Erhürman: “Cumhurbaşkanı olsam sessiz kalmazdım”

Yayın Tarihi: 17/09/20 07:00
okuma süresi: 11 dak.

CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı  Adayı Tufan Erhürman ile birlikte  dün verimli bir sohbet yaptık. Ağırlıklı konumuz ülkeyi darmadağın eden Korona virüsüydü. Tufan Hoca ağırlıklı olarak pandemi konusunda Hükümetin politikasızlığına yüklendi.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik sorular sorduysam da bu sorulara cevap vermekten kaçındı.

Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en popüler isimlerinden biri ve Akıncı ile ikinci tura kalması durumunda Akıncı’ya karşı seçim kazanabilecek isimlerden biri.

Sohbet güzel geçmesine güzel geçti ama Akıncı’ya yönelik son derece kısıtlı eleştiri yaptığı her zamanki gibi gözümden kaçmadı.

Tufan hocaya bunun nedenini sorduğumda ise “Benim bir nezaketim var; farkındaysan hiçbir adaya kişisel eleştiri yapmıyorum. Benim tarzım bu. Ben olması gerekenleri ve kendi yapacaklarımı anlatıyorum” diye cevap verdi.

Elbette ki Hocaya saygı duyuyorum bu kendi tarzı ama beni tatmin etmeyen bir cevap olduğunu söylemem lazım.

Yakında Cumhurbaşkanı Akıncı ile ilgili ben önemli bir yazı kaleme alacağım.

Görüyorum ki Cumhurbaşkanımız ekibi de başta olmak üzere son derece kısıtlı bir gazeteci kesimiyle irtibatta olmayı tercih ediyor. Adeta Cumhurbaşkanlığının kapıları birçok gazeteciye kapandı. Toplumu aydınlatan gazetecilere kapılar kapatılırsa bu kapılar halka açılır mı o da ayrı bir konu.

Cumhurbaşkanı Akınc ı’nın artık hiçbir konuyla ilgili de bir söz söylemediğini fark ediyoruz. Kim bilir Başkanın söyleyecek sözü kalmamıştır.

Neyse dediğim gibi ilerleyen günlerde bir yazı kaleme alacağım, belki birçok yazı.

Şimdilik tekrardan Tufan hocaya dönelim.

“CUMHURBAŞKANI OLSAM SESSİZ KALMAZDIM”

Erhürman’ın Hükümete yönelik eleştirilerine geçmeden Cumhurbaşkanı Akıncı ile yapmış olduğu kısıtlı yorumlara değinecek olursak; “Siz Cumhurbaşkanı olsanız nasıl davranırdınız” soruma karşılık Erhürman “Ben Cumhurbaşkanı olsam, hiçbir zaman sessiz kalmazdım. Yapılması gerekenlerin yapılmasına liderlik ederdim, bu süreçte 24 saat boyunca bu işle uğraşırdım. Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder, sağlıkçılarla, sendikalarla sürekli temasta olurdum. Günümü, Hükümete yardımcı ve uyarıcı olmak için ayırırdım” dedi.

İşte söyleşinin detayları…

Hükümetin, “pandemi tüm dünyanın sorunu” diyerek sorunlardan kaçtığını ifade eden Erhürman, “Evet, pandemi tüm dünyanın sorunu ama bu kadar ciddiyetsiz ve basiretsiz davranmasaydınız, bugün dünyanın pek çok yerine nazaran çok daha güvende hissedilen, vakalar çıksa bile güvenin yitirilmediği bir konumda olacaktık” şeklinde konuştu.

Erhürman, pandemi başlayalı 6 buçuk ay olduğunu, daha ilk aydan tüm uzmanların ve muhalefetin; sağlık, eğitim, ekonomi ve çalışma yaşamı konusunda önerilerde bulunduğunu ancak hükümet edenlerin bu önerileri reddettiğini ifade etti.

“İSTİHDAM YAPTILAR AMA DOĞRU YERLERE YAPMADILAR”

Vakaların artacağını, pandemi hastanesine ihtiyaç olduğunu, sağlık çalışanlarının sayılarının yetersiz kalacağını en baştan beri söylediklerini ifade eden Erhürman, özellikle sağlık çalışanlarının sayısı konusuna dikkat çekerek şöyle devam etti:

“Çok sayıda istihdam yapıldı. Ana muhalefet partisi olarak, 'sağlığa ne kadar istihdam yaparsanız yapın, destekliyoruz; yeter ki doğru yerlere istihdam yapın' dedik, 'bu insanlar ezilmesin' dedik. İstihdam yaptılar ama doğru yerlere yapmadılar… Gün gelecek 'okullar yüz yüze eğitime başlayacak ve bu süreç, vakaların arttığı zamana denk gelecek' dedik, o gün geldi çattı, bazı öğrencilerin tableti, bazılarının bilgisayarı, bazılarının ise internete erişimi olmadığı görüldü. Bunlar neden oldu? Çünkü hükümet pandemiye hazırlanmak yerine, hükümet kurmak ya da bozmakla oynadı. Hükümet 'ha düştü ha düşecek' dendi, Bakanlıklar felç oldu, kimse, hiçbir iş yapamaz duruma geldi.”

“KÖTÜ YÖNETİM DEMİYORUM, SİZ BU SÜRECİ YÖNETMEDİNİZ DİYORUM…”

Pandemiyle mücadele konusunda hükümetin attığı adımları tek bir cümleyle yorumlayan Erhürman, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kötü yönetim demiyorum, siz bu süreci yönetmediniz diyorum…”

TATAR’IN, VAKA SAYILARINI REKLAM YAPMASI KONUSU… “SİZ BU KADAR ÖNGÖRÜSÜZ MÜSÜNÜZ?”

Başbakan Ersin Tatar’ın, 2 hafta önce, Kuzey’de tespit edilenlerle Güney’de tespit edilen pozitif vaka sayılarını yan yana koyarak reklam malzemesi haline getirdiğini, sosyal medyada yayınladığını ifade eden Erhürman, şöyle devam etti:

“Süreci takip eden biri, rakamların hızlı bir şekilde değişebileceğini görür. 'Bunu reklam etmeyim de sonra yüzüme vuracaklar' der, bunun en azından endişesini taşır. O kadar ciddiyetsiz ve sorumsuz davrandılar ki, 'rakamlar burada kalacak' düşüncesiyle bunu bir reklama çevirmeye çalıştılar. Siz bu kadar öngörüsüz müsünüz? Rakamların nereye gideceğini kestiremiyor musunuz?”

“SİZ SANIYOR MUSUNUZ Kİ ŞU AN İNSANLAR İŞ YAPABİLİYORLAR?”

Ekonominin kendi kendine şu an kapandığını ifade eden Erhürman, hükümet edenlere seslenerek, “Siz sanıyor musunuz ki şu an insanlar iş yapabiliyorlar? Lokantalara iğne atsan, düşme sesini duyarsın. Bunu siz yaptınız” dedi.

“EN TEHLİKELİ İŞARET, GİRNE’DEKİ RASTGELE TESTLER SONUCU 7 POZİTİF VAKAYA RASTLANMASI”

Sürece ilişkin en tehlikeli işaretin, geçtiğimiz hafta sonu Girne Limanı’nda yapılan rastgele testler sonucunda 7 pozitif vakaya rastlanması olduğunu ifade eden Erhürman, “Bu, nerede rastgele test yaparsanız, orada vakalar çıkacak demektir. Şu anda sahada bizim farkında olmadığımız vakalar var, farkında olmadığımız bir bulaş var, farkında olmadığımız temaslılar var” şeklinde konuştu.

 “SEÇİMLERDEN SONRA PANDEMİ BİTMEYECEK, EKONOMİ DÜZELMEYECEK”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından, pandeminin sona ereceği, ekonominin düzeleceği gibi bir havanın oluşturulmaya çalışıldığını belirten Erhürman, “Ekimin ortasında bu pandemi bitmeyecek, ekonomi de düzelmeyecek, eğitimdeki sorunlar da katlanarak büyüyecek” dedi.

“SALGIN, KIBRIS TÜRK HALKININ VAROLUŞUNU TEHDİT EDEN BİR NOKTAYA GELDİ”

Salgının, Kıbrıs Türk halkının varoluşunu tehdit eden bir noktaya geldiğini söyleyen Erhürman, “Bu söylediğim 'hepimiz öleceğiz' senaryosu değil. Kıbrıs Türk halkının sağlığını, aşını, ekmeğini; kısacası varlığını tehdit ediyor. Hükümet edenler nasıl bu kadar sorumsuz ve ciddiyetsiz olabilir?” diye sordu.

“AKINCI’NIN ÇÖZÜME OLAN İSTEĞİNDEN KENDİ ADIMA BİR ŞÜPHE DUYMADIM”

Program sunucusu Gökhan Altıner’in, “Cumhurbaşkanı Akıncı’nın 2015’te ilk seçildiği dönemdeki haliyle şimdiki durumunun farklı olduğunun konuşulduğunu” söylemesi ve bu konudaki görüşünü sorması üzerine Erhürman, şöyle devam etti:

“Sayın Akıncı’nın çözüm istekliğinden kendi adıma bir şüphe duymadım. Bugüne kadar yaptıklarını değerlendirdiğimde; Sayın Akıncı bir Cumhurbaşkanıdır. Ama artık sahaya indik. Şu an Sayın Akıncı benim için rakiplerimden biridir. Ve rakiplerimle tavrım şu; Ben asla Ersin Tatar, Kudret Özersay ya da Serdar Denktaş bu işi yapamaz demedim, demem de. Benim derdim benim ne yapabileceğimi anlatmak. Zaten birileri ısrarla çatışmalar üzerinden bir şeyler yaratmaya çalışıyor. İkinci tura Ersin Tatar ile Mustafa Akıncı kalacak, biri Türkiye’yi sever, diğeri sevmez diye ayrıştırmalar yaratılmaya çalışıyor. Benim derdim çok net: Seçimin ertesindeki gün, 19 Ekim günü bu memleketin bir lideri ihtiyacı olacak.”

“YÜRÜTMENİN HİÇBİR KANADI, SÜRECE LİDERLİK ETMEDİ”

Ülkede pandeminin yaşandığını, Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türkleri görmezden geldiğini, Kıbrıslı Türkler yokmuş gibi davrandığını, Amerika ve Rusya’dan Kıbrıs’a gelenlerin, Kıbrıslı Türklerle görüşmediğini ifade eden Erhürman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların yanı sıra eğitim berbat halde. Öngörümüz, maalesef sonbahara girildiğinde vaka sayılarımız artacak. Yürütmede kimse liderlik yapmıyor. Yürütmenin hiçbir kanadı, sürece liderlik etmedi.”

Günün Sözü

Bazıları şiir sevmez. Çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır.

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları