Hükümetin ömrü ne kadar?

Yayın Tarihi: 17/04/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Korona salgını çıkmazdan önce hepimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenmiştik. Yapılan tüm siyasi kulislerde hükümetin yürümediği ve muhtemelen Eylül 2020 gibi bir erken seçime gidilebileceği yüksek sesle konuşuluyordu. Hepimiz biliyoruz ki UBP-HP Hükümetinin kuruluşunun temelinde Kudret Özersay’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı var ve kapalı kapılar ardında verilen bazı sözlerinde tutulmadığını artık net olarak biliyorum.

UBP’de şartlar zorlaşınca Ersin Tatar aday olmak zorunda kalmıştı ancak hem UBP’deki hem de HP’deki birçok güvenilir kaynağım bana; Tatar’ın aday olmayacağı sözü vermediğini ancak kendisinin aday olmayacağı sözünü verdiğini söylemiştir.

Sonuç olarak bu durum gerçekleşmediği için Özersay’ın bu hükümete ya da Başbakan Tatar’a güveninin kalmadığını biliyoruz.

Sanırım bu yazdıklarımı inkar edecek biri yoktur. Bu huzursuzluktan dolayı zaten Tatar ve Özersay arasında uzunca bir süredir devam eden de bir gerginlik var. Hali hazırda hükümetin bozulabileceği de kaz gündeme geldi; Özersay birkaç kez bunu dillendirir gibi de oldu.

ÖZERSAY’IN RAZI OLMADIĞI KARARLAR ALINIYOR

Özersay’ın katıldığı bir televizyon programında "Başbakan olsaydım, kriz yönetimi daha farklı olurdu" https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n320608-ozersay-basbakan-olsaydim-kriz-yonetimi-daha-farkli-olurdu ifadesi her ne kadar krizle ilgili alınan kararların Bakanlar kurulu kararları olduğu düşünülse de alınan kararlarda Özersay’ın memnuniyetinin bulunmadığı ve ciddi rahatsızlıkları olduğunu anlıyoruz.

Aksi halde Özersay böyle bir serzenişte bulunmazdı. Korona salgının çıkması ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesi hükümetinde doğal olarak ömrünü uzattı. Ancak bu uzatmadan UBP kanadı değil ama HP kanadı hiç de memnun değil.

Bir örnek verecek olursak; bu 1500 lira katkı meselesinde yaşanan sorunlar UBP’li bakanlarca Özersay’a ihale edilmek istendi ancak benim yaptığım araştırmalarda Özersay’ın bu süreçte hiçbir suçunun olmadığını ve tamamen UBP kanadının sorumsuz davrandığını öğrendim.

ÖZERSAY MAĞDUR EDİLİYOR İZLENİMİ VAR

UBP’li dostlarımın gücüne gitmesin ama hükümet kuruldu kurulalı yaşanan birçok olayda Özersay mağdur ediliyor izlenimi var, bakın bu algı genel olarak yerleşmiş durumda. Adaylık sürecinden tutunda, Kapalı Maraş açılımına ve Korona kriz yönetimine kadar hep Özersay saha dışı bırakılamaya çalışıldı.  

Bu yalnızca benim gözlemin değil bazı UBP’li bakanlarında da düşüncesidir, bunu açıkça ifade etmek isterim.

ERKEN SEÇİM OLMAYACAK... HÜKÜMET DEĞİŞECEK

Belki bugün yeri sırası değil. Bu sağlık krizi ve ekonomik kaos devam ederken hükümet bozulmaz da değişmez de ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ya da hemen sonrasında yeni bir hükümet kurulabileceği kulağıma bir süreden beridir çalınıyor. Bunu o kadar bir yüksek sesle duyuyorum ki anlatamam.

Mutabakat hükümetini Tufan Erhürman’a sordum ancak sorumu geçiştirdi; Kudret Hocaya sordum, Özersay da bana şu an böyle birşeyi düşünmenin doğru olmadığını söyledi.

Doğru da söylediler ancak bu birkaç ay değil ilerleyen süreçte UBP-HP ayrılığı yaşanması muhtemeldir.

Bunu bir yere yazın derim.

***

AKINCI’DAN AKILCI EMRİVAKİ!

Bildiğiniz gibi bir süre önce Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle Covid 19 konusunda ve ilaç alışverişi konusunda işbirliği yapılması için bir açıklama yapmıştı. Başbakan Ersin Tatar ise bu konuya oldukça sert tepki göstermişti. İlginç bir olay gerçekleşti ve  Cumhurbaşkanlığı’nda faaliyet gösteren “İki Toplumlu Sağlık Komitesi” tarafından Güney Kıbrıs’tan sağlanan ilaç ve malzemelerin Cumhurbaşkanlığı - Lefkoşa Türk Belediyesi işbirliği ile yasal olmayan yollardan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçirildiğinin saptandığı açıklandı. Son derece ilginç bir durum var orta yerde. Bu ilaç transferi Cumhurbaşkanlığının talimatı ile mi yapıldı ? LTB’nin bağlantısı nedir ? Yeşilhat Tüzüğü çerçevesinde böyle bir şey mümkün mü ? Tanınan iki makam var ortada Cumhurbaşkanlığı ve Lefkoşa Türk Belediyesi; Hükümet Rum tarafınca tanınmıyor. Ancak sorular burada bitmiyor; çünkü Başbakan Tatar bu ilaçların depolara kaldırılıp inceleneceği ve gerek duyulursa kullanılabileceğini söyledi. Yani bir diğer deyişle Tatar bu işe onay vermemiş olsa dahi bu ilaçları alıp kabul etmek zorunda kaldı. Böylesine bir krizde ilaçları geri göndermek de mümkün olmayacağı için Cumhurbaşkanı Akıncı son derece akılcı bir şekilde Hükümete emrivaki yaptı ve hanesine büyük bir puan yazmış oldu. Yani bir diğer deyişle Toplum lideri olarak Cumhurbaşkanı ağırlığını kullanarak ilaçları getirtti; Hükümetin de sözü havada kalmış oldu.

***

Günün Sözü

Hiç kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir.

Victor Hugo

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları