Erhürman’dan sert “Sokak Yolu” uyarısı

Yayın Tarihi: 20/05/21 07:00
okuma süresi: 10 dak.
  • Erhürman, Sokak Yolu derken adeta bir iç kargaşa uyarısında bulunuyordu. Hoca hararetli şekilde bunları anlatırken benim aklıma yine CTP’nin muhalefette olduğu dönemlerdeki Meclis baskını görüntüleri geldi.
  • ERHÜRMAN…”Diktatör rejimlere karşı bu iki seçenekle mücadele edilebiliriz. Ya Mahkemede çözülecek ya da Sokakta çözülecek ve biz bunun Sokakta çözülmesini istemeyiz ama kimse Kıbrıs Türk Halkının sinir uçlarıyla daha fazla oynamasın, bir kez daha uyarıyorum. Hükümeti bozdurmayan bir üst akıl da varsa eğer bir yerde işte ben  o üst akılın aklından şüphe ederim.”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ile dün sabah oldukça güzel bir canlı yayın yaptık. Programın genel kapsamında her zaman söylediklerinden farklı bir şey söylemedi ancak programı bitirmek üzereydik ki bir anda içinden çıktı ve adeta coştu. Karşımda CTP geleneklerine ait sanki de eski tüfek bir sosyalist oturuyordu ve en önemlisi söylediklerinin hepsinde de ciddi haklılıkları vardı.

Söylem tarzındaki efendiliğini kaybetmeden Hükümete oldukça sert bir uyarı yaptı ve adeta “Mahkemede çözülmezse bu iş sokakta çözülür” dedi ve ekledi “bizi o raddeye getirmeyin”.

Tufan hocayı tanımasam klasik bir ana muhalefet partisi lideri konuşması diyeceğim ama uyarılarında gerçekten ciddi olduğu belliydi.

Erhürman “Anayasa Mahkemesine götürüp götürmeyeceğimizi hem kendi partimizde hem de diğer muhalefet partileriyle değerlendiriyoruz. Ben mahkeme adına elbette ki bir yorum yapamam ama bu konu Anayasa Mahkemesine giderse ve Hükümetin Ad-Hoc Komiteleri konusunda yaptıkları anayasa aykırı değildir kararı çıkarsa ve bu bir teamül halini alır, ilerleyen süreçte başka tehlikeli sonuçlara gidilecektir. İktidarı ve çoğunluğu elinde bulunduran ne olmasa anaya Mahkemesi uygun görmüştü deyip diktatörlük noktasına varacak davranışlar içine girebilecektir. O noktalara gelmemeliyiz. Hükümeti uyarıyorum bu mesele ya Mahkemede çözülecek ya da sokakta çözülecek ve biz bunun Sokakta çözülmesini istemeyiz ama kimse Kıbrıs Türk Halkının sinir uçlarıyla daha fazla oynamasın, bir kez daha uyarıyorum. Hükümeti bozdurmayan bir üst akıl varsa eğer bir yerde işte ben de o üst akılın aklından şüphe ederim” dedi.

Açıklamalarının devamında Başbakan Ersan Saner’e de oldukça yüklendi.

Erhürman, Sokak Yolu derken adeta bir iç kargaşa uyarısında bulunuyordu. Hoca hararetli şekilde bunları anlatırken benim aklıma yine CTP’nin muhalefette olduğu dönemlerdeki Meclis baskını görüntüleri geldi.

Belki hepimiz kendi kendimize bir şey olmaz diyoruz ama hali hazırda toplumun genelinde ciddi rahatsızlıklar olduğu da bir gerçek.

Bu rahatsızlık seçim günü sandıkta mı kendini gösterecek yoksa başka hadiseler mi olacak bekleyip göreceğiz.

Tufan hocanın bu konudaki konuşmasını biraz daha Türkçeleştirecek olursak Sokağa ineriz dediğini net bir şekilde anlıyoruz.

İşte söyleşinin detayları…

Tufan Erhürman: "Ya hukuk yolu ya da sokak yolu"

“Sanki biz ana muhalefet olarak durduğumuz yerde seçim gündemi yarattık gibi bir algı oluşturulmaya çalışıyor” diyen CTP lideri Erhürman, hükümet programında ekim ayında erken seçime gidileceğinin belirtildiğini, hükümete bu kapsamda güvenoyu verildiğini kaydetti.

Başbakan Ersan Saner’in, Meclis Başkanlığı seçimi sürecinde de kürsüye çıkıp Ekim ayından da önce bir seçime gidilmesi yönünde çağrıda bulunduğunu anımsatan Erhürman, “Tüm bunları söyleyen hükümet, şimdi sanki de meseleyi muhalefet gündeme taşımış gibi bir hava yaratmaya çalışıyor” dedi.

AZINLIK HÜKÜMETİ VURGUSU

İktidarın ne Anayasa ne de teamül tanıdığını vurgulayan Erhürman, hükümetin bir azınlık hükümeti olduğunu vurguladı, Başbakan Saner’in “azınlığın çoğunluğa hükmetmesine izin vermeyeceğiz” sözlerine değinerek, “Böyle bir çaba yok. Tarihi dile getiren de kendileri, Meclis kürsüsünde erken seçim çağrısı yapan da kendileri” şeklinde konuştu.

“TUFAN SÖYLERSE ARKASINDA DURACAK AMA SANER SÖYLEDİĞİNİN ARKASINDA DURMASA DA OLUR”

Erhürman, “Ben Meclis kürsüsüne çıkıp, Ekim ayından da önce bir erken seçime gidilmesini istiyorum desem ve dönüp bunu yapmasam diğer partiler ne derdi? Sizin bana yakıştırmadığınız bir şeyi bu hükümet kendine yakıştırıyor. Tufan söylerse arkasında duracak ama Saner söylediğinin arkasında durmasa da olur? Bu durumun herkese siyaseten bir şeyler anlatması, söylemesi gerek” ifadelerini kullandı.

“İNSANLAR ARTIK DÜŞÜNMELİ; BU SİYASİ VE ETİK DIŞI DAVRANIŞLARI HAZMEDEBİLECEK Mİ?”

Azınlık hükümetinin, seçim tarihi konusunun görüşüldüğü Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesi’ni baypas edip, sırf çoğunluğu ele almak adına yeni bir komite yaratmaya çalıştığını anlatan Erhürman, bu durumun dünyada örneği olmadığını belirterek, “İnsanlar artık düşünmeli; bu siyasi ve etik dışı davranışları hazmedebilecek mi?” diye sordu.

“YA HUKUK YOLU YA DA SOKAK YOLU”

“Ya hukuk yolu ya da sokak yolu” diyen Erhürman, diktatör rejimlere karşı bu iki seçenekle mücadele edilebileceğini vurgulayarak, muhalefet partilerinin, ad-hoc komite meselesinin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması adına çalışma başlattığını, muhalefetteki partilerle görüşmelerin sürdüğünü kaydetti.

Erhürman, Kıbrıs Türk halkının sabırlı bir halk olduğunu ancak her sabrın da bir sınırı olduğunu vurguladı.

“UBP KURULTAYINA YÖNELİK İHTİYAÇ DUYULAN KARARLAR ÜRETİLİYOR”

Hükümetin yok hükmünde olduğunu ifade eden CTP lideri, bürokratik olarak günlük cari işlerin zaten işlediğini, Belçika’da 6 ay botunca hükümetin kurulamadığını ancak sokaktaki insanın bu durumu hissetmediğini ifade ederek, “Şu anda cari işler yürüyor. UBP Kurultayına yönelik ihtiyaç duyulan kararlar üretiliyor” dedi.

Hükümetin olmadığı gibi Meclis’in de olmadığını ifade eden Erhürman, Genel Kurul’un son oturumunun 10.00’da başlaması gerekirken 13.30’da başladığını anımsattı, “Sonra da Başbakan çıkıp Meclis’te çoğunluğum var diyor. Üç buçuk saat boyunca nisabı sağlamak için, bir kişiyi ikna etmek için toplantılar yapıyorsun, sonra da azınlık hükümeti olmadığını söylüyorsun” ifadelerini kullandı.

“NİSAN 2022’DE SEÇİM DEMEK, ÜLKENİN 31 ARALIK 2021’DEN, 1 TEMMUZ 2022’YE KADAR İCRAATTAN YOKSUN KALMASI DEMEK”

İktidarın, Nisan 2022’de seçim yapılması yönünde talebinin bulunduğunu ancak bunun olması için Şubat 2022’de seçim yasaklarının başlaması gerektiğini ifade eden Erhürman, Nisan ayının hemen ardından da yerel seçimlerin yapılacağını, bu durumda da 31 Aralık 2021’den 1 Temmuz 2022’ye kadar ülkede hiçbir icraatın yapılamayacağını vurguladı.

“TÜRKİYE’DEN PARAYI EN İYİ BİZ KOPARIRIZ” SİYASETİ…

Özelde Maliye Bakanlığı’nın, genelde ise hükümetin, her ayın ortasında “Türkiye’den para gelmezse maaşları ödeyemeyeceğiz” şeklide açıklamalar yaparak bir siyaset oluşturduğunu belirten Erhürman, “Bu söylemlerle hem Türkiye’ye hem de buraya mesaj veriliyor. Sonra uçağa binilip Türkiye’ye gidiliyor ve ay sonuna doğru ‘parayı kopardık, Türkiye’den parayı en iyi biz koparırız’ mesajı veriliyor” dedi.

AD-HOC KOMİTE TARTIŞMALARI…

Ad-hoc komite meselesinde, Anayasa ve Meclis İç Tüzüğü’nün açıkça ihlal edildiğini vurgulayan Erhürman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anayasa çok açık bir şekilde Meclis çalışmalarında, siyasi parti gruplarının Milletvekili sayısının oranına göre katılacağı belirtiliyor. Bu neyi gösterir? Komite çalışmaları ya da komitelerin kurulması, siyasi partilerin Meclis’te sahip oldukları Milletvekili sayısının yansıdığı orana göre belirlenir. İç tüzük de bunun böyle olması gerektiğini söyler.”

Ad-hoc komitelerin kuruluşunun, Meclis Danışma Kurulu kararına bağlı olduğunu aktaran Erhürman, Meclis İç Tüzüğü’nde, “eğer siyasi partiler iterse, kendilerine düşen üye sayısından feragat edebilirler” şeklinde bir ifadenin bulunduğunu kaydetti.

İktidarın, Meclis’te temsil edilen, grubu olsun ya da olmasın tüm siyasi partilerden bir temsilcinin atanacağı bir ad-hoc komite kurulması yönünde bir tavrının olmadığını, zaten böylesi bir durumda da, baypas edilmeye çalışılan esas komitede olduğu gibi eşitliğin olacağını kaydetti.

İktidarın niyetinin, iddia edildiği gibi “katılımcı demokrasi” olmadığını, katılımcı demokrasinin, her siyasi partiden bir temsilcinin katılacağı durumda geçerli olduğunu ifade eden Erhürman, “Böylesi bir durum olsa, tüm partiler feragat ederdi” dedi.

“6 VEKİLİ OLAN HP’YE 1 TEMSİLİYET, 2 VEKİLİ OLAN YDP’YE DE 1 TEMSİLİYET”

Oluşturulmaya çalışılan ad-hoc komitede; UBP’nin 3, CTP’nin 2 ve HP, TDP ve DP’nin ise 1 Milletvekili olmasının talep edildiğini anlatan Erhürman, “HP’nin 6 milletvekili var ve UBP’nin HP’ye laik gördüğü temsilci sayısı 1. YDP’nin 2 Milletvekili olmasına karşın, YDP ile HP’ye aynı oranda temsilci hakkı veriliyor. Öte yandan Anayasa ise, grupların Milletvekili sayısına orantılı bir şekilde temsilci hakkı verilmesi gerektiğini söylüyor. İktidar uzlaşma aramıyor, dayatma yapıyor” şeklinde konuştu.

Günün Sözü

"Demokrasiye muhalif en iyi kanıt, ortalama bir seçmenle bir beş dakika konuşmaktır."

Winston Churchill

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları