaşmanın birinci ve ikinci maddeleri olukça net bir şekilde neden Türkiye’nin KKTC’yi tanıyamayacağını ortaya koyuyor. Ben Türkiye’yi bu durumdan dolayı kesinlikle kınamıyorum, Türkiye’yi uluslararası platformda zor durumlara düşürmeye kimsenin hakkı yok.

MADDE 1.

Kıbrıs Cumhuriyeti, kendi bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini devam ettirmeyi ve anayasaya saygıyı güven altına almayı üstlenir. (taahhüt eder)

Kıbrıs Cumhuriyeti, ayrıca tümüyle veya bir bölümüyle herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi veya ekonomik bütünleşmeye girmeyeceğini taahhüt eder. (sorumluluğunu yüklenir)

Kıbrıs Cumhuriyeti, bu maksatla adanın gerek birleşmesini, gerekse taksimini doğuracak doğrudan doğruya (direkt olarak) veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardımcı ve teşvik edici tüm hareketleri yasaklar.

MADDE 2.

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler.

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer herhangi bir devlet ile gerek birleşmesini. gerekse Ada’nın taksimini doğrudan doğruya, veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenirler.  http://www.mfa.gov.tr/garanti-antlasmasi-_zurich_11-subat-1959_.tr.mfa

Bu link Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sayfasında yer almaktadır. Onu da söyleyeyim.

“Ada’nın taksimini doğrudan doğruya, veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenirler.” Bakınız bu cümle her şeyi ortaya koyuyor.

Eğer Türkiye bu maddelerin dışına çıkarsa Garantörlük Antlaşması’nı ihlal eder ve işgalci durumuna düşer. Türkiye yine bu antlaşmadan doğan meşru haklarıyla adaya çıkmıştır. Kesinlikle kimse Türkiye’ye işgalci diyemez. İşte bu nedenle bu antlaşma son derece önemli.

Şimdi gelin siz karar verin Maraş KKTC toprağı mı değil mi?

Metin Feyzioğlu gibi bir hukukçu mademki Maraş toplantısını organize etti ve çok da mutlu oldu bunu başardığı için bu maddelerden haberi yok mudur sizce?

Bize göre evet KKTC toprağıdır ama Güvenlik Konseyi’ne göre değil. İşte bu nedenle Türkiye ve KKTC yönetimi banane der ve BM’nin 550 numaralı kararına aykırı hareket ederse illaki bunun dünyada bir faturası olacaktır Türkiye’ye. Bu nedenle bu konu çok iyi değerlendirilip çok doğru hareket edilmesi gereken bir konudur. BM’nin 541 numaralı kararını da unutmayalım.

Elbette Maraş BM kontrolünde değil, Türk askerinin kontrolündedir çünkü sıcak savaş ortamı halen devam ediyor. Yani şu an görünmeyen bir savaş ortamı var Kıbrıs’ta, yaşanan sadece bir ateşkes. Feyzioğlu unuttu bunları sanırım.

Başkasını bilmem ama ben Türkiye’nin sıkıntı yaşamasını istemem. Haliyle bir soru daha sormak vaciptir. Bugüne kadar neden Maraş açılmadı ya da açılamadı?

Şimdi Feyzioğlu bir şeyleri başarmış edasında konuşuyor ama hayali sükuta uğrayabilir kendisi de.

Sonuç olarak; Türkiye bizim dostumuzdur, her şeyimizdir. Et tırnaktan nasıl ayrılmaz ise Kıbrıs Türküyle Türkiye de öyledir. Bunun aksi söz konusu olamaz ama bazı adımları atarken de dikkatli olmak lazım. Yanlış konuşmalar, eksik konuşmalar, ağır tavırlar Kıbrıs’ta hep sahibine zarar vermiştir.

***************

Günün Sözü

Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.

John Arbuthnot