Dolar 1,2 iken ‘Euro’cu CTP’ KKTC’yi batırmıştı!

Ocak 2022’de yapılacak erken genel seçimler için ana muhalefet CTP, partide çalışmak için “eleman münhaline” çıksa daha çok başvuru olurdu.

Öyle ya; ana muhalefette 25-30 bin TL ön başvuru parasını peşin verip "aday adaylığı" kuyruğu olmalı idi. 

Olmadı. 

Bu insafsız, yıkıcı bir eleştiri olarak alınmasın.

Ortalık yine kurmayların oğulları, evlatları doldu.

Adeta “diğerlerine” bir mesaj.

Kurmay kadro devam etsin, diğerleri istikbalini partide ona göre değerlendirsin!

'Küçük olsun, bizim çocukların olsun' yaklaşımı... 

10 senede isimler değişti ama mantalite pek değişmedi: “CTP & Son's” eleştirilerinin yapıldığı 2010’lu yıllar tadında…

Parti içinde büyük kıyametleri koparan Mağusa’da “federalizmin” düştüğü “iki devletli” adaylık durumuna girmiyorum bile…

Ben esasa gelmek dileğindeyim: Süren tartışmalara…

**

Ana muhalefet CTP, seçime giderken derinliği yükselişte olan döviz krizi karşısında Euro bayraktarlığını üstlenince gündemi belirlemiş oldu…

Bu güzel bir şey.

Daha önce de kırk kez konuşulmuş, tartışılmış, gündeme gelmiş, iki devlet yolunda-cılar tarafından da kimi zaman enteresan bir şekilde taze tutulan Euro’ya geçme konusu CTP’nin ana propagandası oldu.

Hayat Sterlin ağırlıklı ama tamam Euro’ya geçelim.

Zaten para malum izafi bir şeydir.

Paranın değerini “yönetimi” belirler.

Mesele istikrardır.

İşin teorik kısmında bir mesele yok ki…

Tüm ekonomistlerin istisnasız “olur ama, olur ama…” tadında açıklamalarını da izliyoruz.

“İstikrar ve para” ekseninde bu “Euro’ya geçelim” popülizmini UBP yapsa tamam derim.

CTP’nin bunu yapmaya pek hakkı yok.

Çünkü CTP’YE YİNE YAKIN MAZİSİNİ BİR HATIRLATAN YOK!

**

Bu Türkiye-KKTC ilişkileri tarihi kaydına en üst seviyede zikredilerek geçmiş bir gerçektir;

Türkiye’nin her bakımdan; siyasetten ekonomiye KKTC’ye en az, hatta neredeyse hiç, tavsiye bile vermediği, “karışmak” kelimesinin bile anılamayacağı bir dönem var.

“Ne vakitmiş o?” diyorsunuz elbette…

Annan Planı sonrası, 2005’ten başlayarak neredeyse 2009’lara kadarki "altın çağ" (!) dönemi…

Ne oldu bu dönemde?

Bu Euro tartışmaları çerçevesinde baktığımızda ne görüyoruz?

Neden karışmamış Türkiye?

Çünkü ekonomi iyi durumda…

Annan Planı referandumu Kuzey’de geçmiş…

Artık kimsenin inkâr edemediği uluslararası siyasi kazanımların yanı sıra dönemin atmosferi doğrudan ekonomiye yaramış.

İnşaat sektörü patlamış.

Sıcak para dağılmış…

Türkiye’de haliyle bu tencere kaynar mı acep demiş, elini eteğini minimuma indirmiş…

Ya ne olmuş sonra?

Annan Planı referandumu sonrası CTP iktidarda tabi…

Dolar kaç imiş?

1,2 TL.

Yani neredeyse bir Türk Lirası’nın bir dolara eşit sayılabileceği yıllar…

Euro da o balanslarda geziniyor…

**

İktidar da CTP.

Neler oldu neler…

CTP istiyor diye Türkiye KTHY’deki hisselerinden vazgeçti.

DAÜ yönetimini de Türkiye KKTC'ye bıraktı.

Biliyorsunuz değil mi: Her ikisi de CTP yönetiminde battı!

CTP'nin o dönemde GSM'de fiili tekeli kuran parti olduğunu söylememize gerek yok... 

Başka? 

İhaleler Ankara’da açılmasın, dedi CTP…

Türkiye kabul etti.

Tavsiye telefonları bile gelmezdi o dönem.

Ama ne oldu?

Ekonomik yıkım, yine CTP’nin eseri oldu…

**

TL tarihin en istikrarlı dönemini yaşarken; 2008 yılı 13. maaşları, dönemin başbakanı Ferdi Sabit Soyer’in tarihi itirafı ile "Türkiye kandırılarak" ödendi.

Ekonomik büyümeden elde edilen refah geleceğe değil, memurlara verildi!

Yatırım değil, lüks tüketim finanse edildi!

CTP de yarattığı ekonomik yıkımın sorumluluğunu bile almadan bırakıp kaçtı, gitti…

Anlaşılan o dönem uyguladığı popülist politikalardan hala vazgeçmiş değil CTP.

“Atılacağına” başa sarmış görünüyor…

UBP SAĞ POPÜLİZMİN LİDERLİĞİNİ, CTP DE SOL POPÜLİZMİN LİDERLİĞİNİ bırakmayacak anlaşılan.

Zaten biz de buna KKTC’de statükoda öteden beri süren sessiz işbirliği diyoruz.

**

Bu işbölümü ne işe yarıyor diye soracak olursanız;

CTP NE KADAR ÇOK EURO’YA GEÇELİM DERSE UBP TÜRKİYE’DEN O KADAR ÇOK TL TIRTIKLAMAYI UMACAK.

O nedenle de sessizler baksanıza…

Tabi Euro’cuların bize şunu da açıklaması lazım;

CTP KKTC’yi batırdığı dönemde Euro’ya geçen Güney Kıbrıs’taki yoldaş Hristofyas döneminin sonunda ne oldu?

Eurocular, nasıl da insanların bankalardan parasını bile çekemediğini ve sonunda bankalardaki sözde "istikrarlı" Eurolarını Troyka atlıları marifetiyle bir kalemde traşlattıklarını bize birkaç cümle ile açıklayabilirler mi?

ÖZETLE, EURO’YA GEÇİŞ, KKTC’Yİ KURTARMAZ.

“İşbölümü yapılmış popülizmden” vazgeçilirse, bir kurtuluş imkânı beklenebilir belki…